3 Temmuz 2025 Perşembe

Trump'ı Sizden Önce Tanıdım

Kaç yıllardır görmediğim, zamanında birlikte olduğum zaman da pek teşriki mesaim olmayan biri ile bir arkadaşın düğünümde karşılaştım.

İçini bilmem ama görüntüsü havalı bir tip idi. Konuşmasına da yansımıştır bu hava. Oldum olası içim ısınmaz böyle tepeden bakan kişilere.
Haliyle hal hatır, ne var ne yok yok türünden konuştuk. Ne yapıp ne ettiğini sordum. Kısa cevaplar aldım ama verdiği cevaplar net değildi. Hep ikircikli idi.

Bir gözümüz kızı ne zaman çıkaracağız iken diğer gözümüz de başka tanıdıklarda oldu. Ama görünen o ki ne kızın çıktığı var ne de gelen tanıdık. Mecburen konuşacağız. Daha doğrusu ben soracağım o da cevap verecek. Formatımız bu şekilde.

Yalnız konu bulmam lazım.

O değilden çoluk çocuk var mı dedim. Vara sormaz olaydım. "Neden sordun" dedi. Hiç, öylesine dedim. "Çoluk olabilir de olmayabilir de" dedi. Nasıl dedim. "Evli olabilirim de evli olmayabilirim de" dedi. Ardından "Çocuk olabilir de olmayabilir de" dedi.

Zikrettiğim kişiden makul ve mantıklı cevaplar beklemiyordum ama bu kadarına da pes doğrusu. Bir insan uğraşsa böyle cevaplar veremezdi. Ya Rabbi, nereye düştüm, bu işkenceden nasıl kurtulurum demeye başladım. Çünkü az daha devam etsek küçük dilimi yutacaktım.

Bereket, diğer arkadaşlar da geldi. Bu büyük işkenceden kurtuldum.

Bu arada gelen de düğün sahibine iletilmek üzere para verdi bana. Hepsini zarfın içine koydum. Kim ne kadar verdi ise miktar ve ismini bir kağıda yazdım. Başka gelip de para veren olursa diye bekliyorum. Çünkü adetimiz düğün sahibine zarf içerisinde toplu vermek. Bu kendini beğenmiş, evli ve çocuk sahibi olup olmadığını öğrenemediğim arkadaş da az bir miktar para verdi. Zarfın içerisine onu da koydum. Ama durdurmadı. İkide bir haydi geline parayı takalım dedi durdu. Kardeş, biz geline para takmıyoruz. Düğün sahibinin cebine zarfı indiriyoruz dedim ise de döndü döndü haydi takalım, ne duruyoruz dedi durdu. Bu inada inat ettim. Parayı takmadım geline. Düğün sahibine hayırlı olsun derken takdim ettim.

Bu anekdot yıllar öncesinde başımdan geçti. Bu anekdotu bana yıllar sonra yeniden hatırlatan dostumuz Trump oldu. Hani İsrail'in İran'a saldırmasıyla başlayan, karşılıklı füzelerle 12 gün devam eden danışıklı döğüş savaşı kastediyorum. Hatırlarsanız bu savaşta Trump, "İran'a saldırabiliriz de saldırmayabiliriz de", "Savaşa girebiliriz de girmeyebiliriz de" türünden açıklamalarıyla gündeme oturmuştu. İşte dostumuz Trump'ın bu ikircikli cevapları bana bu arkadaşın "Evli olabilirim de evli olmayabilirim de. Çocuğum olabilir de olmayabilir de" sözlerini hatırlattı.

Şimdi düşünüyorum da bu ikisi de aynı familyadan. Ha bizimki ha Trump. Hava zaten ikisinde de var. Kibir zaten o biçim. Dedim kendi kendime, daha Trump ortada yokken ben Trump'ın daha doğrusu Trump familyasına dahil birini tanıyormuşum da haberim yokmuş dedim. Hem de yanı başımda imiş.

Trump’ı ekranlardan tanıyorum. Bir de yakından görmek istiyorum derseniz, bir telefon kadar yakınım. Sizi buluşturabilir, hasret gidermenize yardımcı olurum. Çünkü ha Trump ha bizimki. Adeta şıp demiş burnundan düşmüş. Tek bilemediğim, hangisi hangisinin burnundan düşmüş olduğudur. 

Enayi aranıyor

YouTube'da tefsir sohbetleri yapan bir akademisyenle karşılaştık. Yanımdaki arkadaş, "Hocam, yaptığın tefsirleri dinleyen var mı" diye bir soru sordu. Yanlış duymadı isem, "Her zaman bir enayi bulunur" dedi tefsir yapan kişi. Soruyu soran arkadaş "Eşim sizi takip ediyor bu arada" dedi.

Açıkçası böyle bir cevap beklemiyordum. Hele ki bir enayi bulunur demesi garibime gitti. Beklerdim ki "Hocam, insanımız eskisi gibi camiye gidip vaaz dinlemiyor. Ezan okunurken cumaya giriyor. Her devrin bir anlatım aracı, yol ve yöntemi olur. Bu devirde herkes sosyal medyayı kullanıyor. Biz de çağın bu iletişim aracını kullanalım istedik. Herkese oturduğu yerden cep telefonu marifetiyle Allah'ın kelamını duyurmayı yol edindik. Olur ki bir kişi de olsa belki dinleyen çıkar. En azından irşat görevimizi yapmış olurum" türünden bir şeyler söylesin ya da "Öyle deme. Bak ben Hanya'dayım. Sen ise Konya'dasın. YouTube aracılığıyla konuştuğumdan haberdarsın. Bak eşin dinliyormuş" diyebilirdi. Gel gör ki "Her zaman bir enayi bulunur" demeyi uygun buldu.

Bu yazıyı yazmaya koyulduğumda, acaba "bir enayi bulunur" derken konuşmacı olarak kendisini mi kastetti diye düşünmeye başladım. Eğer böyle ise kullandığı enayi kelimesine bir şey demem. Tevazuunu gösterdi derim. Kafamda bir tereddüt kalmasın diye teyit için soruyu sorana sordum. O da benim anladığım gibi anlamış diyemiyorum. Çünkü o da neyi kastettiğini çözememiş. Sonrasında çay içerken bu enayi kelimesini bir daha kullanmış. Neyi kastettiğini sormak istemiş ama ortam müsait olmamış. Şu var ki sorulan soru ile verilen cevabı karşılaştırdığımda siyak ve sibaktan dinleyiciyi enayi yerine koyması daha uygun gibi görünüyor. 

Akademisyenin ya da din adına tefsir türünden sohbet yapanların iç hallerini bilmem.

İçlerinde bildiğini anlatmak için çırpınanları vardır.

Bir şeyler yapmış olmak ve dostlar alışverişte görsün türünden anlatanlar vardır.

Şöhret olmak için yapanlar vardır.

Din adına ne yapıyorsunuz diyenlere Youtube'da tefsir sohbetleri yapıyorum demek için konuşanları vardır.

Her ne sebeple Youtube'da program yaparlarsa yapsınlar ama dinleyenleri enayi görmek hiç masum olmasa gerek.

Hiç kimse kendi sattığını yiyecek bir enayi aramasın.

Cevap verirken de argo bir sıfat olan enayi kelimesini ağzına almasın. Çünkü başkasına enayi yaftası yakıştırması tefsir sohbetleri yapan bir ilahiyatçıya hiç yakışmaz. Bu yola girmiş, bu yolun yolcusu olan birine daha güzel bir üslup yakışır. En azından vatandaş öyle bekler.

2 Temmuz 2025 Çarşamba

Ne Zam Ver Ne de Zam Yap

Konutlarda kullanılan doğal gaza 2 Temmuz 2025 tarihinde geçerli olmak üzere yüzde 24,6 oranında zam yapıldığı duyuruldu.

EPDK işini biliyor. Zammı ısınma giderinin olmadığı yaz dönemine denk getirerek kışa hazırlık yapıyor. Yani bizim gibi Ağustos böceği değil. Daha kış gelmeden sessiz sedasız yürütüyor bu işi. Kışın altta kalanın canı çıksın.

Temenni ederim ki bu zamla kışı çıkarırız. Arkasında ikinci, üçüncü fil gelmez.

Bu arada geçen yıl (2024) doğal gaza toplamda ne kadar zam geldi, bilmiyoruz. Çünkü zamları takip edemez olduk.

Şu var ki EPDK bu işi biliyor.

EPDK'nin bildiği bu işi vatandaş olarak biz de bilsek iyi olacak. Doğal gazı aldığımız ülke doğal gazın metreküpüne zam mı yaptı ya da döviz mi yükseldi? Bildiğimiz kadarıyla döviz kaç yıldır yerinde sayıyor. Bu durumda doğal gaz aldığımız ülke zam yapmış olmalı. Ki bunu da duymadık. Belki de devlet sırrı olduğu içindir.

Maliyetler artmış olmalı ki EPDK olması gerekeni yapmış demek lazım. Değilse EPDK keyfi zam yapmaz. Ki devlet de vergi koyarken keyfiyetten kaçınır.

Gel gör ki bu zam ve başka ürünlere gelecek yüksek zamlar belimizi bükecek.

Zamlar orantılı olsa yani devletin sabit gelirliye verdiği zam ile koyduğu zam orantılı olsa eh, verdiğini bu şekil alsın dersin. Ama gazın ayağı öyle değil. Her zamanki gibi kaşıkla veriyor, kepçeyle alıyor diyeceğim ama kepçeye razıyım. Çünkü kazanla alıyor artık.

Kısaca takibini yapmadığım zamlardan geçtim. İsterim ki zamlardan adalet olsun. Kaşıkla gıdım gıdım verdiğini kepçeyle pardon kazanla almasın.

Ne zam versin ne de zam yapsın.

Sabit gelirlinin maaşı adı üzerinde sabit kalsın. Buna karşılık tekelinde olan ürünlere de zam yapmasın.

Kısaca vatandaş olarak yani sabit gelirli olarak devletin zam yapacağım diye ölçüp biçmesini, kırk dereden su getirmesini yani ulufe dağıtmasını istemiyoruz. Devlet sabit gelirliye ağalık yapmaktan vazgeçsin. Buna karşı zam da yapmasın. Ne ihsanını isteriz ne de gölgesini. Çünkü vatandaş olarak sadaka cinsinden zamma karnımız tok.

Not: EPDK doğal gaza zam yapar da belediye durur mu? Çünkü kombi dediğin su ile çalışır. O zaman suya da yüklenmek lazım. Uzatmayayım, belediye de fiyatlarda güncelleme yaptı. KDV hariç 32 lira olan birinci kademe suyu 35'e, ikinci kademeyi de 49 liraya çıkardı. Bereket, belediye bunu zam olarak duyurmadı. Adına güncelleme dedi. Bir de susuz kombi çalışmayacağı için bu güncellemeyi 1 Temmuzdan başlattı. Sağ olsun, değilse susuz kombi yanardı.