13 Nisan 2025 Pazar
Dönemlik mi, Ömürlük mü?
Nuray Mert
12 Nisan 2025 Cumartesi
Mücadelelerde En Etkili Silah
10 Nisan 2025 Perşembe
Tuzlu Çay
Bayram tatilinin son pazar günü çarşıya çıktım. Zıkkım aldığım esnafa uğradım. Beş lira zam gelmiş benim zıkkıma.
Ardından ramazan boyunca pek çıkmadığım çarşıya doğru yöneldim.
Kapı Caminin önünden geçerken tanıdığım esnafın pazar pazar açık olduğunu görünce selam verdim. Meğer pazar günleri açarmış ekmek teknesini.
"Çayım yok. Demlemedim bugün. Gel şuradaki çay ocağına gidip az oturup çayı orada içeriz" dedi. Bir çay ocağına oturduk. Çayımızı içip vedalaştık.
Perşembe günü öğleden sonra bir arkadaşla haberleşip aynı çay ocağında buluştuk. Toplam üç çay içip kalktık. Ödeme için 50 lira uzattım. Geri 20 lira beklerken 11 lira verdi.
Bayram öncesi beherine 10 lira ödediğimiz bir bardak çay 13 lira olmuştu. Bu demektir ki 3 lira zam gelmiş esnaf çay ocaklarındaki çaya.
Bir ara 5'ten 7 olmuştu bir bardak çay esnaf çay ocaklarında. 7'den 10 lira yaptıklarının üzerinden fazla zaman geçmemişti. Daha 10'a alışmadan 13 TL tuzlu geldi.
10 lira yaptıklarında "Çay 10 TL" yazıp cama yapıştırmışlardı. Çay 13 TL olunca herhalde nasılsa zamma alıştılar deyip yazma gereksinimi duymamışlar. Zaten tüketici olan bizler de hep yukarı doğru çıkan fiyatlara alıştık.
Eş dostla çay içmek için mecburiyetten 13 liralık çayı da içe içe bu fiyata tam alışacakken yeni fiyat 15 mi olur, 16 mı olur, yaşarsak göreceklerimiz var artık.
Görünen o ki bayram öncesi 9 lira olan 200 gramlık ekmeğe bayram sonu uygulanacak şekilde zam yapılması, Zamların fitilini ateşlemiş olmalı. Belki çaya da bayram öncesi zam yapıldı. Onlar da bayram sonrası uygulayalım dedi. Hoş, zaten çoğu esnaf çay ocağı ramazanda kapalı olduğu için zamlı tarife bayram sonrasına kalmış olmalı.
Ekmeğe gelen zammın uygulanıp uygulanmayacağı kesin değil demişti fırıncı öğrencilerim. Niye dediğimde "Belediye, ekmeği 7 liradan satmaya devam edecek. Ondan" demişlerdi.
Bayram sonrası derslerine girdiğimde, genler ekmek zammı ne oldu dedim. "11 lira oldu hocam" dediler.
Ekmeğe bayram öncesi zam yapıp zammı bayram sonrasına bırakan Konya esnafı Konyalı hemşerilerine bir aylık jest yapmış oldu.
Ders çıkışı evi aradım ekmek var mı diye. Ekmek yok cevabı alınca, ayaklarımı evime uzak her zaman ekmek aldığım fırına çevirdim. 200 gram ekmek diğer yerlerde 9 TL iken bu fırın 300 gram kepekli ekmeği 10 liraya satıyordu.
Bu arada bayram öncesi aldığım ekmekten sonra alacağım ilk ekmek olacak. Çünkü alırken onar onar alıyorum hep. Bayram öncesi bayramda lazım olur, ekmek aramayayım diye 17 ekmek almıştım.
Fırına varınca 10 ekmek istedim. Fırıncı ekmekleri beşer beşer poşete koyarken sizde ekmek kaç oldu dedim. "Aynı. Daha değiştirmedik" deyince, o zaman bir 10 daha ver dedim. 20 ekmek almış oldum. Kısa günün kârı. Bu arada ekmeği biraz küçük gördüm. Eve gelince tarttım. Daha önce 300 gram olan ekmeği 250 grama düşürerek sanırım gizli zam yapmış olmalı.
Ne yapacaksın bu kadar ekmeği demeyin. Aldığım bu ekmek evime uzak ve ters istikamette. Fazlaca alıp dolaba koyuyoruz. İhtiyaç oldukça çıkarıp yiyoruz. Aşağı yukarı bir hafta gidiyor.
Ekmek ve çay gibi sürekli ihtiyaç olan ürünlere gelen zamdan haberimiz oldu. Diğer ürünlere ne kadar ne ara zam geldiğini takip etmez olduk artık.
Görünen o ki enflasyon düşmesine rağmen çoğu ürünlere zam gelmiş. Anlayamadığım da bu.
Bayram sonrası bir doğum için çiçek alalım diye çiçekçilere uğradık. Orkide çiçeğin tek dallısı 1000-1250 lira. Çift dallısı ise 1500-2000 arası. İthal ve yerli olanına göre değişiyor. Bu arada çiçeğin de ithali varmış ülkede. Üstelik ithal olanı tutuluyormuş. Fiyatları görünce her zaman çiçek almadığımız için olsa gerek, fiyatlar uçmuş dedi hanım. “Yok, abla daha fiyatları değiştirmedik. Ayrıca uçmayan fiyat mı kaldı? Şu ithal orkide şu kadar avro. Bunun çoğu da gümrük vergisi" dedi esnaf. Bir insan kaldı aşağıda kalıp uçmayan dedim. "O da uçtu beyefendi" dedi. İnsan nasıl uçtuysa artık.
Bayram şekerlerinin yanına varılmıyordu zaten.
Niyetim zamdan, piyasadan bahsetmek değildi. Esnaf çay ocaklarındaki çaya gelen zamma değinip işi bitirecektim. Ama anladığım kadarıyla bayram öncesi ile bayram sonrası piyasa fiyatları değişmiş olmalı.
Şimdi diğerlerini bir tarafa bırakayım da ben bu zıkkıma ve çaya gelen zamma nasıl alışacağım? Bu fakirin bir bu zıkkımı var bir de çayı. Artık bu ikisi de lüks gelmeye başladı.
Ne olacak böyle böyle bilmem. Böyle giderse eşe dosta gel şurada çay içelim demek için bir kez daha düşünmek gerekecek. Hele bir tane içtikten sonra tazelensin mi demek için de iki kez düşünmek lazım.
Bir gerçek var ki tiryakisi olduğum çay bundan sonra tuzlu mu tuzlu olacak.
Acaba 13 liralık çaya alışıncaya kadar tanıdığım birkaç esnafın yanına mı gitsem diyorum. Nasılsa çay söylüyorlar. Ama nereye kadar böyle içeceğim. İşin ucunda kovulmak da var.
Böyle giderse B planına geçeyim diyorum. Nedir planın derseniz? Pikniğe gider gibi çarşıya çıkarken evde çayı demleyip termosa koymak. Oturacağım bir parktaki banka. Doldurup doldurup içeceğim. Esnaf bilsin ki hiç şakam yok.
Bu arada yazıyı okuyup da içeceğin çay olsun, gel dilediğin kadar iç diye kapı aralayan olursa, bu B planımı C planım olarak değiştirebilirim.
Bu yazımla içimizi karartmış olabilirim. Neyse bir de sevindirici haber vereyim. Trump'ın başlattığı ekonomi savaşından, ekonomimiz sağlam olduğu için ülkemiz bu savaştan etkilenmeyecekmiş.
7 Nisan 2025 Pazartesi
Askıda Sebze
6 Nisan 2025 Pazar
Güç Zehirlenmesi Yaşayanların Dünyasından
İnsanı Terbiye Etmenin En Etkili Yöntem
Ekmeğini verdiğin biri, senin görüşüne aykırı bir beyanda mı bulundu.
Bu durumda ne yapacağını sana söyleyeyim.
Hiç gözünün yaşına bakma. İşine son ver, ekmeğini elinden al, kapının önüne koy.
Böylece bu kimseyi bu şekil terbiye edersin.
Bu yaptığın aynı yolun yolcusu olma potansiyeline sahip diğerlerinin de kulaklarına küpe olur. Ekmeğimizden olmayalım diye hepsi kuzu kesilir. Böylece bir taşla iki kuş birden vurmuş olursun. Ortalık sütliman olur.
Ortalığın sütliman olmasını kim istemez. Her bir yere huzur gelir huzur. Üstelik kimse ekmeğinden olmaz. Herkes evine ekmek götürmeye devam eder. Öyle ya bu dünyada ekmeğimiz için yaşamıyor muyuz?
Burada aykırı görüşü var diye elinden ekmeğini alıp kapının önüne koymayı çok insafsızca göreniniz olabilir. İnsafsızlıkla hiç alakası yok. Hatta az bile yapılmış olur. Aslında böylelerini yaşatmayacaksın.
Çünkü ekmek yediği kaba pisleyene nankör hatta hain denir. Hangi biriniz bir nankör ve haine ekmek vermek istersiniz?
Sen onu besleyeceksin o da senin gözünü oyacak. Oh oh, ne güzel oydu mu diyeceksin. Buna ne âlâ memleket diye kargalar bile güler.
Kargaya bile gülünç olmaya gerek yok. Hain ve nanköre tepki vermemek ve haddini bildirmemek ciddiyetle bağdaşmaz. Hatta vatana ihanetle eşdeğer olur.
Ekmeğine son vermek yeterli mi? Yetmez. Bu kişilerin başka yerde de iş bulmasını engellemek gerek. Kim bunlara iş ve aş verirse, onları da kara listeye almak gerek.
İlgili kişiler kapı kapı dolaşıp iş arayacak. Hepsinden olmaz cevabı alacak ve yokluğa terk edilmiş olacak.
İşsiz ve kalan eldeki birikimi bitirdikten sonra yiyecek ekmeğe muhtaç olacak.
Geri kalan ömrünü vara aykırı görüş yazmasaydım diye pişmanlıkla geçirecek.
Son pişmanlık fayda vermeyecek elbet.
Bu dediklerimi deneyin. Hiç başınız ağrımaz.