Ön safta bir boşluk oluşunca arka saftan öne geçtim. Sağ
yanımda benimle omuz omuza teravih kılan 30-35 yaşlarındaki cemaati gayri
ihtiyari dinlemekten doğru dürüst ne imamı takip edebildim, ne de kendimi namaza
verebildim. Çünkü rükû, secde ve tahiyyatlarda duaları içinden okuması gereken
yanımdaki, benim duyacağım şekilde dışından okuyordu. Bir an için imama mı
uyacağım, yoksa bu adama mı diye düşünmeden edemedim. Hatta bazen keşke imam
hep kıyamda durup okusa rükû-secde yapmasa tahiyyata oturmasa dedim durdum
kendi kendime. Bereket kıyamda imama uyduğu için kendimi namaza verebildim.
Mübareğin öyle bir amin deyişi var ki duymaman mümkün değil, öyle bir
"Eşhedü en lâ ilahe..." deyişi var ki kaç elif miktarı okuduğunu
işitmemen mümkün değil. Saftan çıkıp geriye gitsem olmayacak. Çünkü sırıtıp
kalacağım. Şu adam keşke sekiz kılıp çekip gitse dedim, gitmedi. Nasılsa benim
gibi bir dinleyen buldu. Niye gitsin. Teravih bitti, hele şükür dedim.
Teravihin bitiminde vitir kılmak için kalktık. Yine aynı. O
okudu, ben dinledim. Nihayet üçüncü rekatta imamımız Fatiha’dan sonra bir
istikrar abidesi olarak yine ihlas süresini okudu, tekbirle birlikte hep
beraber Kunut dualarını okumaya koyulduk. Hayret! Bizimkinin pek sesi duyulmadı.
Anladığım kadarıyla Kunut duasını okumakta biraz zorlanıyordu. Zaten her adam
net bir şekilde Kunut dualarını kolay kolay okuyamazdı. İşte bu da onlardan
biriydi.
Namaz arasında zaman zaman "Kardeşim! Biraz içinden
okusan" demek istedim. Dedim, sabredeyim. Çünkü sesli okuduğunu kabul
etmeyebilirdi. Hatta tepki de gösterebilirdi. Sabır sabır sabır Ramazan dedim.
Sonunda tespih dualarına kalmadan dışarı attım kendimi.
Bu muhterem namaz kılmayı kimden öğrendiyse kim buna böyle
okuması gerektiğini öğrettiyse iyi yapmamış. Aslında bu adamı akıl
hocasının yanına verip birlikte namaz kılacaklar. Bakalım ne kadar dayanacak
talebesinin namaz kılışına. İnşallah bu adam beş vakide değil de sadece
teravihe geliyordur. Eğer tüm vakitlere geliyorsa sağındaki ve solundaki
cemaatin çekeceği var. Onun okuduğunu dinlemekten insan kendi okuduğunu
şaşırıyor. Bırakıp onu dinliyor. Keşke bu adam teravihi kendi evinde kılsa hiç
olmazsa kimseyi rahatsız etmemiş olurdu. Ama o zaman okuduğundan kimsenin
haberi olmayacaktı.
İmamlarımız vaaz ve hutbelerinde belirli gün ve haftaları
veya başka gündemlere değinmeden önce namaz adabından biraz bahsetse çok hora
geçmiş olur. Umarım imamlarımıza bu tür şikayetler gitmiştir. Yoksa bu adam çok
cemaat kaçırır bu gidişle.
* 02/06/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 02/06/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder