12 Aralık 2025 Cuma

Üstüme İyilik Sağlık!

Cuma namazını Alaaddin Camiinde kılayım diye evden çıktım. 

Güzergahım, İstasyon, Millet Bahçesi, Anıt, Zafer, Alaaddin Tepesi.

Millet Bahçesinin karşı kadırımından cumaya yetişmek için yürürken 13-14 yaş aralığında bir çocuk, "Dayı, Şuradan bana iki Tuborg alır mısın" dedi. Yanlış mı duydum diye ne alacağım diye sordum. "Tuborg dayı Tuborg" dedi.

Şaşkınlığımı anlayan çocuk, "Abi, yanlış anlama. Kendime almayacağım. Yaşım küçük olunca bana vermediler. Başkasına alacağım" dedi.

Bak delikanlı, o dediğini bugüne kadar ne elime aldım ne ondan bir yudum aldım ne de böyle içki satan bir yere girdim. Ne olur, beni buna alet etme dedim. Çocuk da üstelemedi. Ne olacak dayı, alacağın iki bira demedi. 

Yoluma devam ettim. 

Geriye dönüp baktım. Kaldırımın kenarında çocuk beklemeye devam etti. Belli ki pes etmedi. O bira mutlaka bir şekilde alınacak. Herhalde uygun birinden bira alıvermesini isteyecek. Ben olmadıysam, bir başkası bu işi halledecek. 

Yolda giderken acaba çocuğun isteğini yerine getiriversem miydi dedim. Yok ya bu iş bana göre değil dedim kendi kendime. 

Bugüne kadar bir şey isteyenler oldu. Genelde para istendi. Bazen market çıkışı, şundan alıver diye de oldu ama Tuborg alıver diyene ilk defa rastladım. Demek ki göreceğim varmış. Üstüne iyilik sağlık! 

Çocuk arkadaşıyla kendisi mi içecek ya da baba, git iki Tuborg al gel mi dedi bilmiyorum. 

Eğer çocuk bu yaşta biraya alıştı ise vay haline. Ama çocuğun utangaç ve efendi bir duruşu vardı. Beni buna alet etme der demez üstelemeden kenarda beklemeye koyuldu. 

Belki de baba içki müptelası. İçmek için akşamı da beklemiyor. Güpedüz alması için çocuğunu içki almaya gönderdi. Bir şekilde al, almadan eve gelme dedi. 

Eğer çocuğunu bu yaşta içki almaya gönderiyor, kendi emellerine çocuğunu alet ediyorsa yazık o babaya. Vah o çocuğa. 

Bir baba, yaşı kaç olursa olsun, çocuğunu içki almaya göndermemeli. Gidip kendisi almalı. 

Benim sigara içme alışkanlığım var. Sigaram kalmasa, çocuklardan biri bakkala gidecek olsa bile bugüne kadar hiçbirine "Oğlum, gelirken baba da şu sigaradan al demedim. Oğlan ekmek almaya gitmiştir. Ardından ben de çıkıp kendi sigaramı kendim aldım. 

Aşağı yukarı günlük geçtiğim Millet Bahçesinin karşısında içki bayii nerede var, hiç dikkatimi çekmedi. Çocuk şuradan bira alıver dediğine göre belli ki her zaman gelip geçtiğim bu caddede içki bayii var. İşin garibi içkiyi ağzıma sürmediğim gibi sigara alacağım zaman bile tekel bayisine gidip de sigara almayı tercih etmedim. 

Tekel bayii de hoşuma gitti. Belli ki çocuğa, "Yaşın tutmuyor. Sana veremem" dedi. Eğer böyleyse bayiyi tebrik etmek lazım. Yalnız bildiğim kadarıyla her bayi aynı duyarlılıkta değil. Çünkü 18'ini doldurmamış çocukların hepsinde sigara paketi olduğuna göre çocukların çoğu bu paketi bakkal, market veya büfelerden alıyor. Çünkü bildiğim kadarıyla 18 yaş altına içki satışı yasak olduğu gibi sigara satışı da yasak. Belli ki bu yasak satıcılar tarafından tarafından çiğneniyor. 

Camiye doğru yaklaşırken, yılbaşı yakın. İster misin bu haftanın hutbesi içki üzerine olsun. Çünkü her aralık ayında Diyanet bir hutbeyi içki ve kumara ayırır. Şayet çocuğun isteğini yerine getirmiş olsaydım, sonra da camiye girip hocanın hutbede, "Bugün sözüm meclisten içeri. İçinizde, küçük çocuklara içki alanlar bile var. Yapmayın, etmeyin" der mi der. Ondan sonra da bana, bu hoca keramet sahibi demek düşer. Bunu da düşünmedim değil. 

Neyse korktuğum gibi olmadı. Zira hutbenin konusu içki üzerine değildi. 

9 Aralık 2025 Salı

Ağaç Dikme Serencamımız

Şimdilerde öğretmen ve yönetici olan bir öğrencim, öğretmenler günü hediyesi olarak benim adıma Diyanet Vakfına fidan bağışında bulunmuştu. Bu bağış ve hediyeyi bir önceki yazımda ele almıştım.

Yazıda, bağışlanan fidanın filizlenip ağaç olmasını, gelip geçenlerin faydalanmasını, fidan bağışının öğrencim için sadakayı cariye olmasını temenni etmiştim.

Yeri gelmişken fidan dikimine dair ne yapılması hususunda görüşümü de ifade etmek isterdim. Yalnız yazım uzadığı için bu konuya değinmemiştim. Bu yazımda bu konuyu ele alacağım.

Yazımda fidanın önemine işaret edecek değilim. Zaten hepimiz fidan ve ağacın önemini biliyoruz. Bundandır ki her yıl kasım ayında kurum ve kuruluşlar etkinlik yapmak suretiyle milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyor.

Yıllardır ülkenin her bir yerinde fidan dikim seferberliği olmasına rağmen dikilen bu ağaçların yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. Ağaç ve ormanlaşmada elan istatistiği bilmiyorum. Yalnız “2010 yılında ‘Küresel ısınma’ konulu bir seminer dinlemiştim. Aklımda kaldığı kadarıyla “Dünyayı küresel bir ısınma bekliyor. Susuzluk kapıda. Heyelanlar eksik olmayacak, toprak kayması artacak. Sular çekiliyor, buzullar eriyor. Yağışlarda süreklilik olmayacak. Ormanlar yok oluyor, Anadolu kuraklaşıyor, özellikle Konya kuraklıktan en fazla pay alan illerimizden... Çünkü dünyada ağaç ve ormanlıklar % 30’lar civarında iken, Türkiye’de % 18, Konya’da ise % 12 dolaylarında. Bu yüzden tedbir almalıyız.” açıklamalarını yapmıştı seminer yetkilisi”. (https://dilinkemigiyok.blogspot.com/2016/05/rahmetine-susadk-biz-rahmann.html).

2010 yılından bu yana 15 yıl geçmiş. Ormanlaşmada ne kadar mesafe kat ettik. Üzerinde durmaya değer. Yalnız onca dikime rağmen çok büyük mesafe kat ettiğimizi düşünmüyorum. Özellikle son yıllarda orman yangınları bir türlü peşimizi bırakmadı. Bir diğer husus da her yıl kasım ayında dikilen fidanların ne kadarının tuttuğu masaya yatırılmalı. Fidan dikmende ve organize olmada üstümüze yok. Yalnız dikilen o kadar fidanın çoğunun tuttuğunu düşünmüyorum. Çünkü diktiğimiz fidanlar korumasız. Bizim bu fidan dikim işimiz, doğan çocuğu, haydi yaşa diyerek bir başına sokağa bırakmak gibidir. Diktiğimiz fidan mevkileri korumasız, bakımsız ve sulama sistemi yok.

Eğer fidan dikmedeki iştah ve çabanın birazını da bu fidanları nasıl koruruz üzerine kafa yorarsak diktiğimiz fidanlar yeşerir. Faydalı bir şeye imza atmış oluruz. Onca emek ve masraf da boşa gitmemiş olur.

Bu konuda ne yapılabilir?

Fidan dikilen mevkiinin etrafı telle çevrilmeli.

Damlama sistemi döşenmeli. Yer ve mevki damlama döşemeye müsait değilse ya da su yoksa bir şekilde buraya su getirilmeli/taşınmalı.

Görevlisi olmalı.

Belirli periyotlarla bakımı yapılmalı.

Toprağa uygun fidan dikilmeli.

Fidanlar büyüyünceye kadar bu alana görevli dışında kimse girmemeli, burası halka açılmamalı. Ne zaman ki ağaçlar dallanıp budaklanır, kırılma ve sökülme tehlikesi ortadan kalkarsa buralar gezi, ziyaret ve pikniğe açılmalı.

Her ağacın bir şeceresi olmalı. Bağış yoluyla dikilen ağaçlara bağışçının ismi, bağış ve fidanın dikim tarihi yazılmalı.

Bağışçı yıllar sonra adına dikilmiş ağacı görmeye gelebilmeli.

Belediyeler uygun yerleri ağaçlandırma mevkii olarak tahsis etmeli. Mevkiin hazırlanması, dikim, bakım, sulama ve koruma görevi belediyede olmalı.

Masraflar için genel bütçeden belediyelere kaynak aktarılmalı.

Masraf ve maliyetinden dolayı kaynak aktarılamaz denirse bununla ilgili önerilerime de diğer yazımda yer vereyim.

8 Aralık 2025 Pazartesi

Ailelerin Evlatlarına Yaptığı Kötülük

Aşırı güvenip tedbiri elden bırakarak arkasını takip etmemek.

Ben çektim, çocuğum çekmesin diye çocuğuna sorumluluk vermemek. 

Saçını süpürge etmek. 

Her istediğini almak.

Hata ve yanlışlarını görmezden gelmek.

Her şeyiyle çocuğunu savunmak, toz kondurmamak. 

Hazır yiyici yetiştirmek. 

Öz güven kazanmasına yardımcı olmamak.

Şımartmak. 

Çocukları arasında ayrım yapmak. 

Aşırı sevmek.

Aşırı korumacı davranmak. 

Hayatın içinden yetiştirmemek.

Her birine ev, araba vs. almak, onlara mal bırakmak için çabalamak. 

Anne babanın ya da büyük babanın davranış birliği içerinde olmaması. Birinin uyardığını diğerinin koruması. 

Bir meslek sahibi yapmamak. 

Cimri ya da savurgan yetiştirmek. 

Başkasıyla kıyaslamak. 

Çocuğuna şiddet uygulamak. 

Çocuğunu başkasının yanında eleştirmek, rencide etmek, küçük düşürmek. 

Çocuğunun yanında annenin babasından, babanın annesinden dert yanması, kötülemesi. 

En ufak bir hata ve yanlışında çocuğunu dinlemeden kızıp bağırmak. 

Hiçbir yaptığını beğenmemek, sürekli eleştirmek, adam olmazsın gibi sözler söylemek. 

Aile içinde sağlıklı iletişim yollarını kapalı tutmak. 

Her şeye kızıp köpürmek vs.