“Nasılsanız
öyle yönetilirsiniz” cümlesinin kaynağı üzerine bir önceki yazımda bilgiler
vermiş, halk arasında hadis diye bilinen bu sözün senet ve metin yönünden zayıf
kabul edildiğine işaret etmeye çalışmış, zayıf hadisle amel edilebileceğini,
inkarı halinde küfrü gerektirmediğini, bu yazımda da sözün içeriği üzerine
değerlendirmede bulunacağımı ifade etmiştim.
Bu
hadisle ilgili değerlendirmeye geçmeden önce bu hadisle uyumlu ya da
birbirlerini tamamlayan iki ayet mealine yer vermek istiyorum: “Bir toplum
kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez...” (Rad
11). Diğeri, “Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe Allah'ın da
verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah'ın işiten, bilen olmasındandır.”
(Enfal 53)
Bu
iki ayet değişmez toplumsal iki yasadır. Toplum veya insanlar bir şey elde
etmek istiyorlarsa o konuda yapılması gerekeni yapacaklar. Yani sebeplere
sarılacaklar ve sebep-sonuç çerçevesinde sebepleri yerine getireceklerdir. Bunun
için mevcut yaptıklarını revize etmeleri veya değiştirmeleri gerekecek ki Allah
da onları değiştirmiş yani istediklerini vermiş olsun. Eğer insanlar bu elde
ettiklerini devam ettirmek istiyorlarsa mevcut durumlarını değiştirmeleri
gerekiyor. Değilse Allah verdiklerini bir şekilde alır.
Şimdi
“Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” hadisinin içeriğine gelelim. Bu hadisten
anlaşılan, siz kimseniz, sizi öyle biri yönetir. İyi iseniz iyi biri, kötü
iseniz, kötü biri yönetir. Bu anlayış bir yere kadar doğru ise de derinlemesine
düşününce, yöneticilerin sorumluluğunun halka yıkıldığını anlayabiliriz. Çünkü
bu hadisi bilen ve baz alan bir yöneticiyi, yaptıklarından dolayı eleştirmeye
kalkınca, o yöneticinin bize söyleyeceği, “Siz iyi biri misiniz ki benden iyi
şeyler bekliyorsunuz? Siz buna müstahaksınız. Siz iyi olursanız, ben de iyi
olurum” diyecektir. Bu ise yanlış kader anlayışına benzer. Kaderiye’nin doğuşu
yanlış kader anlayışına dayanır. Çünkü Emeviler döneminde bazı idareciler,
yaptıkları yanlış tasarrufları “takdiri ilahi” demek suretiyle kendilerini
temize çıkarmaya ve suçu kadere atmaya çalışmışlardır. Bu yanlış anlayışa tepki
olarak “İnsan hür iradesiyle yaptıklarından sorumludur” diyebileceğimiz
Kaderiye doğmuştur.
Bir
an için iyi insanların başına iyi insanlar, kötü insanların başına kötü
insanlar geçer diyelim. Bunu da toplum aynı toplum olmasına rağmen o toplumun
başına bazen iyi bazen de kötü idareciler gelebileceğini söylersek, bu hadisi
nereye koyacağız?
Burada
sorgulanması gereken bir başka husus, değişim aşağıdan yukarıya mı olmalı ya da
yukarıdan aşağıya mı olmalı? Her ikisi ile de değişim olabilir. Yalnız aşağıdan
yukarıya yani herkes iyi olacak, başa iyiler gelecek anlayışının pratikte bir
anlamı olmaz. En kolayı, sonuç alıcı olanı ve pratikte karşılığı olanı,
değişimin yukarıdan aşağıya olmasıdır. At sahibine göre kişner sözünü bu
çerçevede hatırlayabiliriz. Burada bir başka soru daha soralım. Peygamberler
iyi toplumlara mı gelmiş yoksa kötü toplumlara mı? Tarihen ve dinen sabittir ki
tüm peygamberler Allah tarafından seçilmiş iyi kimselerden oluşur. Yine biliriz
ki tüm peygamberler kötülükte aşırı giden toplumlara gelmiştir. Her bir
peygamber, toplumu düzeltmek için çaba sarf etmiştir ve her biri değişimin ve
dönüşümün öncüleri olmuştur. Kimi başarılı olmuş, kimi ise başarısız. Bu ayrı
bir konudur.
Burada
hadisi şerifi içerik yönünden tekrar ele alırsak, bu hadise göre peygamberler
iyi toplumlara gelmeliydi. Çünkü peygamberler iyi kimselerdir. Ama biliriz ki
tüm peygamberler haddi aşan toplumlara gelmiştir. Yani peygamberler iyi,
toplumlar kötüdür.
Hülasa,
toplum düzgün olacak ki başa iyi idareciler gelsin sözünün pratikte bir karşılığı
olamaz. Zaten herkes iyi ise yöneticiye ne gerek var, öyle değil mi? Kimse
kusura bakmasın, bu anlayış topu taca atmaktır. Yönetici planlayıp uygulayacak,
makul şeylere imza atacak. İmzasının arkasında olacak, bunun takipçisi olacak.
Halk da bunlara uyacaktır. Uymayanlara ise gereken yapılacaktır. Bu konuda en
son şunu söyleyeyim. Bu hadisle, iyi kimselerden olmaları için halka sorumluluk
yüklemek anlamını çıkarmak en uygunu diye düşünüyorum. Çünkü halk iyi olursa
yöneticilerin yönetim işi daha kolaylaşacaktır.
*16/07/2022 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.