Övme ve yerme, tabiatta
her şey zıddıyla kaimdir sözünün bir tecellisi olarak hayatımızda yer tutan;
biri iyi anlamda, diğeri de kötü anlamda kullanılan iki kavramımızdır.
Hayatımızda her şeye
ihtiyaç duyduğumuz kadar bu iki kelimeye de ihtiyaç duyarız.
Yerine, zamanına ve
kıvamına dikkat edildiği, sapla samanın karıştırılmadığı zamanlarda
kullanıldığı takdirde her iki kelime de bir işlev görür.
Övme vefayı andırır,
yerme de hatayı tespitte işe yarar diyeceğim ama biz bu iki tabiri kutuplaşmada
kullanıyoruz.
Övme ve yerme abartı derecesinde
olduğu takdirde bu iki kavram içinden çıkılmaz bir hal alır. Bir müddet sonra
bakmışız ki övme ve yerme bir hayat felsefemiz olup çıkmış. Varlık sebebimizdir
artık.
Yatar kalkar över veya
yereriz. Her iyi şeyde sevdiğimize bir pay çıkarırken sevmediğimiz de nasibini
alır bundan. Zira yılanın başıdır.
Bir nevi hastalıktır bu.
İşin ucuzuna ve kolayına kaçmaktır aynı zamanda. Ortaya yeni bir şey koymaktan
aciz olanların ortaya koydukları, kendilerini tatmin ettikleri bir savunma
psikolojisidir. Bizde bir şey yok demektir.
Bu anlayışa göre bugün
gördüğümüz her şey, övdüğümüz kişinin bıraktığıdır veya bugünkü kötülüklerin
müsebbibi yerdiğimiz kişidir.
Övme ve yerme
hastalığından kurtulmamızın yolu, kendimizin ortaya bir şey koymasıdır.
Yeni bir şey ortaya
koymadıkça geçmişle övünmeye veya geçmişi yermeye devam edeceğiz.
Bu, üreten beyin
taşımayışımızdandır. Kendimize güvenimiz olmadığı gibi bunu yapacak irademiz de
yok.
Hoş, hepsi olsa da
düşünecek, planlayacak, üretecek ve çalışacak azim olması gerekir.
Övünmek ve yerinmek
varken niye kendimizi yoralım sonra.
Oturur muhabbetini yapar
veya kinimizi kusar, egomuzu tatmin ederiz.
Ne de olsa mirasyediyiz
çoğumuz. Öncekilerin bıraktığını hoyratça kullanırken üzerine bir şey koymadan
yaşıyoruz.
Övme ve yerme ile mesafe
kat edilseydi, bizden ileri ve gelişmiş devlet olamazdı. Çünkü bizden başka geçmişiyle
iç içe yaşayan herhalde başka bir millet yoktur.
İşin garibi övdüklerimiz
ve yerdiklerimiz aynı kişiler değil. Bir kesimin göklere çıkardığını diğer kesim
yerin dibine batırıyor. Onların yerin dibine batırdığını öbürü el üstünde tutuyor.
Yani övme ve yermede de bir birlik yok.
Gerçekten nasıl bir ruh hali bu bizim yaşadığımız. Övgü ve yergiye dayalı bu yaşayışın kime ne faydası var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder