16 Aralık 2025 Salı

İHL'lere Yapılan Kötülük

Sınavla öğrenci alan fen, sosyal bilimler, öğretmen liseleri ve Anadolu liseleri vardı. Öğrenciler seviyelerine göre okullara yerleşirlerdi. En düşük puanlı Anadolu liselerinde okuyan öğrenciler bile ben puanla geldim bu okula. Benim bir hedefim var bilincinde idi.

Sınavı kazanamayıp genel liselerde okuyan öğrenciler vardı. İçlerinde kaliteli eğitim veren genel liseler olsa da büyük çoğunluğu hedefi olmayan öğrencilerden ibaret olduğu için aynı zamanda problem okullardı. Bu okullarda çoğu öğretmen ve idareci görev almak istemezdi.

Bir zaman geldi ki bütün liseler, ÇPL’ler, meslek liseleri ve İHL’ler Anadolu lisesine dönüştürüldü. Eyvah, Anadolu liseleri genel liseler seviyesine indirilecek dedim.

4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte imam hatip ortaokulları ve İHL’ler fazlaca açılmaya başlandı.
Bazı İHL’ler yeni yapılırken bazıları genel liselerden dönüştürüldü.

Çoğu İHL’ler daha sonra kız ve erkek olmak üzere ayrıldı.

Teşbihte hata olmasın, mantar birer gibi İHL açılmaya ve dönüştürülmeye başlanınca ve bu okulları açma konusunda adeta bir yarış başladığında, bir endişemi dile getirmiştim birkaç yerde.

Bu okulları çok sayıda açarsanız, kaliteyi düşürürsünüz. Bu okullar genel lise işlevi görmeye başlar. Diğer liselerden çıkan hırsız, dolandırıcı vb. suç işleyenler pek yakında İHL’lerden çıkmaya başlar. Bu da bu okulların halkın gözündeki itibarını düşürür” türünden bir şeyler söylemiştim.

Benim bu endişem pek az kişi haricinde tepki çekti. “Ne biçim konuşur bu böyle. Bu adam İHL düşmanı. İHL’lerden zarar gelmez. Buralarda Allah demeyi öğrenseler yeter” demişler gıyabımda.

Şimdi geldiğimiz nokta nedir bilmiyorum. Dile getirdiğim endişede hangi noktadayız bunu da bilmiyorum. Zira elimizde bir veri ve yapılmış bir araştırma yok.

Şu var ki proje kapsamına alınmış ve sınavla öğrenci alan bazı AİHL dışındaki çoğu okulda öğrenci mevcudunda her geçen yıl bir azalma var.

Bir diğer husus, eskiden bir toplulukta bir İHL mezunu varken şimdi çok sayıda imam hatip mezunu kişilere rastlamak mümkün. Eskiden İHL mezunu elle gösterilir, bu okuldan mezun olan kişilere iltifat edilirdi. Şimdi ise sayısı çokça olduğu için bu okul mezunlarına eskisi gibi ilgi ve iltifat yok. Hatta “Bir de İHL mezunu. Bu ne biçim imam hatipli” deniyor.

İHL’liler son yıllarda bir idari göreve getirilmede sanki tercih sebebi gibi bir izlenim var. Çoğu idari birimlerde bu okul mezunlarına rastlamak mümkün. Şöhret sahibi kişiler arasında da İHL’liler var. Suç işleyen İHL’liler de var. Haliyle suç işleyen İHL mezunları toplumda dikkat çekiyor.

Ben de İHL mezunuyum deyip yaşantısıyla ve yaptıklarıyla infiale sebebiyet veren İHL mezunlarının tek tük kalmasını, İHL’lerden çok sayıda açılmaya başladığında dile getirdiğim endişemin çıkmasını asla istemiyorum. Çünkü hiç kimsenin okuduğu ve halkın teveccüh gösterdiği okulu lekelemeye hakkı yok.

Burada şunu da söylemek isterim. Bu yazımda İHL’lerden iyi, diğer liselerden kötü insanlar çıkar anlaşılmasın. Zira böyle bir kastım yok. Çünkü hiçbir okul türü tek başına iyi veya kötü mezun vermez. Her okul türünde iyi insan da çıkar, problemli insan da. Şu var ki halkın İHL mezunlarından beklentisi farklı. Beklentiye cevap verilmedikçe bu okullar yavaş yavaş gözden düşmeye başlar.

15 Aralık 2025 Pazartesi

Hüviyetlerdeki Çip

Nüfus cüzdanımı, cüzdanımın en güvenli yerinde taşırım. Yanında da ehliyetim olur.

Eskisi gibi nüfus cüzdanı ve fotokopisi de pek istenmediği için kolay kolay cüzdanımdan hüviyetim çıkmaz.

Yanlış hatırlamıyorsam son yıllarda ev İnterneti, GSM değiştirirken ve bankalar istiyor nüfus cüzdanını.

Çoğu yerde TC numaramızı söylememiz yeterli.

Pek kullanmadığım için yepyeni.

*

Para çekmek için bankaya girdim. Sıramatikten sıra alır almaz, sıramın yandığını gördüm. Veznedeki görevliyi bekletmeyeyim diyerek yürüdüm. Bir taraftan da elimi arka cebime atarak nüfus cüzdanımı çıkardım, görevli isteyince hemen uzatayım diye.

Cüzdanımı çıkarırken önüme bir şey düştüğünü hissettim. Aynı zamanda bir ses işittim. Bu nedir diye iki ayağımın önüne baktım. Düşen nüfus cüzdanının arka kısmında yer alan çip idi.

Çipi elime alarak banka görevlisinin yanına gittim. Nüfus cüzdanımı uzatarak hesabımdaki parayı çekeceğimi söyledim. Bir de bu çip düştü dedim.

"Şimdilik ben bantlayıvereyim" dedi. Çipsiz sorun olur mu dedim. "Bazı bankalarda sorun olabilir" dedi. Geçici olarak çipi bantla yapıştırdı. Bir taraftan da çekeceğim miktarı hazır etti.

Nüfuz cüzdanının çipi düşer miymiş. Benden başka başına gelen var mı, varsa ne yapmışlar diye İnternete girdim. Çipi düşen düşene. Belli ki yeni hüviyetlerin çipi sorun.

Kuvvetli yapıştırıcı ile yapıştırsam olur mu diye birkaç kişiye sordum. Olmaz dediler. Nüfusta çalışan tanıştığım bir görevliye sordum. "Yenilemeniz gerekiyor. Bir fotoğraf ve 185 lira kart yenileme ücretini yatırın. Gelin yardımcı olalım" dedi.

Oğlana, nüfus cüzdanımı yenileteceğim. Haydi seninkini de değiştirelim dedim. Olur dedi.

Oğlanın çipi yerinde. Yalnız ilk yeni nüfus cüzdanı çıkardığımızda kimliğimizi veren görevli, sağ olsun, oğlanın fotoğrafını tam oturtmamış. Kafayı ikiye bölmüş. Oğlan yıllardır kafası yarım kimlik kullandı. Mecburen oğlanınkini de yeniledik.

185+185= 370 lira kimlik yenileme ücretini yatırdık.

Kimlik yenileme ücreti olan 185 liranın günümüzde çok bir ehemmiyeti yok. İşin parasında değilim. Yalnız bir kimlik yenileme ücreti bana yüksek geldi.

Ben kimliği kırsam, buruştursam, hor kullansam, sonra da değiştirmeye kalksam devlet 185 yerine varsın, 1500 alsın.

Bir diğer husus, zamanında bana verilen bu nüfuz cüzdanı 10 yıl geçerli. Sadece benim değil, çoğu kimsenin çipinde bu şekilde sorun olduğuna göre yani bu sorun kimliğin kendisinden kaynaklandığına göre bu şekil çip kaynaklı çip yenilemede yenileme ücretinin talep edilmemesi gerekir. Benim kullanımımdan kaynaklı olursa ücret alınmalı. Kimliğin kendisinden kaynaklı olursa ücretsiz olmalı.

14 Aralık 2025 Pazar

Şöyle Biri Olamadım Gitti

Sünnete uygun bir sakal koyacaksın.

Sözlerinde Müslümanca bir duruş sergileyeceksin. 

Referansın hep dini söylem olacak. 

Müslümanlığı kimseye vermeyeceksin. 

Siyasi duruşun olacak. 

Cemaat, vakıf ve STK'lere gidip geleceksin. 

Sureti haktan görüneceksin. 

Haşa, mahallen ne kadar hata ve yanlış yaparsa yapsın onları ölümüne savunacaksın. Karşı mahallenin Allah bir dediğini samimiyetsizlikle itham edeceksin. Müslümanlık onlara mı kaldı deyip Müslümanlık tekelini elinde bulunduracaksın. 

Gidişatını beğenmeyip sosyal medyada eleştiriye tabi tutanları; yazdığına, yazacağına pişman edip kaba üslubunla ağzının payını vereceksin. 

İnsanları inanç ve siyasi duruşuna göre yargılayacaksın. 

Bu Müslümanca duruş sana yeter de artar bile. 

İşine geç gitsen de olur. 

O gün işine gitmesen de olur. 

İşini yapmasan da olur. 

Görev yerine çıkmasan da olur. 

Sorumlu olduğun kişileri kimseye haber vermeden ve izin almadan habersizce göndersen de olur. 

Günü geldiği zaman maaşını çekip çatır çatır yiyeceksin.

Teknolojiyi çok iyi kullanacaksın. 

Konuşurken bürokrat gibi ve her şeyi bilirim havasında konuşacaksın. 

Görüşünden dolayı tavır aldıklarına selam vermeyeceksin. 

Acaba ben de hata yapmış olabilir miyim diye hiç düşünmeyeceksin. Çünkü hata ve sen ya yana gelmezsiniz. 

Burnundan hiç kıl aldırmayacaksın. 

Kısaca senin duruşun yeter.