Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken Gürcistan üzerinde düşen C-130 askeri kargo uçağında bulunan 20 askerden kurtulan olmadı. Hepsi şehit oldu. Uçağın havada iken parçalandığı ve alevler içinde dönerek yere düştüğü belirtiliyor. (11. 11.2025)
11 Kasımdan bu yana uçağın niçin düştüğü, pilotaj hatasından mı kaynaklandığı, uçağın teknik bir arızasından dolayı mı infilak ettiği, dışarıdan bir temas olup olmadığı, hava muhalefetinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı üzerine bir açıklama yapılmadı. Olay hâlâ gizemini koruyor.
Kaza mı yoksa bir başka ülkenin saldırısı sonucu düştüğü üzerine de pek konuşulmadı. Çünkü Avrupa’dan gelen ve otelde kalan bir gurbetçinin zehirlenme olayı aynı anda gündeme düştü. Uçak kazası veya suikast gündemden düştü. Türkiye günlerce bu ailenin ölümünü konuştu. Aile, yedikleri midyeden mi öldü? Aldıkları lokumdan mı? Tavuk dönerden mi yoksa otelde yediklerinden mi zehirlendi? Midyeci, lokum satan ve dönerci gözaltına alındı. Şundan, bundan öldüler derken gurbetçi ailenin otelin ilaçlanması sonucu zehirlendiği açıklandı.
20 askerin şehit olduğu uçak kazası ile 4 kişilik bir ailenin zehirlenme sonucu ölümleri aynı zamana denk geldi. 24 kişinin hayatına mal olan bu iki ölümlü olay üzücü ve acı. Bırakın 24 kişiyi bir kişinin ölümü bile üzücü. Yalnız 20 askerin ölümü, zehirlenen aile kadar konuşulmadı ve gündemde kalmadı.
Hangi ülkeye ait olduğu belli olmayan, belli ise de şu ülkenin denmeyen İHA’lar ülkenin değişik bölgelerinde görüldü. İki tanesi kendiliğinden düştü, bir tanesi ise F16 ile düşürüldü.
Ülke topraklarında görülen bu İHA’lardan bazısının düşmeden, görevini yaptıktan sonra geri ülkesine dönüp dönmediğini bilmiyoruz. Sadece Rusya ve Ukrayna’nın İHA’larla ilgili uyarıldığı açıklandı.
Sahipsiz İHA’lar semalarımızda cirit atarken, bu İHA’lar ülkemizde ne gezer üzerine pek yazılıp çizilmedi. Çünkü Habertürk Genel Yayın Yönetmeni iken “Uyuşturucu kullanma ve bulundurma, kullanılmasına yer ve imkan sağlama” iddiasıyla gözaltına alınan Mehmet Akif Ersoy gündeme oturdu. Sunucu Ela Rümeysa Cebeci, FB Kulüp Başkanı Saadettin Saran ve diğer sanatçılar gözaltına alındı. Adı geçen bu üç kişinin saçlarından alınan numune ile uyuşturucu kullandıkları belirlendi. Gizli tanık ve itiraflarla operasyonların devam edeceği anlaşılıyor. Ersoy ve Cebeci’nin ifade tutanakları, girdikleri ikili, üçlü ilişkiler günlerce yazılıp çiziliyor.
Her şey yazılıp çiziliyor. Tek yazılıp çizilmeyen, uyuşturucu kullananların bu uyuşturucuları nereden ve kimden temin ettikleri. Halbuki esas ulaşılması gereken uyuşturucu baronları olmalı.
Uyuşturucu operasyonlarından önce başlayan hâlâ kamuoyunu meşgul eden bir başka konu daha var. O da bahis operasyonları. Futbolcular ve hakemler bu operasyonların merkezini oluşturuyor.
Gündemi meşgul eden gurbetçi ailenin ölmesi, uyuşturucu ve bahis operasyonları da canımızı sıkan ve üzerine gidilmesi gereken konular. Yalnız 20 askerin ölümüne sebebiyet veren askeri uçağın düşmesi ya da düşürülmesi, sahipsiz İHA’lar, Libya Genel Kurmay Başkanı ve arkadaşlarını taşıyan uçağın düşmesi ya da düşürülmesi hâlâ gizemini koruyor. Bu konular gündemden düşmemeli.
Hülasa, insanımız, bazı önemli olayların üstünün örtülmesi ya da gündemden düşmesi amacıyla başka operasyon, konu ve olayların gündeme sokulduğuyla ilgili kapalı kapılar ardında konuşuyor. Böyle bir şeyin olabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Bu konularda, yetkililer tarafından kamuoyu bilgilendirilirse bu tür şüphelere mahal bırakılmaz. Bir de uyuşturucu ve bahis operasyonlarında operasyon üstüne operasyon yapıp günlerce kamuoyunu meşgul edip sonra doğru dürüst ceza alan olmazsa, özellikle uyuşturucu baronlarına ulaşılmaz ve gereği yapılmazsa, her şey eski hamam eski tas olacaksa operasyonların bir anlamı olmaz. Kamuoyunu meşgul edildiğiyle kalır. Bu da bazı önemli hususlar konuşulmasın diye özellikle başka operasyonların servis edildiği şüphesini artırır. Yetkililerden istenen, kamuoyunu zamanında bilgilendirmek ve doyurucu açıklama yapmaktır.