9 Şubat 2025 Pazar

Farkımız Besmele

"Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız" sözü 70'li, 80'li yıllarda televizyonda herkesin belleğine yerleşen bir reklam idi. Bu söz sadece reklamlarda kalmadı. Herkes birbirine 'Biz Osmanlı Bankasıyız" derdi.
Bu reklam bugünlerde hiç gündemde kalmasa da ben hatırlatmış olayım. Hatırlatmakla da kalmayayım, biraz deşeleyeyim.

Deşelemeye geçmeden önce bir tespitte bulunayım. Bu ülkede fikri, zikri, düşüncesi, cinsiyeti, milliyeti, zürriyeti ne olursa olsun, hangi kesimden olursa olsun her kesimde dürüst insanlar var. Ama bu sayının çok olmadığını söyleyebilirim. Bugün bu tespit çok istisnadır.

Genelimiz ise ister solcu ister sağcı ister İslamcı ister milliyetçi ister liberal ister dindar ister ateist ister Sünni ister Alevi ister kapitalist ister liberal ister komünist ister sosyalist ister laik ve seküler ister Atatürkçü her ne isek, kendimizi ne olarak tanım ve tarif edersek edelim, birbirimizden pek farklı değiliz. Çünkü yapıp ettiklerimiz, çalıp çırptıklarımız, adam ayırmamız, kendimize doğru yontmamız, yediğimiz içtiğimiz ortada ve her ne ise hepsi aynı. Belki de tek farkımız, herkes bulunduğu zihniyet ve ideolojinin sosunu veriyor. Sonuç aynı kapıya çıkıyor. Çünkü bu ülkede düşüncesi, fikri, ideolojisi ne olursa olsun her birimiz yek diğerinin aynısıdır.

Tek farkımız, herkes kendi zihniyetinin sosunu veriyor derken bunu şöyle açmak isterim.

Dinci ve İslamcı bir kişi veya zihniyet referansını ayet ve hadisten alıyor.

Laik ve seküler bir kişi veya zihniyeti referansını Atatürk ve Kemalist düşünceden veriyor.
Milliyetçi bir kişi veya zihniyeti referansını, vatan, millet, Sakarya üzerinden alıyor. Vatan bölünmez türünden sloganların arkasına sığınıyor.

Ülkemizde neşvünema bulmuş üç kesime dair örnek verdim. Diğer kesimler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.

Sonuçta musluğun başına hangi zihniyet geçerse geçsin, hangisi güç olursa olsun, bu ülkede yapılan her şey birbirinin aynısı. Halkın şikayet ettikleri de aynı. Çözüm bekleyen problemler de aynı.

Nasıl oluyor da farklı zihniyet aynı sonucu bulabiliyor? Belki de sormamız ve sorgulamamız gereken budur.

İstisnalar kaideyi bozmamakla beraber farklı renk ve zihniyetler hep aynı problemi üretiyorsa bu durumda hepimiz Osmanlı Bankasıyız demek lazım.

Bunu da ne derece yerinde olur bilmem ama teşbihte hata olmaz sözünün arkasına sığınarak şöyle bir teşbihte bulunmak isterim:

“Yok aslında birbirimizden farkımız. Tek farkımız birimiz bu işi besmeleli yapıyor, diğerimiz ise besmelesiz”. Sonuçta besmeleli de aynı sonucu çıkarıyor, besmelesiz de.

3 yorum:

  1. Merhabalar.
    "...Sonuçta musluğun başına hangi zihniyet geçerse geçsin, hangisi güç olursa olsun, bu ülkede yapılan her şey birbirinin aynısı. Halkın şikayet ettikleri de aynı. Çözüm bekleyen problemler de aynı. ..." Musluğun başındaki aynı, şikayetler aynı, problemler aynı. Peki bu noktada neler yapılabilir? Ya da nasıl olmalı ki; zihniyetler değişsin, şikayetler kalksın, problemler çözülsün. Böyle üç bilinmeyenli bir denklem sorusu varsa, elbette bu sorunun da besmeleli ya da besmelesiz, makul ve mantıklı bir cevabı vardır.
    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Kokuşmuşluğun tüm renklere sirayet ettiği böyle durumlarda mesafe almak çok zor. Bunun tek çözümü de yok. Yine de bir yerden başlamak lazım.
    Önce musluğun başını tutan ya da tutmaya meyli olan tüm renklerin birbirinin aynısı olduğunu tümümüz kabul etmeli. Yok aslında birbirinden farkı demeli.
    Tüm bunlarla mücadele için ortak irade konmalı.
    Musluğun başındakilere yardakçılık bırakılmalı. Sormalı, sorgulamalı. Bedel ödemeye hazır olmalı.
    Olumsuzluklarda sorumluların hesap vermesi için ortak tepki, demokratik tepki verilmeli.
    Sorumlular istifaya zorlanmalı.
    Tarafgirlik, partizanlık yapılmamalı.
    Bu bizden denmemeli. Bunlara hesabı önce kendileri sormalı.
    Kısaca ses çıkmalı. Biz ve bu ülke bunlara layık değil demeli. Ortak tepkiyi gören kendine çekidüzen verir. Başıma bir şey gelir denmemeli. Bedel ödemeden olmaz bu işler. Ama bu ülkede böyle bir irade yok. Benimki yapıyorsa iyidir, doğrudur. Öbürü yapıyorsa kötüdür anlayışı hakim.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar Ramazan Hocam.
    Evet hocam, cevab-i yorumunuz, yapılması gerekenleri kısaca özetlemiş. Teşekkür ederim.
    "Benimki yapıyorsa iyidir, doğrudur. Öbürü yapıyorsa kötüdür anlayışı hakim." Bu saptamada çok doğru bir saptama. İşte kaybediş nedenlerimizden biri de bu zihniyettir. Benimki de olsa, eğer yanlış yapıyorsa, hemen kellesini almalıyım. Ancak, biz böyle bu seviyeye ve bu duyarlılığa gelebilmemiz için, daha kaç fırın ekmek yememiz gerekiyor?
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil