Toplum
içerisinde halk ile iç içe olan bazı meslek grupları vardır ki çoğu zaman
şiddete maruz kalırlar. Doktorluk ve öğretmenlik bu meslek gruplarının en
başında gelir. İlk olmayan ve böyle giderse son olmayacak olan en son şiddet
olayı da Diyarbakır'da bir okul bahçesinde öğrencilerin gözü önünde cereyan
ediyor.
Olayın
iç yüzünü bilmemekle beraber basına yansıdığı kadarıyla okulun müdür
yardımcısı, bir öğrencinin hal ve hareketlerinden dolayı velisini okula
çağırtır. İki oğluyla beraber okula gelen veli, okulun müdür yardımcılığı
görevini de yapan Görsel Sanatlar öğretmenini bahçede bir güzel döver. Veli,
görüşmeye iki oğluyla beraber geldiğine göre öyle zannediyorum evinden gelirken
taammüden kavga etmeye daha doğrusu öğretmeni dövmeye ve had bildirmeye
gelmiş.
Açılan
soruşturmadan ne çıkar, olayın iç yüzü ne kadar ortaya konur bilmiyorum. Ama
konu, velinin okula gelmesinden ibaret olmasa gerek. Bu olayın öncesi olmalı
mutlaka. Değilse okula veli çağırmakla durduk yere kavga çıkmaz.
Hepinizin
okuduğu bu olayı ben basında çıktığı yönüyle değerlendireceğim ve veliye hiç
toz kondurmadan şamar oğlanı öğretmene verip veriştireceğim izniniz olursa. Eti
senin kemiği bizim, atış serbest dediğinizi duyar gibiyim. Aklınızla bin yaşayın.
Ben de öyle düşünüyorum.
Öğretmenim!
Neyine senin bir veliyi okula çağırmak? Veli kim, sen kim? Yerini ve haddini
bilsen olmaz mı? Görüyorum ki haddini ve yerini bilmiyorsun. Eğer böyle devam
edersen birileri şekil A da olduğu gibi sana haddini bildirir.
Sen
ki bir marabasın. Öğrenci ve veli ise efendidir. Efendisine hizmet için var
olan bir marabanın yaramazlığından dolayı bir veliyi okula çağırması da ne
oluyor! Sonra sen kimsin? Etin ne, budun ne? Veli ve öğrenci nezdinde hatta
milli eğitim yetkililerinin gözünde değerin ne ki veliyi okula çağırmaya
kalkıyorsun? Bil ki Yalova Kaymakamı kadar değerin yok. Sonra kim takar Yalova
Kaymakamını!
Bil
ki problem öğrenci yoktur, problem veli de yoktur. Kendisi başlı başına sorun
olan öğretmendir ve okul yönetimidir. Siz olmasanız bu okullar sorunsuz eğitim
ve öğretim yaparlar. Ah, sorun olduğunuzu bir bilseniz! Keşke başkasına telkin
vermeden önce kendinizin ne olduğunu ilk önce kendiniz bir öğrenseniz.
Öğretmenim!
Sen kendinde misin gerçekten? Çocuğunu şikayet etmek için bir veliyi okula
çağırmak, affedilecek bir hata değildir. Sonra kıymetli vaktini çalarak veliyi
okula çağırmaya ne hakkın var? Çocuk yaramazlık yapacak elbet. Sana düşen
çocuğun yaramazlık yapmasına hoşgörü ile yaklaşmak. Adı üzerinde o bir çocuk
daha. Ayrıca o çocuğun yaptığı sana göre yaramazlık. Veliye göre normal bir şey
onun yaptığı. Çünkü o, kötülük nedir bilmeyen bir melektir velinin
gözünde.
Bereket
senin bu yaptığına karşılık veli, okulu silahıyla basıp sana kurşun yağdırmadı.
Şimdilik ufak çaplı bir tırpanlama ile sana gözdağı verdi. Umarım dikkate
alırsın bu uyarıyı. Umarım sana vururken velimizin ve göz bebeği iki oğlunun
eline ve ayağına bir şey olmamıştır.
Aldığın
darptan dolayı sana bir şey olmuşsa çok üzülmeyeceğimi bilmeni isterim. Bu
uğurda eğitim şehidi de olabilirdin. Ama görüyorum ki nasip olmamış. Hoş başına
bir şey gelse de büyük bir camia olan milli eğitim bundan etkilenmezdi. Nasılsa
atanmak için sıra bekleyen yüz binler var. Müdür yardımcılığın da önemli değil.
Zaten yaptığın evrak memurluğu. Yokluğunda milli eğitim elini sallasa elli
meslektaşın birden sıraya girer. Yani yokluğunu aratmazlar. Meslektaşlarının bu
dayanışmasını da unutma.
Şimdi
sen hızını alamayıp o veliden ve muhterem iki çocuğundan şikayetçi olmuşsundur.
Hakkındır. Ama keşke yapmasaydın. Okula çağırarak aldığın kıymetli vaktinden
sonra velimiz bir de karakol ve adliyede vaktini harcayacak. Ama olsun, senin
gibilerine haddini bildirmek için bu velimiz gerekirse pire için yorgan bile
yakar. Velimizin değerli vaktini alsan da bereket bu davadan bir şey çıkmaz.
Adalet mekanizmasına bu konuda güvenimiz tam. Nasılsa "Adli kontrol
şartı" ile salıverecek. Ki olması gereken de bu. Bir öğretmen için kusura
bakmayın da bir velimizi harcamayız. Çünkü veliler ve göz bebeği çocuklar bizim
birer velinimetimizdir, küstürülmeye gelmez.
Hasılı
öğretmenim! Velimizin vurduğu yerde gül biter. Velimizin ellerine sağlık
ve kendisine geçmiş olsun diyorum.
*28/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde "Velinin Ellerine Sağlık" başlığıyla yayımlanmıştır.
*28/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde "Velinin Ellerine Sağlık" başlığıyla yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder