Ana içeriğe atla

Bu okulda üç yıl (II)

"Bu okulda 3 yıl" başlıklı daha önce bir yazı kaleme almış, okulun eksikliklerinin bir kısmını yazmaya çalışmış (http://dilinkemigiyok.blogspot.com.tr/2016/05/bu-okulda-uc-yl-1.html)  ve bu konuya devam edeceğimi ifade etmiştim.

Üç yıl sonrası ayrılırken:
1. Okulun akmayan suyu yeniden akmaya başladı. Çünkü ilk etapta 1000 ton su dolduruldu.
2. Toptancılara gidilerek okulun fırça, paspas, maşrapa vb temizlik malzemesi kredi kartına çektirildi.
3. Kapanmayan musluklar değiştirildi.
4. Okulun açıldığı ilk haftanın sonunda okul-aile birliği toplantısı yapılarak velilerden zorunlu olmadan vicdani sorumluluk çerçevesinde 40 lira istenmiş. Toplanan para ile bir hizmetli bulunmuş, okul tepeden tırnağa temizletilmiştir.
5. Okulumuza verilen 3 bin TL ödenekle 9 tane kırık dökük olan ahşap pencere PVC ile değiştirilmiş,  öğretmenler  odasının tavanı asma tavan yapılmıştır.
6. İki hayırsever bulunarak 2 adet pencere yine PVC ile değiştirilmiştir. Okulun çalışmayan fotokopi makinesi hayırsever marifetiyle yenilenmiştir.
7. Bir hafta içinde 50 metre küp su sarfiyatı olunca su borularında kaçağın olduğu kanaatine varılmış. Belediyeden tanıdık vasıtasıyla 500 metre öteden gelen su borusu iptal edilerek daha kısa mesafe olan diğer yoldan yeni su borusu çekilmiştir.
8. Sürekli tıkanan ve koku yapan tuvaletler önce itfaiye çağırılarak bir iki defa açtırılmış, tespit edilen iki tuvalet taşı yine hayırsever vasıtasıyla kırılarak yenisiyle değiştirilmiş, tıkanmanın önüne geçmek içinde WC'lerin arka tarafına rögar yaptırılarak tıkanmaya çözüm bulunmuştur.
9. Okulun dolap, sandalye vb ihtiyaçları için diğer okullarla irtibat kurularak  o okulların kullanmadığı eskiler okula getirilmiştir.
10. Ek binadaki arşiv adı verilen küçük odadaki ne kadar eşya var ise dışarı çıkarılmış, tutanak tutularak eski evrak yakılmıştır. Arşiv içine girilebilir şekilde yeniden düzenlenmiştir.
11. Orta yerdeki içi ve dışı sıvasız, arka taraftaki tuğlalar kırılmış, içeri girilip çıkılabilen kömürlüğe girilmiş, içerisinden 1.5 motor arabası kömür tozu çıkarılmıştır. Arka taraftaki kırık tuğlaların yerine yenisi alınarak yaptırılmıştır.
12. Yağmur yağmaya başlayınca akan kömürlüğün kiremitleri için merdiven bulunmuş, takım elbiseyle çatıya çıkılarak kırık kiremitler değiştirilerek akıntının önüne geçilmiştir.
13. Ödenek çıkartılması için önceleri ilçe MEM ile yazışılmış, çözüm olmayınca vali yardımcısı, kaymakam ve il genel meclisi ile irtibata geçilmiş. İlçenin il genel meclisi üyeleriyle birebir irtibat kurularak yeni ödenekler çıkartılmıştır. İlk önce 8, ardından 15, en sonunda da 25 bin lira ödenekler çıkartılmıştır.
14. Yeni okul yapılacak, burası yıkılacak tartışmaları devam ede dursun, müfettişin biri gelip gideri gide dursun, bu durumlar yapılmak isteneni engellese de, iş yapma hızı kesse de sonunda:
*Ana binanın kiremitleri aktarılarak sınıfların akmasının önüne geçilmiştir.
* Okulun iki kapısından biri kapatılarak müdür odası yapılmış, müdür ve yardımcı bir arada aynı odayı kullanmaktan kurtulmuştur.
* Ortak olan bayan-erkek tuvaleti ayrılmış, karşısına yeni bir kabin yapılmıştır.
* Sobalı olan okulun ortasındaki kömürlüğe kalorifer döşetilmiştir. Zamanın Milli eğitim Müdürünün: "Buraya kalorifer olmaz" denmesine rağmen. Öğretmenler soba devrilmesinden, hizmetli soba yakmaktan kurtulmuştur.
* Okulun içi, dışı, kapı ve pencerelerine varıncaya kadar yeniden boyatılmıştır.

Yapılanların bir kısmını anlatmaya çalıştım. Eksi ile aldığımız okul birliğinin 4500 lira parası olmuştu yapılan etkinlik, hediye çekilişi, velilerden yıllık alınan bağış ile birlikte. Okul yenilenmese de kullanılabilir bir ortama kavuşmuştu. Hepsi 53 bin lira gibi bir imkan ile yapıldı. 03/07/2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde