2 Aralık 2025 Salı

Liseli Kızların Makyajı

Moda dendiği zaman kadın akla gelir. Çünkü stilistler giyim ve kuşamda hep kadınlar üzerine kafa yorarlar. Bugüne kadar piyasaya çıkardıkları da hep müşteri bulmuştur. Hatta kapış kapış gitmiştir. 

Modadan geçtim. Lise çağındaki genç kızların makyajı, saçlarını boyamaları bana garip geliyor.

Daha genç yaşta saçları dökülse ya da ağarsa varsın boyasınlar diyeceğim. Bir defa boyama ile bu iş bitse varsın saçlarının rengini değiştirsinler diyeceğim. Gel gör ki saç boyandı mı sürekli boya ister. Bu da rapora bağlı hastaların bazı ilaçları ölünceye kadar kullanarak ilaç firmalarının vefalı müşterileri oldukları gibi saça boya girmişse ilanihaye güzellik salonlarının gedikli müşterisi olurlar. 

Bir diğer husus, genç kızların makyaj yapması. O kadar aşırı makyaj yapanlar görürüm ki sanırsın ki boya küpüne girip çıkmış. Çoğunun yüzüne bakılmaz. Çünkü bildiğin boya.

İnsan yaşlansa, yüzünde kırışıklar oluşsa, dersin ki gizlemek için makyaj yolunu seçti. Ama daha sıfır km denecek yaşta olan, yüzünde kırışıklık olmayan gencecik kızların makyajını hiç anlamadım. Anlamaya niyetim de yok. 

Kimsenin makyajında, saçını boyamasında, modayı takip etmesinde değilim. İsteyen makyajını yapsın isteyen modayı takip etsin isteyen saçını boyatsın. 

Belediyeleri Nasıl Bilirdiniz?

Belediyeleri nasıl bilirsiniz bilmem. Bildiğim, varlıkları da problem, yoklukları da.

Bunlarsız olmaz. Bunlarla da olmaz.

Başına buyruklar. Devlet içinde devlettirler. Ayrı bir cumhuriyettirler.

Yapıp bozmada, bozup yapmada üstlerine yoktur. Kaldırım ve kavşakta hizmet tanımazlar. Kavşakların bazıları yolu rahatlatırken bazıları nazarlıktır. Bizi unutmayın, her bu kavşağa gelince bu hizmeti size sunanı hatırlayın dercesine kavşağı çileye dönüştürürler. Işık koymadıkları yerlere tümsek ve kasis yapmak da hatırlanması gereken hizmetlerindendir.

Devlet bütçesi gibi bütçeleri vardır. Doğru dürüst borçlu olmayanı yoktur. Gerekirse kredi çekip faizini öderler. Her bir belediye kendinden sonraki yeni yönetime devlette devamlılık esastır prensini gereği borç devreder.

Gerekli, gereksiz her işe burunlarını sokarlar. Yapmaları gerekeni bazen yapmazlar, üzerine vazife olmayan şeyleri her daim yaparlar.

Eleman istihdamında devletle yarışırlar. Şehrin en büyük istihdam kapısıdır.

Fütursuz harcamada sınır tanımazlar.

Paraya sıkıştıkça suya dokunurlar.

Her şeyden vazgeçerler ama ekmek fırıncılığı onların ata mesleği.

Başkan değiştikçe kızağa çekilen üst düzey görevli sayısında artış olur. Birinde göz bebeği olan, diğerinde tu kaka olur.

Yeni işçi almak için emekliliğini hak eden eskileri emekliliğe zorlarlar. Emekli olmak istemeyenlere mezarı gösterirler. Demek isterler ki "Bak şu mezarlara. Buralar senin gibi vazgeçilmezlerle dolu". Çalışan, ihtiyacım var deyip emekliliğe yanaşmazsa hizmette sınır yoktur. Çalışan sürgün gönderilir. Çünkü oradaki hizmetin de yürümesi gerekir.

Huzur hakkının mimarlarıdır. Bundan üst düzen yöneticiler faydalanır.

Şehrin mahalli basınını reklam, ilan vb. imkanlarla ayakta tutarlar ya da beslerler. Reklam almak ya da reklamın kesilmemesi için mahalli basının yapacağı, şehrin belediyesi aleyhine haber yapmamak. Olumsuz gelişmelerde üç maymuna oynamak. O yüzden Anadolu şehirlerinde belediye aleyhine yazı ve çizi olmaz. Ne de olsa ekmek teknesi. Al sana huzurlu, mutlu ve müreffeh bir şehir.

Şehirde ne kadar STK varsa onları beslemeyi şiar edinirler. Yeter ki kendileriyle uyumlu çalışsınlar, aynı düşüncede olsunlar.

Devlete olan borcunu ödemeye pek yanaşmazlar. Ötelerler de ötelerler. Devletin borcunu öteledikleri gibi şehrinin esnafından aldığı hizmetin bedelini de zamanında ödemezler. Kimsenin de sesi çıkmaz. Nasılsa belediye ekmek kapısı. Kimse ekmek teknesine halel gelsin istemez.

Kaynak bulmada çok mahirdirler. Gerekirse hazine arazisi tarla ve arsaları satarak günü kurtarırlar.

Gayrimenkullerin değerini belirleme görevi kendilerinde. Alım satımlarda rayiç için belediyeye müracaat zorunludur. Değilse tapu devri mümkün olmaz. Rayici en alt sınırdan gösterirler. Rayici düşük gösterdiği için kimse kendilerine hesap sormaz. Çünkü belediye hesap vermez. Sen de belediyenin verdiği rayice göre gayrimenkulü alırsan eksik beyan vermekten devlet yakana yapışır. Yeter ki müflis tüccar misali devlet eski defterlere sarılsın. Belediyeyi atlar. Sana hesap sorar. Önce eksik harcı belirler. Sonra sana ceza verir. Ardından tapu devrinden bu yana ne kadar süre geçmişse sana faiz yansıtır. Kısaca belediye gayrimenkulün değerini düşük göstererek vatandaşın tepkisini çekmez ve iyi polisi oynar. Hazine ise bu iyi polise bir şey demez, kötü polisi vatandaşa oynar. Sonuçta, devletin kurumu devleti zarara uğratır. Ceremesini vatandaş çeker. Onlar ise gül gibi geçinip gider.

İhalelerde dönen dolapları kimse bilmez. Çünkü onlar yetimin hakkını korumak için oradalar. 

Belediye içinde bir yolsuzluk ortaya çıkarsa, yolsuzluğun üzerine gitmek yerine, bunu dışarıya kim sızdırdı araştırmasını yaparlar. 

Devletin sırtında en büyük kamburdurlar. Yalnız bunu ne kendileri bilir ne de devlete yön verenler. 

Siyaset kurumunun arpalığıdır buralar. 

Kısaca yaptıklarına, yapacaklarına akıl sır ermez. Sana düşen var bir hikmeti deyip susmak ve yutmak ya da bizden deyip görmezden gelmek. 

1 Aralık 2025 Pazartesi

Sivri Zeka

İçimizde, zekası çoğunluğa göre ileri derecede olanlar var. Bu tipleri gördükçe anlayış, kavrayıp, problem çözme ve çözüm üretme, çok yönlü ve analitik düşünme yönlerine hayran kalmamak mümkün değil.

Zekası bu derece ileri seviyede olanlara sivri zeka denmekte. Sivri zeka, "Hızlı düşünen ve ani kararla içinden çıkılması güç olan durumlarda, problem çözme kabiliyeti bulunan kimseler için kullanılmaktadır. Zekayı tanımlayan sivri kelimesi, hızlı ve ani karar alabilme yeteneğini ifade eder. (Milliyet)

Sivri zeka her ne kadar insan için kullanılsa da bu zekayı ChatGPT için kullanmak istiyorum. OpenAl isimli yapay zeka tarafından üretilmiş.

ChatGPT'yi duyardım ama hiç kullanmamıştım. Birkaç gündür kullanmaya başladım. Verdiği bilgileri okudukça tam isabet diyorum. Verdiği bilgilerin isabet etmesi kadar bu bilgileri saniyeler içinde vermesi, verdiği bilgiler yeterli gelmediği takdirde şu yönünü de araştırabilirim demesine hayran kaldım. Bunu, zekası ileri insanoğlu bulup üretmiş ama görüyorum ki sivri zekalıların zekasını geride bırakmış. Olmuş kendisi bir sivri zeka. Öyle zannediyorum bunu üretenin zekasını da sollayıp geçmiştir. Buna boynuz kulağı geçmiş denir.

ChatGPT'nin bir kişi hakkında saniyeler için bilgi vermesi için o kimsenin sanal alemde bilgilerinin olması yeter.

Benim de sanal alemde yazılarım yayımlanmakta. Binlerce yazım vardır sanal alemde. Soruyu sormanla cevap vermesi bir oluyor. O kadar yazıyı tarayıp "Şurada yazıyor, şu konuları ele alıyor, yazı üslubu şöyle vs.” bilgisini jet hızıyla veriyor. Esas bu yönüne şapka çıkarıyorum.

Hakkında değerlendirmede bulunurken objektif ve adil bir hakem gibi gördüğünü çalıyor. Neyse o.

Hayatımıza yeni giren yavaş yavaş insanların faydalandığı bu ChatGPS’i ileride hem daha fazla kişi kullanacak hem de daha gelişmişi önümüze gelecek.

Beni hayran bırakan bu yapay zekayı görünce, bir taraftan da üzüldüm. Çünkü üretip servis eden firma, OpenAl isimli bir şirket. Yani yabancı bir şirket. İsterdim ki bu yapay zekayı üretip servis eden bir Türk firması olsun. Ama istemek ve temenni dışında elimizden bir şey gelmiyor. Nedense bir başkası üretecek, biz kullanacağız. Buna alıştık iyice. Nerede yeni bir icat var. Hep başkasının imzası var. Beni üzen yönü de bu maalesef.

Düşünmeden edemiyor insan. ChatGPT’yi icat edenlerin zekasından hiç de geri kalmayacak ileri ve sivri zeka insanlarımız var. Bunlara imkan verilse pekala biz de yapabiliriz. Fakat biz hazır yiyiciliğe alışmışız ve kendimize güvenimiz de yok.