Haziran
3.ve 4.haftalarda ÖSYM tarafından LYS1-5 adı altında merkezi sınavlar yapıldı.
Gördüğüm kadarıyla sorunsuz tamamlandı sınavlar.
Bir
ara kopya skandallarıyla bir darbe yemiş olsa da ÖSYM'nin yaptığı sınavlar
sınav öncesinden, sınav esnasına ve sınav sonuna kadar her şeyiyle düzen ve
tertip çerçevesinde yürüyor. Bu tür sınav sistemine eleştirel bakmakla beraber
milyonlarca kişinin sınavını binlerce görevli bir orduyla tereyağından kıl
çeker gibi sorunsuz yapması takdire şayan gerçekten.
Mantığın
kabul etmediği kurallara, sınav komisyonundan; salon görevlilerine, sınava giren
öğrencisinden; velisine varıncaya kadar
herkes uyuyor, itiraz da yok: Sınava ilk 15 dakikada gelemeyen durumuna
razı boynunu büküp geri dönüyor. Sınav esnasında ilk 100 dakika çatlasan da
patlasan da salon dışına çıkamıyorsun, sınavın bitimine 15 dakika kala kimse
çıkamıyor. Sınav esnasında kimse kimseyi rahatsız etmiyor, sınav bitmiştir
sözüyle herkes kalemleri bırakıyor. Sınava girerken öğrencisinden görevlilerine
varıncaya kadar neredeyse elbisesinin dışında hiçbir şey ile girilmiyor
içeriye. Elimizden düşürmediğimiz, neredeyse yatağa beraber yattığımız cep
telefonları bile böylesi sınavlarda saatlerce dinlenmek suretiyle istirahatini
yapıyor. Cebindeki bozuk paranla bile giremiyorsun, varın siz gerisini düşünün.
Sınavın
sorunsuz olmasının kanaatimce en önemli nedeni kurallarının acımasız olması ve
kuralların uygulanıyor olması. Bence esas mesele bu. ÖSYM hangi sınav kuralını
koymuşsa, kural mantıklı da olsa mantıksız da olsa uygulama imkanı bulması.
Burada kuralları yazıp hem vaktinizi almayacağım hem de sayfamı
doldurmayacağım. Hiç sınavla alakası olmayanımız bile sanal alemde kısa bir
gezinti yapsa kuralları görür. Her şey yasak anlayacağınız. Hele şükür
aldığımız nefese karışmıyor. Eğer ÖSYM aldığımız nefeslerden şüphelense öyle
zannediyorum nefes almamızı da yasaklar. Şimdilik böyle bir zan yok sanırım.
Şimdi
sadede gelelim, derdim üniversite sınavları değil. Birçoğu; acımasız, gereksiz
ve mantıksız görünen yasakların uygulanma imkanının bulunması. Genelde bu
ülkede her şeyde bir kural vardır. Her şeyin kuralları belirlenmiştir. Kurallar
iyi düşünülüp konulmuş ama bir sorun var. Bu ülkede kurallar hep çiğnenir,
uygulanmaz. Bizim huzur, refah, düzen ve tertibimiz için konmuş bu kurallara
uysak günlük hayatı kendimize ve birbirimize zehir etmeyiz. ÖSYM'nin mantıksız
görünen kuralları tıkırında işliyor da diğer kurallarımız niçin çiğnenir? Hayatı zindan ederiz kendimize ve çevremize. ÖSYM
sınavında görev alanlar, sınava girenler de bu ülkenin insanı. Dışarıdan ithal
edilmiş değillerdir. O zaman mesele
nedir?
Mesele
kural tanımaz aymazlığımızdadır. O zaman ÖSYM bu işi çözmüşse sosyal, siyasal,
ekonomik vb hangi alan varsa hayatın her alanına ait kuralları ÖSYM koysun.
Cezaları da tıpkı sınavlardaki gibi ağır olsun. Cezalar mutlaka uygulansın.
Bize biraz kural öğretsin olmaz mı? Hatta biz hiç AB ve Kopenhag kriterleriyle
uğraşmayalım, hatta adına Ankara kriterleri de demeyelim. Tüm kriterlerimiz
ÖSYM kriterleri olsun, adam gibi uygulansın. Bizim ÖSYM kriterlerimiz dünyaya
örnek olsun.
Kurallarla
yaşamaya başlayınca bu ülkeye dirlik ve huzur, birbirimize saygı ve sevgi hakim
olur. Kurallara uydukça hayatın anlamının olduğunu bir kat daha anlarız.
Çocuklarımıza yaşanılır bir ülke bırakırız. Bilelim ki bu ülkenin sorunu, kural
eksikliğinden değil, kurallara uymadığımızdandır. Kural tanımaz tavrımızdandır.
Ne
dersiniz? Var mısınız bu kurallara... 27/06/2016
Yorumlar
Yorum Gönder