Enflasyonda dünyanın ilk beş ülkesi arasında olduğumuz, hayat pahalılığının belimizi büktüğü, faiz oranları yönünden yine dünyanın ilk sıralarını zorladığımız bir gerçek. Bu durum geçici bir durum değil, 2018 yılından beri bize musallat oldu. Bugünden yarına gideceğe de benzemiyor.
Bu vahim durumu daha iyi anlamak için kiraların en düşük emekli maaşı alanların emekli maaşını geçtiğini söylersek ekonominin ne derece vahim olduğu ortaya çıkar. (Buna bir örnek: Karşı komşumuz, dul bir kadın. Kocasından kalma maaşla geçinen biri. Emekli maaşı da en düşük emekli maaşı. Yani 14 bin küsur alıyor. Aylık 18 binden bir yıllık kiranın peşinatını damadı verdi. Kira bedeli peşin ödenince kira 22 binden 18 bine inmiş oldu. Damadı olmasa 14 bin alırken kirası 18 bin lira olan bir yerde kadının kalması mümkün değil).
Paramızın döviz karşısında eridiğini söylemeye zaten gerek yok.
Zamlar zaten durmuyor. Bir yıl önceki bir ürünün fiyatını bu yıl karşılaştırırsak aradaki uçurumu görünce bizde olduk bir Yedi Uyur dememek mümkün değil.
2 Temmuz itibariyle hanelere gelen yüzde 25 doğal gaz zammı, başka bir zam gelmese bile 2026 kışının dar ve sabit gelirlinin belini bükeceği şimdiden aşikar.
Bağımlılık yapan enflasyonist ortam yeni zenginler ortaya çıkarırken en düşük emekli maaşı alanların, asgari ücretle çalışanların, kısaca sabit gelirlilerin bu yüksek enflasyondan etkilenmemesi mümkün değil.
Durum bu iken herhangi bir devlet yetkilisinin "Sabit gelirliyi bugüne kadar enflasyona ezdirmedik. Bundan sonra da ezdirmeyeceğiz" türünden açıklama yapması,
"Biz ödedik ama halkımıza bedel ödetmedik" meyanında açıklamaya yer vermesi vs.
Milletin aklıyla dalga geçmekten başka bir şey değil. Çünkü herkesin gözü önünde cereyan eden, çoğunluğun iliklerine kadar hissettiği bir durumu bu şekil bedel ödetmedik şeklinde izah etmek, olsa olsa milletin aklıyla dalga geçmek olur.
Halbuki "Enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz", "Biz ödedik, milletimize bedel ödetmedik" deneceği yerde, "Faiz başımızın belası, enflasyon hakeza, hayat pahalılığı fiili bir durum. Toplum olarak her birimiz derinden etkileniyoruz. Az daha sabır..." dense, herkesin bildiği fiili bir durumu tespit anlamına gelir ki buna kimsenin diyeceği bir şey olmaz. Bu tür bir açıklama yerine" bedel ödetmedik" denmesinin makul bir izahı olamaz.
Enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek faizler, zamlar er veya geç durulur. Millet bu sıkıntılı durumun altından eş dost yardımıyla kalkar. İyi günler gelir. Belki de bir gün unutur gider. Ama milletin unutmayacağı şey aklıyla dalga geçilmesi. Unutulmasın ki millet yediği kuru ayazı unutur belki. Ama aklıyla dalga geçilmesini unutmaz.
Yetkililerimiz şunu bilsin ki Hucurat süresinde kadın olsun erkek olsun bir toplulukla alay etmesin. Olur ki alaya aldığınız sizden daha hayırlı olabilir" denir mealen.
Din, insan onurunu rencide etmesi yönüyle alaya almayı ve dalga geçmeyi yasaklar.
Kısaca olan oldu. Bari milletin aklıyla dalga geçmeyelim. Unutmayalım ki alaya almak ve dalga geçmek hem haramdır hem günahtır hem vebaldir hem de kul hakkıdır. Ne insanlığa sığar ne de ahlaka.
Merhabalar Ramazan Hocam.
YanıtlaSil2018 yılından bu tarafa bu enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezildiğimizden bahsetmişsiniz. Vatandaşın bu sıkıntıları yaşadığı yetmiyormuş gibi bir de vatandaşın aklıyla dalga geçilmesi yok mu? İşte en acısı da budur. İslam dininin insanlarla alay edilmesi, insanların aklıyla dalga geçilmesi konusuna da değinerek alay etmenin dalga geçmenin haram, olduğundan, günah olduğundan vebal olduğundan ve özetle kul hakkı olduğundan bahsetmişsiniz. Peki bu durumu bizi yöneten sayın iktidar sahipleri bilmiyorlar mı? Bal gibi de biliyorlar. Peki neden bile bile böyle bir günaha giriyorlar. Yoksa, haşa onların dini ve Allah'ı başka biri mi?
Selam ve saygılarımla.
Kimsenin niyetini bilemem. Kim ne kadar inanıyor bilmiyorum. Yönetenlerin inanç sahibi bir görünümü olduğundan günahtır, vebaldir, haramdır dedim. Böyle olmasa bu hükümleri hatırlatmazdım. Şu da bir gerçek ki din gündelik hayatta kullanılmak için var. Nedense yaşantıya ve fiiliyata dönüşmüyor. Benim vardığım sonuç bu.
SilBu gerçekliğe rağmen niye böyle söylüyorlar, dalga geçiyorlar dersen, "Evet, bedel ödetmedi" diyen de buna inanan da eksik değil. Sanırım bu destekten hareketle söyleniyor.