Her
yeni evlenen bir çocuğa sahip olmayı ister. Çünkü her çocuk bir umuttur,
mutluluk kaynağıdır aile için. Çocuk doğar; bir emeklese, bezden bir kurtulsa,
yürümeye başlasa, okul çağına bir gelse, okulunu bir bitirse, bir görev alsa,
bir evlendirsem... temennileri birbirini kovalar.
Çocuk
bizim her şeyimiz. Çocuğumuz için de biz her şeyiz. Belirli bir yaşa kadar
çocuk bize bağlı, biz çocuğumuza bağlıyız. Her aile çocuğunun iyi bir geleceğe
sahip olabilmesi için imkanları çerçevesinde neredeyse saçını süpürge eder.
Bir
zaman gelir ki çocuğumuz büyür, yavaş yavaş elimizin altından kaydığına şahit
oluruz. Farkına vardığımızda çoğu zaman inisiyatif bizde değildir artık. Çoğu zaman çocuğumuz:
1.Ya
laftan sözden anlamayan/dinlemeyen bir sokak çocuğu olup çıkmıştır.
2.Ya
arkadaş kurbanı olmuştur.
3.Ya
bir karşıt cinse gönül vermiştir.
4.Ya
bir grup, bir camianın içerisine, onların emrine girmiştir.
5.Ya
madde bağımlılığı vb zararlı alışkanlıkların müptelası olmuştur.
6.Ya
söz dinlemeyen, her dediğinin tersini yapan asi biri olup çıkmıştır.
7.Ya
evlenip uzaklaşmıştır.
8.
Ya da evi terk edip canlı bomba olmuştur…vs.
Örnekleri
çoğaltabiliriz. Artık yediğimizi yemeyen, giydiğimizi giymeyen, düşündüğümüzü
düşünmeyen, bizimle aynı dili konuşmayan, bizi beğenmeyen bir nesil olup
çıkıyor. Artık aynı evi paylaştığımız birbirimize yabancı bir çocuk olup
çıkmıştır. Kuşak çatışması olur da böylesi pek eskiye benzemiyor. Çarşıya çıkıp
etrafımıza bir baktığımızda giyim kuşamdan bile birbirimize ne kadar yabancılaştığımızı
görebiliriz. Bize yabancılaşan bu neslin bir kısmı biraz sendelemeden sonra er
veya geç kendini buluyor.
Ya
kaybettiğimiz diğer çoğunluk. Onları ne yapacağız? Nasıl sorumluluk vereceğiz?
Nasıl anne baba olacaklar? Nasıl çocuk büyütecekler? Soruları çoğaltabiliriz.
Abarttığımı düşünebilirsiniz. Asla ümitsiz değilim. Demem odur ki, dert
ediniyorsak tedbir alalım el birliğiyle. Kendi çocuğumuzu kurtarmamız yetmez.
Çocuğumuzla aynı havayı teneffüs edecek kaybettiğimiz diğer çocuklar için de mutlaka
bir şeyler yapmamız lazım.
Kaybetme
ve kazanma sebep/nedenleri çoktur. Buradaki sayfam bunu işlemeye yetmez. Kısaca
nasıl kaybetmeyiz? Kaybettiğimizi nasıl kazanabiliriz?
1.Yaşına
göre sorumluluk verelim.
2.
Aşırı korumacılıktan kaçınalım. Her istediğini yapmayalım.
3.Ne
tamamen serbest bırakalım ne de sıkalım. Güvene dayalı denetimli serbestlik
verelim.
4.İyi
olması için başkasına ihale etmeyelim. Kendimiz iyi örnek olalım. Kuru
nasihatten kaçınalım.
5.Öz
güven sahibi bir birey olarak yetişmesine imkan sağlayalım.
6.
İletişim ve diyalog yolunu kesmeyelim. Onları dinleyelim.
7.Aklını
kullanmasını, aklını kiraya vermemesini sağlayalım.
8.
Sevgi ve saygıya dayalı bir aile ortamı oluşturalım… 01/01/2016
* 02/04/2016 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder