Dostlarım!
Bugün lafı hiç eğip bükmeden size kendimi anlatacağım. Daha doğrusu bir
durumumu arz edeceğim. Normal şartlarda enaniyetin en büyüğünü taşımama
rağmen bugüne kadar kendimden hiç bahsetmedim. Ben kendimi göstereceğime siz
beni görün istedim. Maalesef ne ben kendimi gösterebildim ne de siz beni
görebildiniz. Ama bekleyecek sabrım kalmadı artık. Zira 57 yaşına girdim.
Geldim gidiyorum. Çünkü herkes gibi ben de bir faniyim. Beni zaman zaman
üzüntüye gark eden durumumu sizinle paylaşmasam çatlayıp öleceğim.
Derdimi/isteğimi anlatacağım ki sonra “ne istediğini bilmiyorduk, anlayamadık,
halbuki bir değermiş” demeyin.
57
yılı küçümsemeyin. Yarım asrı deviren bir tecrübe, bir birikim demektir bu. Her
ne kadar eğitim ve öğretim sahasında görev yapıyor olsam da çoğu kimse gibi
anlamadığım yoktur. Yazar, çizerim; her konuda kalem oynatırım. Nefes almadan
konuşmanın alasını yaparım.
Tek
istediğim ve en büyük hayalim, bu aşamadan sonra devlete daha fazla hizmet
etmek için birikimimi bir yönetim kurulu üyeliği yaparak nihayete erdirmektir.
Ekonomiden, siyasete, sosyal politikalardan eğitime, banka üyeliğinden yüksek
istişare kurulu üyeliğine kadar her alanda çalışabilirim. Tüm bu ve benzeri
görevleri yapmaya bilgim, görgüm ve birikimim yeterli olduğu kadar sağlığım da
elverişlidir. Bugüne kadar doğru dürüst hiç ilaç kullanmadığım gibi akıl
sağlığı dahil, hiçbir zührevi rahatsızlığım da yoktur.
Durumum
bu iken mevcut öğretmenliğimi ne kadar yapabilirim? 65 yaşına gelince
kış-kıyamet demeden artık yaramazsın diyerek kapının önüne koyuveriyorlar.
Halbuki benim hizmet anlayışımda beşikten mezara çalışmak vardır. Bu açıdan
yönetim kurulu üyeliği, benim gibi vazgeçilmez biri için bulunmaz Hint
kumaşıdır. Zira yaş şartı yok. Taş atıp elim de yorulmayacak. Çalışabildiğim
kadar çalışacağım.
Hak
ettiğim isteğimi öğrenince "Senin derdin anlaşıldı. Sen birden fazla
yerden maaş almak istiyorsun" diye aklınıza gelebilir. Haklısınız. İlk
etapta ben de sizin gibi -kötü- düşünürüm. Ama niyetinizi bozmayın. Zira kazın
ayağı öyle değil. Bilin ki benim yönetim kurulu üyeliğim, mevcut yönetim kurulu
üyeliği yapanlardan farklı olacaktır. Beni okumaya devam edin ki farkı görün.
Yönetim
kurulu üyeliğine geçtiğim zaman ben, birden fazla yerden maaş almayacağım. Asıl
mesleğim olan öğretmenlikten tahakkuk ettirilen maaşa elimi bile sürmeyeceğim.
Olduğu gibi hazineye geri vereceğim. Hazine “olmaz, böyle bir usulün mevzuatta
yeri yok” derse ilgili kanun değişikliği için yönetim kurulu üyeliğimi
kullanarak tanıdığım vekiller aracılığıyla Meclis'e kanun teklifi verdireceğim.
Diyelim ki Meclis, "Kötü emsal olmaz" dedi, teklifi reddetti. Bu
durumda yönetim kurulu üyeliği dışında kalan asıl maaşımı -kuruşuna bile
dokunmadan- ya öğrencilere burs vereceğim ya mağdurlara yardım edeceğim.
Gördüğünüz
gibi kendim için bir şey istemiyorum. Parolam, devlete hizmet etmek. Bu durumu
bilin, sonra iş işten geçtikten sonra timsah gözyaşı dökmeyin, derim. Burada
kendimi anlatırken sizi de unutmuş değilim. Bana bu konuda vereceğiniz destek,
aynı zamanda sizin de önünüzü açacaktır. Her biriniz yönetim kurulu üyesi olmak
için beklenti içerisine girecek, o yaptıysa biz hayli hayli yaparız,
diyeceksiniz. Bu kıyağımı da unutmayın.