Cuma namazını Alaaddin Camiinde kılayım diye evden çıktım.
Güzergahım, İstasyon, Millet Bahçesi, Anıt, Zafer, Alaaddin Tepesi.
Millet Bahçesinin karşı kadırımından cumaya yetişmek için yürürken 13-14 yaş aralığında bir çocuk, "Dayı, Şuradan bana iki Tuborg alır mısın" dedi. Yanlış mı duydum diye ne alacağım diye sordum. "Tuborg dayı Tuborg" dedi.
Şaşkınlığımı anlayan çocuk, "Abi, yanlış anlama. Kendime almayacağım. Yaşım küçük olunca bana vermediler. Başkasına alacağım" dedi.
Bak delikanlı, o dediğini bugüne kadar ne elime aldım ne ondan bir yudum aldım ne de böyle içki satan bir yere girdim. Ne olur, beni buna alet etme dedim. Çocuk da üstelemedi. Ne olacak dayı, alacağın iki bira demedi.
Yoluma devam ettim.
Geriye dönüp baktım. Kaldırımın kenarında çocuk beklemeye devam etti. Belli ki pes etmedi. O bira mutlaka bir şekilde alınacak. Herhalde uygun birinden bira alıvermesini isteyecek. Ben olmadıysam, bir başkası bu işi halledecek.
Yolda giderken acaba çocuğun isteğini yerine getiriversem miydi dedim. Yok ya bu iş bana göre değil dedim kendi kendime.
Bugüne kadar bir şey isteyenler oldu. Genelde para istendi. Bazen market çıkışı, şundan alıver diye de oldu ama Tuborg alıver diyene ilk defa rastladım. Demek ki göreceğim varmış. Üstüne iyilik sağlık!
Çocuk arkadaşıyla kendisi mi içecek ya da baba, git iki Tuborg al gel mi dedi bilmiyorum.
Eğer çocuk bu yaşta biraya alıştı ise vay haline. Ama çocuğun utangaç ve efendi bir duruşu vardı. Beni buna alet etme der demez üstelemeden kenarda beklemeye koyuldu.
Belki de baba içki müptelası. İçmek için akşamı da beklemiyor. Güpedüz alması için çocuğunu içki almaya gönderdi. Bir şekilde al, almadan eve gelme dedi.
Eğer çocuğunu bu yaşta içki almaya gönderiyor, kendi emellerine çocuğunu alet ediyorsa yazık o babaya. Vah o çocuğa.
Bir baba, yaşı kaç olursa olsun, çocuğunu içki almaya göndermemeli. Gidip kendisi almalı.
Benim sigara içme alışkanlığım var. Sigaram kalmasa, çocuklardan biri bakkala gidecek olsa bile bugüne kadar hiçbirine "Oğlum, gelirken baba da şu sigaradan al demedim. Oğlan ekmek almaya gitmiştir. Ardından ben de çıkıp kendi sigaramı kendim aldım.
Aşağı yukarı günlük geçtiğim Millet Bahçesinin karşısında içki bayii nerede var, hiç dikkatimi çekmedi. Çocuk şuradan bira alıver dediğine göre belli ki her zaman gelip geçtiğim bu caddede içki bayii var. İşin garibi içkiyi ağzıma sürmediğim gibi sigara alacağım zaman bile tekel bayisine gidip de sigara almayı tercih etmedim.
Tekel bayii de hoşuma gitti. Belli ki çocuğa, "Yaşın tutmuyor. Sana veremem" dedi. Eğer böyleyse bayiyi tebrik etmek lazım. Yalnız bildiğim kadarıyla her bayi aynı duyarlılıkta değil. Çünkü 18'ini doldurmamış çocukların hepsinde sigara paketi olduğuna göre çocukların çoğu bu paketi bakkal, market veya büfelerden alıyor. Çünkü bildiğim kadarıyla 18 yaş altına içki satışı yasak olduğu gibi sigara satışı da yasak. Belli ki bu yasak satıcılar tarafından tarafından çiğneniyor.
Camiye doğru yaklaşırken, yılbaşı yakın. İster misin bu haftanın hutbesi içki üzerine olsun. Çünkü her aralık ayında Diyanet bir hutbeyi içki ve kumara ayırır. Şayet çocuğun isteğini yerine getirmiş olsaydım, sonra da camiye girip hocanın hutbede, "Bugün sözüm meclisten içeri. İçinizde, küçük çocuklara içki alanlar bile var. Yapmayın, etmeyin" der mi der. Ondan sonra da bana, bu hoca keramet sahibi demek düşer. Bunu da düşünmedim değil.
Neyse korktuğum gibi olmadı. Zira hutbenin konusu içki üzerine değildi.