17 Şubat 2025 Pazartesi
Adaleti Yabancıdan Beklemek *
16 Şubat 2025 Pazar
Din Eğitiminin En Sakıncalı Kısmı
"Din eğitiminin, benim gördüğüm en sakıncalı kısmı, yetkin olmayan ellerde hazırlanıp yetkin olmayan eller tarafından verildiğinde; bizler metafiziksel varlıklarız. Bizlerin ruhsal dediğimiz bir yanımız var. Büyük sorulara, büyük konulara meraklıyız. Bu meraklarımızı öldürüyor daha erken yaşta. Çocuğa daha erken yaşta uyuşturucu nev’inden bir dini formülasyon yüklendiği zaman 50-60 yaşına kadar hiçbir sorun yaşamadan zararsız bir vatandaş yetiştirebiliyorsun. Demek ki sistem bunu istiyor"(https://youtube.com/shorts/wK0IDpdT0Ew?si=_o2wQfKEPmbgLLIf)
Bu alıntı, Sinan Canan'a ait. Sinan Canan, "Gerek öğrenme, lisan, zihinsel performans, yaratıcılık, sanat, inançlar, eğitim, ebeveynlik gibi temel konuların nörobiyoloji açısından açıklamaları üzerine, gerekse kaos teorisi, karmaşıklık, fraktal geometri, doğadaki biçimler gibi genel bilimsel konular üzerine verdiği eğitimler, konuşmalar ve Youtube yayınları ile tanımıştır". (Wikipedia).
Sinan Canan'ın bu kısa videosundan siz ne anladınız ya da bu görüşüne katılıyor musunuz? Tespitini ne derece objektif bulursunuz bilmem. Ben hem ilginç buldum hem de tespitini yerinde buldum.
Canan'ın bu kısa videosundan, sistemin ya da yerleşik düzenin, uslu çocuk uslu vatandaş uslu insan yetiştirmek istediğini bunun için de din eğitiminden yararlandığını anlıyorum. Bu amaca ulaşmak için sistemin;
Yetkin olmayan ellere din eğitimini hazırlattığı,
Yine yetkin olmayan kişiler eliyle din eğitimini verdirdiği,
Çocuklara, uyuşturucu nev’inden bir dini formülasyon yüklendiği,
Yüklenen bu etkinin insandaki fiziksel ve ruhsal merak duygusunu yok ettiği,
Bunun da 50-60 yaşına kadar sürdüğü,
Böylece zararsız vatandaş yetiştirmiş olduğu,
Anlaşılıyor.
Canan’ın bu tespitini test için din eğitimi alanların yaşantısını göz önüne getirmek gerektiğini düşünüyorum. Din eğitimi alanların sosyal medya paylaşımları bile bize bazı ipuçları verebilir.
Videoda geçen din eğitimi derken sadece İslam dini eğitimi anlaşılmamalı. Sistemler tarafından dinlerin bu şekilde kullanıldığı düşünülmelidir.
Burada İŞİT, DAİŞ, el Kaide, Taliban türü örgütlerin uslu çocuktan ziyade zararlı ve yaramaz çocuk yetiştirdiği söylenebilir. Buna da şöyle cevap vermek mümkün. Uluslararası sistem, bir yerdeki emellerine ulaşabilmek için bu tür örgütleri öne sürdüğü, bu örgütlerin, gerçekleştirdiği terör eylemleri o ülkeyi işgali beraberinde getirdiği düşünülürse, bu örgütlerin de sistemin bir parçası olduğu anlaşılır.
Sonuç olarak, adı din eğitimi veya herhangi bir ideoloji olsun, çocuk veya genç yaşta boş veya sıfır beyinlere fazlaca enjekte edilirse, hepsi uyuşturucu etkisi yapar sonucu çıkarılabilir. Bu da birçok şeyi insana sorgulatmaz. Çünkü hayata tek pencereden baktırır. Sadece o pencereyi doğru diye dayatır. Uyuşturucular da böyle değil mi? O yüzden din eğitimi veya herhangi bir ideoloji; alınacak, öğrenilecek veya öğretilecekse; zamanında, kıvamınca, yeterince, ehlinden, doğruca alınmalı. Çoğu zarar, azı karar babından ne eksik ne de fazla.
Uzatmalara Oynamanın Yolları
15 Şubat 2025 Cumartesi
Kabartma Tozunun Başıma Açtığı İş
14 Şubat 2025 Cuma
Meğer Hava ve Civaymış!
Hava,
Civa,
Balon,
Boş transfer,
Haybeye para harcayan,
Büyük borç batağı içinde olan,
Hovarda oyun,
Kişilik ve kimliksiz oyun,
Rezil oyun,
Şımarıklık,
Oyunu okuyamayan ve kötü gidişe çözüm üretemeyen bir teknik direktör,
Ruhsuz futbol,
Acziyet,
Hayal kırıklığı,
Gözde büyütülen,
Koyunun olmadığı yerde keçi rolüne giren...
Bu özelliklere haiz bir takım mı arıyorsunuz?
Sakın bu hangi takım demeyin.
Hiç düşünmeden Az Alkmaar karşısındaki Galatasaray deyin.
Futbolcusundan teknik heyetine ve yönetime koca bir sıfır.
13 Şubat 2025 Perşembe
Mezar Evlere Doğru *
11 Şubat 2025 Salı
Kovboy Yine İşbaşında *
"Kanada'nın ABD'den istifade ettiğini, bu ülkenin ABD'nin eyaleti olması gerektiğini" söylüyor.
"Gazze'yi devralacağını, yeniden inşa edeceğini, Filistinlilerin geri dönme hakkının olmayacağını, Gazze'nin sahibinin kendisi olacağını, Gazzelilerin Mısır ve Ürdün'e gideceğini, bu ülke başkalarıyla görüşeceğini" söylüyor.
"İran'a maksimum baskı politikasını hayata geçireceğini" söylüyor.
Bilmem şu ülkeye şunu yapacağım, bu ülkeye bunu yapacağım. Şu ülke ürünlerine şu kadar vergi koyacağım gibi tehditleri de eksik değil.
Bu sözler ve daha fazlası ABD başkanı Trump'a ait. Yarın ne tür bir herze yumurtlar, belirsiz.
Bunları söyleyenin söyledikleri kendi ülkesiyle sınırlı olsa, seçen ABD halkı. Ne halleri varsa görsün. Alan razı, veren razı dersin. Gel gör ki dünyaya hükmediyor. Dedikleri her şeyi etkiliyor. Ceremesini dünya çekiyor.
Herze diyorum. Çünkü ne diplomatik dil var ne de muhatabına saygı. Bir büyüklük paranoyasına tutulduğu belli. Şımarıklığı da bundan. Nasılsa dur diyen de yok. Meydanı boş bulunca, orman kanununa göre egosunu tatmin ediyor, kovboyluk yapıyor.
Normal ve sağlıklı bir kafa yapısına sahip bir insan olmadığı aşikar.
Görünen o ki dünya bir deliye bir dengesize bir ne oldu delisine bir meczuba bir şımarığa emanet.
Bundan ne dost olur ne fayda gelir. Ancak zarar gelir. Dost edinenlerin muhabbetleri bol olsun. Gücün yetiyorsa dur diyeceksin. Değilse çalıyı dolanacaksın. Aslında yeri Beyaz Saray falan değil. Neresi derseniz? Yeri Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi. Ama biz orayı kapattık maalesef.
Belli ki ABD halkı, beyni sulanmışı seçtik. Çekilecek gibi değildi. Bari deli yönetsin dedi. Maceralarından çok hoşnut olmalılar ki ikinci defa seçtiler. Nasılsa dünyayı yönetiyor. Biz değil, dünya düşünsün diye seçmiş olmalılar. Çünkü dünya, delidir, ne yapsa yeridir deyip sesini çıkarmayacak, sonuçta yine biz kazanacağız demiş olmalılar.
Belki de birçok ülkede olduğu gibi ABD halkı da kaht-ı rical yaşıyor. Alternatifi olmayınca bulunmaz Hint kumaşı oluyor nasılsa.
Belki de dünyaya yön veren ve vermeye devam eden para babaları, yapamayacakları muhal şeyleri bir deli eliyle yaptırmayı yeğlediler.
Sebep her ne ise dünyanın çekeceği var bu kabadayı ağzıyla konuşan deliden. Ne laftan anlar ne sözden ne de efendilikten. Ancak güçten anlar ama dünyanın bu parçalanmışlığında, karşısında duracak bir güç de yok. Velhasılıkelam, dünya bir deliye emanet. Deliden ise edep ve insaf beklenmez. Nezaket zaten olmaz.
Yine de biz edep ya hu diyelim.
*17.02.2025 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.