Yazın ayağımı serin tutacak, kışın da su geçirmeyecek, yürüyüş yaparken ayağımı yormayacak yazlık ve kışlık spor ayakkabısına baktım bugünlerde.
Girdiğim mağazada, birden fazla seçenek arasında kararsız kaldığım zaman beni yönlendirsin diye çalışanlardan destek aldığım da oldu.
Sağ olsunlar destek oldular. Şu mu, bu mu dediğimde, “Şu olsun. Çünkü bu yerli. Böylece yerli üretime destek olmuş olursunuz” diyen de oldu.
İşin içine yerli üretim girince akan sular durur. Çünkü yerli üretim memleket meselesi. Hemen elimi yerli üretime uzatıp tamam bunu alıyorum dedim farklı zamanlarda aldığım yazlık ve kışlık ayakkabılar için.
Ödemeyi yapıp çıktıktan sonra evimin yolunu tutarken, iyi de bu sporun neresi yerli? Çünkü ismi hiç yerli bir isme benzemiyor dedim kendi kendime. Belki de satılsın diye yabancı bir isim tercih edilmiş olmalı deyip kendimi ikna ettim.
Eve geldikten sonra sporları elime alıp bir kez daha göz gezdirdim. Gözüm "Made in Turkey" etiketini aradı. Öyle ya yerli diye aldım. Fakat bulamadım. Yaşlılıktan görememiş olabilir dedim her ne kadar okumak için daha yakın gözlüğü kullanmaya ihtiyaç hissetmeme rağmen.
Sonra göz gezdirmeyi bırakıp daha titiz baktım. Aldığım her iki sporda da "Made in Chine" yazıyordu.
Şaşırdım. Nasıl olur dedim. Güya yerli spor dedi çalışanlar. Onlara güvenerek yerli üretime destek olsun diye yerliyi tercih ettim ama ayakkabı markası yabancı kelime. Üreten yer de başka ülke. Anladıysam harap olayım.
Ne anlama geldiğini bilmeme rağmen Google'a "Çin'de üretilmiştir" yazarak İngilizceye çevirttim. Karşıma "Made in Chine" çıktı. Nerede bir 'made' ve ülke ismi görsem, şu ülkenin malı imiş derdim. 'Made'ye üretilmiş anlamı da verildiğine göre demek ki bu fiil hem o ülkenin malı hem de o ülkede üretilmiş anlamına geliyor.
Anlayacağınız yerli denen ayakkabının ismi yabancı, üretim yeri yabancı. Yerli bunun neresinde derseniz, aman neyse ne. Yerlilikten kastedilen, zannedersem, benim ayak olmalı. Öyle ya ayak benim, bastığım yer benim ülkemin toprağı. Çin'de üretilmiş ne fark eder. Bunu, üzerine basa basa eskiteceğim Çin düşünsün.
Sonra tekrar bir bilen ve tek bilen Google'a başvurdum. Aldığım ayakkabı markasını yazıp, nerede üretildiğini sordum. “İstanbul, İzmir ve Gaziantep'teki modern üretim tesislerinde yüksek kalite standartlarında üretiliyor” yazıyor.
Tekrar markayı yazarak Türk malı mı diye yazdım. Bu sefer de karşıma, "2012 yılında İtalya'nın ikonik markalarından birini bünyemize katarak Türk markasına dönüştürdük" yazıyor.
Bu arada Türk firmayı da tebrik ederim. Genelde biz satardık. Bu firma ise İtalyanlardan satın almış. Hep böyle olsun inşallah.
Yalnız ikonik ne demek bilmem. Öğrenmek için tekrar Google'a soracağım ama şu demekmiş diye buraya yazmayacağım. Merak ederseniz, lütfen Google'a müracaat. Zira babanızın hamalı yok burada. (Kolay kolay parantez içi ünlem kullanmam. Size ev ödevi. Siz olsanız bu cümlenin neresine (!) işareti koyarsınız?).
Şimdi anlaşıldı bu yerli markanın niye yabancı isim olduğu. İyi de benim aldığım sporların etiketinde niye Çin yazıyor? Acaba firma bana özel Çin'e mi yaptırdı? Yoksa Çin'e yaptırarak daha mı ucuza mal ediyor firma? Ne de olsa bizde işçilik maliyeti yüksek. Belki de hem burada yapılıyor hem de Çin’de.
İşin yoksa düşünüp durayım. Hele durun, buldum galiba. Bir ara döviz fırlamıştı da sonra bir gece operasyonuyla döviz tepetaklak inmişti. (Hoş, sonra kaç kaçı fırladı.) Gece gece bir açıklama yapılmıştı. Yeni ekonomik modelimiz Çin olmak denmişti. Galiba Çin olmak bu imiş. Yani yerli de olsa yabancı da olsa herkes Çin'e yaptırıyor, biz de Çin'e yaptıracağız. Öyle ya bizim başka ülke ve firmalardan neyimiz eksik. Şaka maka gördüğünüz gibi Çin olmuşuz da haberim yokmuş. Vah kafam vah. Bir de yıllar yılı, "Çin İşi, Japon işi. Bunu yapan iki kişi" deyip durmuşuz. Halbuki Çin tek başına tüm dünyanın işini yapıyormuş.
Bu arada Çin'e yaptırılan Türk malı spor ayakkabıdan memnunum. Kıskanmayın. Herkes halinden memnun ise ben niye memnun olmayayım, öyle değil mi?