Birkaç haftadır çarşıya inmezdim. Mahdum, spor ayakkabısı
istedi. Girdik bir esnaf dükkanına. Çocuğun beğendiği ayakkabıya normalde 240
lira ama 10 lira indirim yapıyoruz peşin alışverişlerde. Siz 220 lira verin
dedi esnaf. Sen bunu 200'e verirsin dedim. Para peşin mi dedi. Karta
çektireceğim dedim. Normalde olmaz da haydi öyle olsun, tek çekim yapalım
dedi.
Dükkandan çıktık, çocukla adımlarken bir mağazanın,
dükkanının ne kadar camı varsa boydan boya "Kırmızı etiketli ürünlerde
yüzde 50 indirim" yazısını yapıştırdığını gördüm. Buluşmadan önce yardımcı
kaynak ihtiyacını karşılamak için çocuğum, istediği kitapları yüzde elli
indirimle almış.
İyi ki çıkmışım çarşıya. Baharla beraber indirim sezonu da
açılmış çünkü. Bir sevinç bir sevinç bende. Nasıl sevinmem. Kitabı yüzde elli
indirimle 69'a, spor ayakkabısını da yüzde 16 küsur indirimle 200 liraya almış
oldum. Üzüntüm, yüzde elli indirimin yapıldığı giyim mağazasına girmedim.
Haliyle bir şey alamadım. Bu demektir ki yüzde elli indiriminden
yararlanamadım.
Çarşıda fazla dolaşmadım. Biraz dolaşsam beni daha ne
indirimler bekliyor, kim bilir…
Bundan birkaç yıl öncesinde esnafın, 1500 lira dediği 9
m²lik halıyı önce 1.250'ye, ardından 1.000'e, en son 950'ye almıştım. Yüzde 36'nın
üzerinde bir indirim demekti bu. Halının üzerine bastıkça indirim aklıma
gelir, iyi bir fiyata aldım diye seviniyorum. Ardından keşke biraz daha
pazarlık yapsaydım, kullandığım halıyı kaça alırdım, pişmanlığını duyarım.
İhtiyaç duyduğumda aldığım ve bir indirime(!) denk gelen
veya indirim(!) yaptırarak yaptığım alışverişlere bir nebze de olsa sevindim. Her
indirimde ihtiyacı olsun veya olmasın alışveriş yapanlar ne kadar sevinir,
varın siz düşünün.
Şimdi gelelim sadede… Adı indirim veya kampanyalı ürün olsun,
oldum olası hiç hazzetmedim bu tür satışlardan. Sezonunda, vatandaşın ihtiyaç duyduğu
ürünü, çok yüksek fiyata satan bazı esnaf, sezon sonuna doğru, üründe birkaç
defa indirime gidiyor. Ürünün önceki fiyatını üste yazarak üzerine çarpı
atıyor, altına da yeni fiyatı yazıyor. Bazen de yüzde 20-30-40-50 hatta yüzde 70’lere
varan indirimler yapılıyor. (“Zararına satış” veya “Maliyetine satış”
indirimleri üzerinde hiç durmuyorum bile) Bir üründe yüzde elli oranında
indirim yapılıyor ve bundan esnaf kar ediyorsa bu esnafın, sezonunda kar
marşını varın siz düşünün. Böyle satışa ancak insaf demek lazım.
Diyelim ki büyük mağazalar, sezonu geçmiş, seneye modası
geçecek ürünleri, müşteriye cazip fiyatla satarak elde ettikleri gelirle, yeni
ürün alıp müşteriye sunacak. Sattığı ürünün fiyatını yazmayan veya ürünü,
üzerinde yazılı etiket fiyatının çok altında bir fiyata pazarlık yoluyla indiren
bazı küçük esnafa ne diyelim? Yukarıda verdiğim birkaç örnekten anlaşılacağı
üzere yapılan indirimler küçük meblağlardan oluşan bir indirim değil. Müşteri
pazarlık yapmaz ise ilk dediği fiyattan alıp gidecek, pazarlık yapmak isteyen
müşteriyi kaçırmamak için esnaf, ilk söylediği fiyatı aşağıya çekiyor. Bu
yapılan da bana çok hoş gelmiyor.
Adı ister maliyetine satış, ister zararına satış, ister
yüzde elliye varan indirim olsun, hepsi müşteriye kurulmuş, tüketiciyi
tüketmeye hazırlayan bir tuzak gibi geliyor. Fiyatlara önce bindiriliyor, sonra
indiriliyor. Bindirirken de kazanıyor esnaf, indirirken de. Olan, ihtiyacı
olmadığı halde indirim var deyip mağazalara koşan kişilere oluyor veya bir
ürünü sezonunda alana oluyor. İndirim yapılır da bu kadar uçuk kaçık indirip
yapılmaz. Piyasa, ürün satışında serbest olsun da ucu bucağı belli olmayan fiyat
serbestliği fazla geliyor bana.
*16/03/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder