5 Mayıs 2019 Pazar

İşte Şimdi Yandın Ramazan!

56 yaşındayım. İhtiyar sınıfına girmiş olsam da çok ihtiyarladığımı kabul etmeyen birisiyim. Kendimi orta sınıfın biraz ilerisi kabul ediyorum. Cuma günü başıma gelenden sonra ihtiyarladığımı kabul etmeye başladım. Nedenini öğrenince siz de hak vereceksiniz.

Cuma günü pazar ihtiyacını karşılayıp ardından cuma namazına gideyim planı yaptım. Abdestimi aldım. Pazara giderken bir düşüncedir aldı beni. Acaba ayaklarımı yıkadım mı diye. Düşün, taşın bir türlü ayaklarımı yıkadığımı aklıma getiremedim. Eskiden olsa aklıma böyle bir şüphe gelse düşünür düşünür, ayaklarımı lavaboya kaldırdığımı ve yıkadığımı çıkarırdım. Baktım olmayacak, işin ucunda abdestsiz namaz kılmak da var. Pazar dönüşü tekrar abdest aldım. 

Abdest aldıktan sonra kendi kendime işte şimdi yandın Ramazan dedim. Artık ihtiyarlık sınıfına girmiş, ihtiyarlığın özelliklerini üzerimde taşımaya başlamışım. Unutuyorum artık anlayacağınız. Daha düne gelinceye kadar ihtiyarladığımı kabullenmekte zorlansam da durum bu. Gerçekler acı maalesef... Belki de bu, daha iyi günlerim. Beterin beteri var. Bir gün yataktan uyandığımda yanımdaki eşime "Sen de kimsin" deme durumum da ortaya çıkabilir, kıldığım namazı bir daha kılabilirim.

Şöyle geriye dönüp bir bakıyorum. Hey gidi günler diyorum. Hafızasına çok güvenen; duyduğunu ve gördüğünü unutmayan, etrafın iyi hafızan var demesiyle havalara giren Ramazan şimdi iki defa abdest alıyor. Herhangi bir meselede "Siz bunu yanlış hatırlıyorsunuz, aradan yıllar geçti, unutmuş olabilirsiniz" diyen biri olduğunda rica ederim. Değil o dediğini unutmayı; ben, 1974 yılında 4.sınıf öğrencisi iken ablama dünürcü gelen eniştemin ağabeyinin dişi sızladığından dolayı suyu ne şekilde içtiğini bile hatırlıyorum derdim. (Suyu normal su bardağı ile değil de abdest ıbrığının ülüğünü ağzının içine alarak içmişti.) Ya şimdi? Az önce aldığım abdestin üzerine bir abdest daha alıyorum. Hey gidi Ramazan! Sen ki ortaokul ve lise arkadaşlarının dört rakamlı sınıf numaralarını hala biliyorum diye övünüyorsun. Şimdi düştüğün duruma bak! (Bir ara sınıf arkadaşlarımdan biri ile çarşıda oturup çay içtik. Kuru yemiş alacakmış. Kalkıp bir dükkana girdik. Yapacağı alışverişi yaptı. Ardından ödeme için kredi kartını uzattı. Arkadaşım kartı verdikten sonra dükkândaki ürünlere göz gezdirmeye başladı. Dükkan sahibi "Şifrenizi girer misiniz" dedi. Bizimkinin kulağı biraz ağır duyduğu için duymadı. Dedim bunun şifresi okul numarası olabilir. Onun yerine şifresini ben girdim. Şifre okul numarasıymış.) 

Hali pürmelalim bu. Sanırım niçin yandığım anlaşılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder