7 Ocak 2022 Cuma

Bazıları Susmalı

Kızsak da bağırsak da olmaz bu kadar dediysek de günbegün gelen zamlar hayatımızın bir parçası oldu. Yılın ilk gününde petrol ürünlerine, doğalgaza ve elektriğe gelen yüklü zamlar da bir önceki yılda aşina olduğumuz zamların katlanarak devam edeceğini gösteriyor. Çünkü süspansiyon bir yere kadardır. Burada garip olan, devletin niye süspansiyon yaptığıdır. Hazinede kullanmadığı, fazla para varsa süspansiyon yapsın. Hazinede para olmadığı herkesin malumu. Devlet yılbaşı itibariyle süspansiyona ettiği ürünlerden süspansiyonu kaldırınca, enerji ürünlerine de tuzlu zam yapıldı. Keşke böyle yapacağına, bu ürünlere zamanında azar azar zam yapsaydı, daha iyi olurdu. Böylece hazine daha fazla borçlanmazdı. Vatandaş da yılbaşından itibaren yüklü fatura ödeyecek olmazdı.

Buradan başka bir konuya geleceğim. Devletin ve özel sektörün yaptığı zamlar, üretim maliyetleri arttığından bu maliyetlerin vatandaşa zam olarak yansıtılmasından ibarettir. Değilse ne diye zam yapsınlar? Zira zammın yüzü soğuktur. Kimse, tepki olmasına rağmen zam yapmaya kalkmaz. Arka arkaya gelen zamlar da sıfırı tükettiğimizin, zamdan başka çarenin olmadığının ve yaşadığımız yüksek enflasyonun bir sonucudur. Radikal tedbirler alınmadıkça, soruna derinlemesine inilmedikçe, günü kurtarmaya çalışıldıkça, piyasaya güven verilmedikçe, kimse önünü göremediği müddetçe, yeni kaynaklar bulunmadıkça, kriz iyi yönetilmedikçe, akşamdan sabaha yeni ekonomik model denemeye kalkıldıkça bu zamlar yağmur gibi gelmeye devam edecektir. Buna alışsak iyi olacak. Dua edelim, uzun sürmesin. 

Zamlar, yaşadığımız bu günlerin bir gerçeği diyerek zil takıp oynanmayacak. Kimse buna da şükür, hayat normal demeyecek. Çektiği sıkıntıyı elbette dile getirecek. Veryansın edecek. Zira hakkıdır. Yaşadığını, çektiğini insanın kendisi bilir.

Benim burada istediğim, yaşanan bunca sıkıntıyı koruma ve kollama gerekçesiyle bazılarının savunmaya kalkmasıdır. Kah başka ülkeleri örnek veriyorlar, onlara da şu kadar zam yapıldı. Bizde daha ucuz diyorlar. Kah millet zengin, sıfır araba kuyruğuna giriyor diyorlar. Kah 80 öncesi kuyrukları gördük. Ne var bunda diyorlar. Diyorlar oğlu diyorlar. Yapmayın bunu. İnan sizin bu yaptığınızı zam yapan devlet ve özel sektör yapmıyor. Eğer birilerini desteklemek, başkasının tepkisini çekmemek istiyorsanız, yapacağınız en iyi şey susmaktır. Gerçekten bu aşamada susmak bir erdemdir. Birilerini koruyup kollayacağız diye gülünç duruma düşmeyin. Enerjinizi başka alanlarda tüketin. Unutmayın ki hayatın gerçeği de olsa yapılan zamlar savunulmaz. Kendinize saygınız varsa susun. Birilerinin size saygı göstermesini istiyorsanız, yine susun. Allah aşkına susun. Lillah aşkına susun.

Hadi İyisiniz

Hadi iyisiniz. Devlet hep size çalışıyor. 27,47 ile iyi zam yaptı, değil mi? Üzerine de bir 2,5 ekledi. Etti mi 30,50 zam.

Evet, öyle.

İyi de ekonomi bu durumda iken ne zammı bu şimdi?

Bunun yüzde 5’i toplu sözleşme gereği ilk 6 ay için devletin verdiği rakam. Geri kalanı ise geçtiğimiz 6 aylık enflasyon farkı.

Geçen sene geçti artık. Devlet geriye dönük zam mı veriyor?

Evet. Devlet toplu sözleşme gereği.

Toplu sözleşmede ne vardı?

Devlet, 2021 Temmuz-Aralık arası memurlara yüzde üç zam vermişti. Enflasyon bu süreçte bu oranı geçerse enflasyon farkını da vereceğini taahhüt etmişti.

27,47’lik zamdan 2022 zammı olan yüzde 5’i çıkardığımızda 22,47’lik bir enflasyon farkı ortaya çıkıyor. Bu demektir ki devletin enflasyon öngörüsü tutmamış. Bunu nasıl açıklarsın?

Devletin enflasyon öngörüsü tutmadığı gibi epey de şaşmış. Ama bu kadar hata kadı kızında bile olur. Koskoca devlet yönetiliyor ne de olsa.

Devletin her öngörü ve planlaması böyle midir?

Aşağı yukarı.

2022 enflasyon taahhüdü ne kadar?

Yüzde 10 zam verdiğine göre demek ki yüzde 10’luk bir enflasyon bekliyor.

Tutar mı?

Ya tutarsa.

Son soru. Devlet bu enflasyon farkını vermesi ne anlama geliyor?

Memurunu enflasyona ezdirmemiş oluyor.

İnsanın memur olası geliyor.

Erken Seçim İhtiyacı

2023 Haziranında yapılacak seçimin erken yapılacağı yönünde, zaman zaman sesler çıksa da iktidar tarafı, seçimlerin zamanında yapılacağını üstüne basa basa söylüyor. Hükümet böyle söylese de kamuoyunun bir kesiminde ve muhalefette bir erken veya baskın bir seçim olacağı yönünde bir beklenti var.

Adı baskın veya erken olsun, seçimlerin öne çekilmesine prensip olarak sıcak bakmıyorum. Seçimler normal zamanında yapılmalıdır. Çünkü her seçim hem zaman kaybı hem de bütçeye ağır bir yük getirmektedir. Buna rağmen ülkemizin şartlarından mıdır, seçimlerin belirlenen tarihlerde yapıldığına pek şahit olmadım. Demek ki erken seçim şartları oluşmuş olmalı ki seçimler hep öne çekilmiştir.

Erken veya baskın seçim, istenen bir şey olmasa da bazen belirsizlikleri giderebiliyor. Buna örnek 2015, 7 Haziran seçimleri. Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanlığı sisteminden önce yapılan bu genel seçimde, hiçbir parti hükümet kuracak çoğunluğu elde edememiş, partiler koalisyon kurmaya yanaşmamıştı. Bu belirsizlik, alınan erken seçim kararıyla 1 Kasımda giderilmişti.

Hâlihazırda Türkiye’nin bir erken seçime ihtiyacı var mıdır? Erken seçim şartları oluşmuş mudur? İzninizle bu konuyu ele almaya çalışacağım. Bazılarına göre orta yerde bir hükümet krizi yok. Hükümet işinin başında ve iyi yönetiyor diyor. Bazılarına göre ise hemen bir erken seçime ihtiyaç var. Çünkü ekonomi yürütülemiyor, ekonomik veriler iyi değil diyor. Ben de ikinci görüşte olanlardanım. Türkiye’nin acil bir seçim kararı alması lazım. Çünkü gerçekten ekonomik veriler iyi değil. Piyasalar allak bullak. Kimse önünü göremiyor. Yarın ne olacağını kestiremiyor. Vatandaş, 19 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya. Hiper enflasyona doğru gidiyoruz. Kimse zamdan başını alamıyor. Dövizin bu şekilde duracağına kimse inanmıyor. Kur garantili TL mevduatının bütçeye ağır yük getireceği endişesi dile getiriliyor. Kur garantili TL’ye ise yeterince rağbet olmadı. Parasını dövizde tutan mevduat sahipleri yüzdesi hala yüzde 60’lar seviyesinde. Kısaca ekonomik durumumuz bu. Bu durum bize erken seçimi gerekli kılıyor. Neden derseniz, ülkeyi erken seçime götüren etmenlerin başında ekonomi ve ekonomik krizler gelir.

Peki, erken seçim ekonomiye merhem olur mu? Piyasa erken seçime hazır mı ve olumlu tepki verir mi? Bundan emin değilim. Çünkü uygulanan ekonomik politikaya, piyasa olumlu tepki vermiyor, seçim sonrası gelmesi muhtemel partiler de umut vermiyor. Bir kısım seçmen mevcut ekonomiden dolayı iktidardan uzaklaşırken bu seçmen, iktidar alternatifi partilere de gitmiyor. Her geçen gün kararsız seçmen sayısı daha da artmaktadır. İktidarın güven kaybettiği, alternatiflerin de güven vermediği bir ortamda seçim çözüm olacak mı derseniz, acizane bir erken seçimin piyasayı rahatlatacağını düşünüyorum. Bu, hem mevcut hükümetin hem hükümet olmak isteyenlerin hem de ülkenin lehine bir durumdur.

Neden derseniz? Ekonomimizin bir güzel masaya yatırılıp ameliyat edilmesi gerekiyor. Önce sorunlar tespit edilecek, teşhis ve tedavi için yollar aranacaktır. Bunu mevcut hükümet yapamaz. Çünkü seçime bir buçuk yıl kala hiçbir hükümet radikal kararlar almaz. Geçici pansuman tedbirlerle ülkeyi seçime götürmeye çalışır. Bu da ekonomik sorunları daha da derinleştirir. Seçim kararı alınıp seçim yapıldığı takdirde hakem olan seçmen yine mevcut hükümete sandıkta geçit verebilir. Güven tazeleyen hükümet ekonomiye daha ciddi eğilir. Mevcut hükümet bir erken seçimle değişirse, piyasa ne yapıp ne edeceğini görmek için yeni hükümete belli bir süre kredi verir. Yani darda kalanın imdadına Hızır yetişir  misali, bir erken seçimin ülkenin derdine derman olacağını düşünüyorum.