İktidar olmak aynı zamanda yıpranmayı gerektirir. Hele bir
de iktidar uzun sürerse yıpranma kaçınılmazdır. İktidarları yıpratan nedenler
farklı olsa da belki de en belirleyici olanı ekonomidir. Bugüne kadar böyle
olmuştur, bundan sonra da öyle olacak görünüyor.
2009 seçimlerinde iktidarın belediye seçimlerinde oy kaybı
yaşamasının nedenleri arasında bizi teğet geçtiği söylenen 2008 ekonomik
krizini de saymak gerekiyor.
Dövizin dalgalandığı, yukarı doğru bir seyir izlediği bir
ortamda 24 Haziran seçimlerini yaptık. Etkisini vatandaşın çok hissetmediği bir
dönemdi bu dönem. Bu yüzden bu seçimde ekonominin etkisinin çok olduğu
söylenemez.
2019 Mart seçimlerine gelindiğinde,
*Her türlü ürünün fiyatlarında anormal artışlar dikkat
çekti.
*Paramız döviz karşısında eridi, hala erimeye devam ediyor.
*Adı konmamış krizin etkisiyle niceleri işini kaybetti.
*Birçok işletme personelin maaşını zamanında veremez oldu.
*Enflasyon bir ara yüzde 25'leri geçti. Halihazırda yüzde
yirmilerin altına inse de enflasyon hala çift haneli rakamlarda dolaşıyor.
*Sebze fiyatlarındaki artışın önüne geçmek amacıyla
belediyeler, seçimden önce halka e tanzim adıyla uygun fiyata satış yaptı.
31 Mart seçimlerini vatandaşın hayat pahalılığı çektiği bir
dönemde yaptık. Bu da etkisini gösterdi. İktidar bazı büyükşehirleri kaybetti.
Vatandaşın hayat pahalılığının cezasını bu seçimde sınırlı miktarda iktidara
kestiğini düşünüyorum.
Yinelenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim
sonuçlarında da diğer nedenlerin yanında yine ekonominin en önemli faktör
olduğu aşikardır.
2001 ekonomik krizinde vatandaş tüm cezayı hükümete keserek
hükümet ortaklarının hepsini baraj altında bıraktı. Etkisini her geçen gün
derinden derine hissettiren şimdiki ekonomik krizden dolayı vatandaş hükümetten
kredisini tamamen çekmedi. Çünkü bozuk olan bu ekonomiyi yine bu hükümet
düzeltir kanaatine sahip vatandaş.
2023'e kadar şayet erken genel bir seçim olmazsa bu durum
hükümetin lehinedir. Vatandaş bu sürede hükümetin ekonomiyi düzeltip
düzeltemeyeceğini izleyecek. Hükümet gerekli rahatlamayı sağlayamazsa vatandaş
yeni bir seçimde iktidar mührünü de alıp bir başkasına yönelecek. Öngörüm bu
şekilde. Bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Çünkü bugüne kadar
yaşanılan tecrübe, yarın hakkında bize bir fikir veriyor.
Burada yapılacak olan, hükümet eğer iktidarda kalmak ve
kaybettiği belediyeleri bir sonraki seçimde geri almak ve yenilerini kaybetmek
istemiyorsa vatandaşın 31 Mart seçimlerinde verdiği mesajı yani uyarıyı dikkate
alması ve gereğini yapması gerekiyor. Şu anda hiç vakit kaybetmeden suni
tartışmaları bir tarafa bırakarak mutfaktaki yangını önce kontrol altına alması
ve ardından bu yangını söndürmesidir. Bu mesele bazılarının "Soğan ve
patatese seçim satıldı, onca yapılan hizmete nankörlük yapıldı" dedikleri
gibi basit değil. Yangın büyük...
***27/06/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***27/06/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder