Okullar
kapandı, öğrenciler rahat bir nefes
aldı. Daha okullar kapanmadan aileleri bir telaş sardı, yazın çocuğum ne olacak
diye. Kimi sportif faaliyetlerinin, kimi de Kur'an eğitimi alsın diye kursların
yollarını tuttu. Okullar kapanmadan kayıtlar alınmaya başlandı.
Okullar
kapanır kapanmaz yaz kursları açıldı. Çocukların dinlenmesi bile beklenmeden.
Zaten çocuklar okulların kapanmasından son üç haftayı tatil gibi
değerlendirdiği için sanırım aileler, çocuklarının ayrıca dinlenmesine ihtiyaç
duymadılar. Ben bu yaz kursları ile
ilgili bir konuyu gündeme getireceğim.
Duyunca da üzüldüm gerçekten.
4.sınıfı
bitiren çocuğunu Kur'an-ı daha iyi öğrensin diye bir anne geçen yıl gittiği mahallesindeki Kur'an Kursuna göndermek ister. Daha kurslar başlamadan anne
çocuğunu yazdırmaya götürür. Kayıt ücreti olarak 60 TL istenir. Yanında para
olmadığı için kaydını yaptıramaz. Geçen yıldan tanıdığı kızının öğreticisi:
"Biz şimdi ismini bir yere not edelim. Çocuğunuzu kayıt olmuş bil. Parayı
getirince de asıl kaydını yapalım" der. Kadın geldiği gibi kaydını
yaptıramadan geri döner. Ama içinde bir
umut belirir. Çünkü hem kurs öğreticisi ismini not etmiş. Hem de öğretmenin
"Çocuğunuz geçen yıl çok iyiydi. Yine ben okutayım" sözü yüreğine su
serpmiştir.
Bu
hafta yaz kursları açıldı biliyorsunuz. Anne yanına 60 TL alarak çocuğuyla
birlikte kursun yolunu tutar. Geçen yıldan tanış oldukları öğreticinin yanına
varır. "Şu anda bana kayıt 27 kişi oldu, senin çocuğu da alalım, parasını
verdiği halde halen gelmeyen öğrenciler var" der demez kursun yöneticisi
müdire: "Yer yok. Anlamıyor musun sen, sıra da yok" diye
çıkışır. Kendisi ve eşi imam hatip
okullarında okumamış, doğru dürüst din eğitimi almamış fakat çocuklarım dinini
diyanetini öğrensin. Çocuklarım imam hatipte okusun diye çırpınan anne bu
hakaretamiz tavır karşısında neye uğradığını şaşırır. Geldiği gibi gerisin geri
döner çocuğunun kaydını yine yaptıramadan. Üstelik yediği hakaret de cabası.
Bugün
eşinden bu olayı dinlediğim zaman çok üzüldüm ama garipsemedim. Demek ki çok
bir şey değişmemiş benim camiamda. Hele: "Hocam sizi tanıyoruz kaydınızı
yaparız deyince acele etmemiştik. Ne yalan söyleyeyim para da yoktu. Böyle
yapacaklarını bilseydim gider kredi
kartımdan para çeker yazdırırdım çocuğumu" demesi beni kahretti gerçekten.
Her
şeyden geçtim bir bayanın "Yer yok anlamıyor musun sen" diyerek
suçlaması. Yaratılışı itibariyle erkeğe oranla nazik ve kibar olan bayandan
böyle bir suçlama hiç yakışık almamıştır. Bir dini tedrisat yapılan yerde insan
psikolojisinden anlamayan böyle kaba birinin yönetici yapılması hiç isabetli
olmamıştır.
Bildiğiniz
gibi 8 yıllık kesintisiz eğitimle beraber Kuran kursları büyük bir darbe yemiş,
neredeyse öğrenci gelmez olmuştu. Hatta bu kurslarda görev yapan birçok
öğretici öğrenci yokluğundan camilere imam olarak görevlendirilmişti. Az sayıda
kurslarda görev yapanlar da yeter sayıya ulaşabilmek için ev ev dolaşıp yediden
yetmişe kayıt yapmışlardı. Hatta devam şartı bile aranmadı. Yeter ki kurs
açacak şekilde yeter sayıya ulaşılsın. Ne çabuk unuttu bu hanımefendi bu
durumları. Zaten bir çok kurs 10 ay boyunca neredeyse öğrenci yokluğundan halen
sinek avlıyor. Şurada 2 ay boyunca bir
öğrenci görecekler. Sıra yok mazeret mi Allah aşkına. Milli Eğitimin hangi
okuluna telefon açsa: "Hocam sıraya ihtiyacımız var" dese yüzlerce
sıra yığılır o kursa. Bu kibir, bu tepeden bakma neyin nesi. Yakışıyor mu ağzı
Kuran okuyan ve Kur'an öğreten bir eğitimciye. Sonra "Anlamıyor musun
sen" demek ne demek. Hanımefendi anlatamadım galiba. Şu anda kapasitemiz
üzerinde bir öğrenci aldık. Parasını verdiği halde gelmeyenler var. Siz
numaranızı verin onlardan mutlaka ayrılanlar çıkacaktır. Boşalır boşalmaz biz
sizi arayacağız. Şayet boşalma olmaz ise bize yakın bir başka kurs ile irtibata
geçer çocuğunuzu oraya yazdırırız, para önemli değil, gelip geçerken
verirsiniz, biz zaten bu parayla kırtasiye alacaktık" dese ne olurdu.
Anlamıyor musunuz diyeceğine "Anlatamadım" dese daha şık olmaz mıydı.
Kadının gönlünde taht kurardı. Allah aşkına kendinizi yenileyin. Yenileyemiyorsanız
boşaltın orayı. Sıra bulabilecek, vatandaşa nazik davranacak biri gelir
mutlaka. Bir iyilik yap olmaz mı? Bir din eğitimcisine yakışmıyor bu tepeden
bakış...
Bu
aldığınız kayıt parası da neyin nesi sonra... Çocuk şunun şurasında iki ay
okuyacak. Okullarda 10 ay boyunca çocuğumuz okur. Okul yönetimi bir 20'lik
istese kıyameti koparırız, kayıt parası isteniyor diye.
Yazımı
okuyan bu adamın işi gücü kendi camiasını eleştirmek diyecek. Haksız da
sayılmaz hani. Her eleştiri yazımdan sonra bir daha yazmayacağım diye söz de
veririm. Ama ertesi günü yeni bir sıkıntı veren skandal duyuyorum. Aslında
kurslarımız kendisini çok yeniledi. Malzeme ve materyal yönünden kendisini
geliştirdi. Yönetici ve öğreticileri de iletişim ve görev bilinci bakımından
çok mesafe katettiler. Bu bayan gibi dinozorların sayısı bir elin parmağını
geçmiyor. Son çırpınışları. Çırpındıkça batıyorlar. İnsanımızı kendilerinden
soğuttukları yanlarına kar kalıyor. Belki de bu hanımefendi 10 ay boyunca
öğrenci yokluğundan keyif çattı. Şimdi cıvıl cıvıl öğrencileri görünce yatmaya
alışan birinin hoşuna gitmez böyle şeyler.
Hanımefendi!
Bir insan bu çağda Kur'an-ı nerede olursa öğrenir. Mesele öğrenmede değil,
sizin davranışınızdadır. İnsan kazanmaya çalışın. Diyanet kaç yıllardır
camilerimiz çocuk sesinden mahrum kalmasın diye proje üstüne proje geliştirmeye
çalışsın. Senin gibi dinozorlar da kaçırmaya çalışsın. Utan yaptığından utan,
eğer kalmışsa biraz haya... 24/06/2016
Yorumlar
Yorum Gönder