Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Telefonumun Kılıfı

Bugünlerde yeni mi aldınız hayırlı olsun diyen diyene. Aldığım yeni bir şey yok aslında.  Tek yaptığım, kaç senedir kullandığım cep telefonunun mevcut kılıfını değiştirip yenisini takmak.  Sağ olun da telefonum eski. Yeni olan sadece kılıf diyorum. Kısaca yeni olan telefon değil, kılıfıdır.  Telefonu ne zaman aldığımı hatırlamıyorum. Sanırım pandemi döneminde almış olmam lazım.  Mevcut telefonum işimi görüyordu aslında. Ben bu telefonla giderim diyordum. Beni yeni telefon almayan iten sebep telefonun yeni güncelleme kabul etmemesiydi. EBA'yı indiremiyorum. Aynı şekilde Hayat Eve Sığar uygulamasını telefonuma indirmeme izin vermiyordu telefonun sürümü. “Ne indirmeye kalksam, “Telefonunuz bu sürümü indirmeye uygun değil” uyarısı alıyordum. Mecbur kalmıştım yeni telefon almaya. Pandemiden beri kullandığım telefonun kılıfı ne şekil olmuştu elimde tuta tuta. Sapsarı idi kılıf. Hatta bir defasında bir telefoncuya girmiştim de "kılıfın kötü olmuş. Normalde ben bu telefonu ve kılıfını
En son yayınlar

Eden Bulur (2)

Nihayet gelen iki muhakkik basın özgürlüğünün gereğini yapar. Yazara bu sen misin bile demezler. Çünkü ben değilim dese inceleme ve soruşturma biter. Suç delilleri ortaya konmaz. O kadar yolu da boşu boşuna tepmiş olurlardı.  Kendi halinde müstear isimle yazı yazan mütevazı yazarı genel idare hizmetleri sınıfından eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına tenzili rütbe olarak teklif ederler. Bakan da kanunun kendine verdiği yetkiyi kullanarak 71 ve 76.maddelere göre ilgili kişiyi yönetici görevinden alarak asli görevi öğretmenliğe döndürür.  Bereket, mülki amir terör örgütleriyle bağlantısı var şeklinde bir şikayette bulunmamış. Öyle olsaydı, öğretmenliği bile mumla arardı ilgili yazar. Çünkü işin içine terör iddiası girerse yandı demektir. Öyle ya bugüne kadar terör haftasından kim kurtulmuş ki o kurtulacak. Bu da mülki amirin merhametini gösterir.  Ama bu merhameti daha mülki amirliğin başında bir kelle aldığı havasını atmasına engel değil. Öyle ya hangi kula nasip olur daha görevinin ba

Eden Bulur (1)

En büyük hayali bir mülki amir olmakmış. Önce küçük yerlerden başlayıp büyük yerlerde çalışmayı kafasına koyar. Niçin böyle bir hedef koyar? Çünkü ülkeyi ilçelerden başlayarak düzeltecek, bir de düzeltirken kimseden emir ve talimat almayacak. Birinin göbeğini kesmesi gerekiyorsa o kesecek. Mülki amir olmaması için hiçbir neden yok. Yazılıdan yüksek puan almış. Boy pos yerinde. Vizyon ve misyon sahibi. Mülakattan da geçer puan alırsa niye olmasın. Ki yüksek puan almaması için bir sebep de yok.  Fakat gel gör ki yüreği hizmet aşkı ile dolu kişi iki mülakattan elenir.  Nihayet üçüncüde mülakatı başarıyla geçer ve köyden bozma bir yere atanır.  Mülakattan kaynaklı gecikmeyi de telafi etmek için işe hızlı girer. İlk başta yapması gereken kediyi bacağından ayıracak ki herkes geldiğinden haberdar olacak.  Kısa zamanda yaptıklarıyla, hakkında kitap yazılacak kadar icraata imza atar.  Garibin bir tanesi de böylesi bir daha gelmez. Şunun yaptıklarını yazayım da gelecek nesillere yol haritası ols

Evlilikten Maksat Bilek Güreşi midir?

Evlenmek niyetiyle görüşmeye gelmişlerdi. Delikanlı, genç kızı, şöyle bir süzdü ve sessizce düşündü:  "Güzel kız fena değil. Ama biraz kendini beğenmiş. Acaba bu hali devam eder mi? Ya ederse? O zaman bununla yaşanmaz. Kadın dediğin biraz uysal olmalı... Neyse canım, hele bir evlenmeyi kabul etsin. Ben onu değiştirmeyi bilirim." Genç kız da simasının ortasına sinsi bir tebessüm kondurdu.  "Fena çocuk değil. İşi de yerinde. Rahat bir hayat yaşarım. Lâkin biraz' dediğim dedik' gibi.  Acaba buna, sözümü dinletebilir miyim?  Aman canım, düşündüğüm şeye bak. Evlenelim de ben onu mum gibi yapmasını bilirim”. Ve değişim savaşının imzaları alkışlar arasında atılır. Ayaklar birbirini ezmek için yarışır.  "Bal/ayının" tatlı meltemi yerini yavaş yavaş kuzey rüzgârlarına bırakır.  Genç adam, sabah işe gitmeden eşini uyandırmaya çalışır: "Ben hazırlanırken sen de kahvaltı hazırlayabilir misin?"  Genç kadın uyumaya devam eder. "Hayatım, geç kalıyorum h

Paha Biçilmez Öğütler *

Dostuna borç verirken dikkatli ol. Aksi halde her ikisini de kaybedebilirsin. Hafızana güvenme. Her şeyi kağıda yaz.  Bir ev satın almak istediğinde üç önemli şeyi düşün: Mevki, mevki mevki...  Hiç kimseye işini tamamlamadan önce ücretini verme.  Hayat arkadaşını özenle seç. Çünkü hayatının saadeti de, sefaleti de yüzde doksan ona bağlıdır. Yarınki işini iyi yapmayı düşünüyorsan geç uyuma. Ödünç şeyler almaya kendini alıştırma. Telefonun hayatının güzel anlarını alıp götürmesine müsaade etme. Zira telefon senin kendi rahatın içindir, telefon ettiğin kişinin rahatı için değil. Eğer annen sen bu işi yaparsan pişman olacaksın diyorsa, çoğunlukla bu gerçekleşir. Cesur ol. Olamazsan, bari cesurmuş gibi görün. Çoğu kimseler aradaki farkı göremez. İyi bir kitaba rast gelirsen, okuyamazsan dahi onu satın al. Üç kez başarısız kalmış birine ortak olma. Çocukların akıl baliğ olunca onları çalışmaya teşvik et. Hatta daha küçük yaşlarda da “Bunu  yapabilirsin” diyerek onları cesaretlendir. Her duyd

İmralı Kartı

İmralı'daki aktör bir zamanlar kendisine lider payesi verilmiş bir figürandı. Dağda iken dağa hakim idi. Ne zaman ki dağdaki görevi bitip derdest edilip asmamak şartıyla paketlenerek bize teslim edildi.  Beslemek için İmralı'ya koyduk. Terörü bitirmek için biz her ne kadar İmralı'yı muhatap alsak da İmralı artık aktör değil. Onun yerine başkasını buldukları için o görevi başkası yapıyor. Hoş dağda iken de aktör ve lider değildi. Olsa olsa emri başkasından alan lider görünümlü bir maşa olabilir.  Çünkü nerede bir terör örgütü varsa o örgütün elebaşısı, dış güçlerin bir piyonudur. Türkiye terörün kökünü kurutmak istiyorsa, İmralı’yı muhatap almaktan ziyade o terör örgütüne destek veren, koruyup kollayan dış gücün desteğini kesmesi gerekir. Çünkü terör örgütleri dış destek almadan yaşayamaz. Türkiye bu dış desteği kesemediği için yıllardır terörle boğuşuyor. Operasyon düzenliyor, öldürüyor ve şehit veriyor. Yani bataklığı kurutamıyor. Bataklık kurutulmadıkça o bataklık terörü

Kişişelleştiriyor muyum?

Bir yazımdan nem kapan bir nemci, nem kaptığı yazıdan bir şey çıkmayacağını anlayınca, geçmiş yazılarıma bel bağlamış. Suç unsuru bulabilir miyim diye aramış taramış. Sonunda bazı yazıları tespit ederek üzerine bir dilekçe yazmak suretiyle hakkımda şikayette bulunmuş. İki eli çantalı gelmiş suç unsuru bulmaya.  Gelen çantalılar ilk önce şikayetçinin huzuruna çıkarlar. Ne de olsa büyük makam ve güç sahibi. Dediklerini bir bir dinlerler ama kayda geçirmezler. Ardından bir başkasının, sonra benim ifademe başvurdular.  Önce hal hatır sordular. Sen mi yazdın bunları dediler. Yaz yaz güzel yazıyorsun, her konuda yazmışsın dediler.  Sonra sadede geldiler.  Niçin yazı yazdığıma, bu kadar çeşit yazı konusunu nereden bulduğuma, nasıl vakit ayırdığıma, işlerimi aksatıp aksatmadığıma, şu yazıda şöyle diyorsun, burada ne kastettiğime, şu şu kurumları niçin kötülediğime, maksadımın ne olduğuna, eleştirerek elime ne geçtiğine dair sorular sordular. Hepsine kendimce cevap verdim. Bir soruları çok ilgi