Toplum
olarak okuma sorunumuz var. Okumada dünya ortalamasının altındayız. Okumada
geri olsak da konuşmada üstümüze yoktur. Çünkü okuma yerine konuşmayı tercih
ediyoruz. Konuşmalarımız yazıya dökülse dünya kadar yazılı eserimiz olur.
Teknoloji ileride konuşmalarımızı aynı anda yazıya geçirecek seviyeye gelirse
dünyanın en büyük eserinin müellifi bizim toplum olur.
Okuma
yönünden özürlü olsak da yazan insanımızın sayısı az değil. Kitapçı raflarına
bir göz atarsak alınıp okunsun diye okuyucu bekleyen kitap sayısı az değil.
Kitapların alıcısı fazla olmasa da kitap bolluğu sevindiricidir. Çünkü yazmak
deyip de geçmeyelim. Yazılan bu kitapların her biri birer emek
mahsulüdür. Yazmak okumaktır aynı zamanda. Hayatın getirdiği sorunları
ele almaktır, onları dert edinmektir. Onlara çözüm önerileri sunmaktır. Duyarlı
olmak demektir.
Yazmak
cesarettir aynı zamanda. Görüşünü açıklarken kendini ele vermektir. Rengini ve
duruşunu belli etmektir. Kınayanın kınamasına aldırmamaktır. Görüşünden dolayı
gelebilecek eleştirilere göğüs germektir ve terlemektir.
Yazmak
içini dökmektir aynı zamanda. Rahatlamaktır. Düşündüklerini kağıda
yansıtabilmektir.
Yazmak
bir sanattır aynı zamanda. Herkes konuşur, herkes okur ama herkes
yazamaz. Bir insicam içerisinde kelimeleri ve cümleleri konuşturmaktır.
Kelime, kavram ve deyimleri yerli yerince oturtmaktır.
Yazmak
bir birikimdir aynı zamanda. Geçmişten günümüze, belleğinde topladığını
kağıda dökmektir. Balık kafalı olmadığına işarettir. Yazmak hafızayı
güçlendirir aynı zamanda. Kişiyi dinç ve diri tutar. Kelime hazineni
geliştirir.
Yazmak
hayata farklı pencerelerden bakmayı öğretir aynı zamanda. Kişi yazarken
öğrenmeye devam eder. Eleştirel bir bakış açısı verir. Ufkunu geliştirir. Aynı
zamanda eleştirilmeyi de göze alır.
Yazmak
bir bağımlılıktır aynı zamanda. Kişiye boş vaktini değerlendirmeyi öğretir,
zamanı boşa harcatmaz. Yazmak varken ne yapayım dedirtmez. Yeter ki bir boşluk
bulsun.
Yazmak
sessizliktir ve sessizliğe bürünmektir aynı zamanda. Kalabalıklardan
uzaklaşmaktır. Düşünmeye dalmaktır.
Yazmak
bir gözlemdir aynı zamanda. Sorunu görmektir. Kalabalıklar içerisinde otururken
zihninde sorunu yazmaya başlamaktır. Kağıda kaleme dökmeden zihninde
pişirmektir.
Yazmak
geçmişle gelecek arasında bir köprü olmaktır, bağlantı kurmaktır. Çözüm odaklı
çalışmaktır. Bazen parçadan bütüne, bazen de bütünden cüze gitmektir. Bir
çıkarımda bulunmaktır.
Yazmak
bir taraftan kendini geliştirirken bir taraftan da eksikliklerini bulmaktır ve
bu eksikliği gidermeye çalışmaktır. Kendini sorgulamaktır.
Yazmak
gündemi takip etmek ve gündemle yaşamak demektir.
Yazmak
mücadeledir. Bir nevi savaştır. Silahı kalemdir. İnsanı hedef alır. Onlara ve
gönüllerine dokunmaya çalışır.
Yazmak
yarası olan gocunsun diye inceden inceye dokundurmaktır. Anlayana ve anlamak
isteyene elbette. Anlamak istemeyene davul zurna azdır.
***09/11/2019 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
***09/11/2019 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder