Ana içeriğe atla

Tarih ne yazacak?

BİR HAİNİ YAZACAK:
-Bir hainin içimizden oluşturduğu hainler şebekesini yazacak.
-Devletin bütün kilit noktalarının hainler tarafından işgal edildiğini yazacak.
-2016 yılında emir subaylarının ve yaverlerin darbeye kalkışmasını yazacak.
-Hiç olmadığı kadar bu ülkede güvenin zedelendiğini yazacak.
-Bir örgütün kripto duruşunu yazacak.
-Barış ve hoşgörü mesajı verenlerin nasıl canileştiğini yazacak.
-40 yıl boyunca deşifre olmadan devletin içerisinde  nasıl yerleştiklerini, kadrolaştıklarını yazacak.
-Emperyalist devletlerin maşası bir örgütün kendi halkına nasıl mermi attığını, meclisini bombaladığını, halkın üzerine tankları sürdüğünü yazacak.
-Hiç olmadığı kadar insanların Allah ile aldatıldığını yazacak.
-Bir yapının 1970'lerden beri tüm devlet yapısı içerisinde yuvalandığını, siyasilerin hepsinin göz yumduğunu yazacak.
-Bir milletin süper, zeki beyinlerinin nasıl esir alındığını, beyinlerinin yıkandığını yazacak.
-Devletin içerisine çöreklenen bu örgütü çözemeyen devleti yazacak.
-Bu yapının devletiyle, milletiyle herkesi ayakta uyuttuğunu yazacak.
-Bir milletin himmet adı altında hizmet maksadıyla aktardığı paralarının nerelerde, kimlere hizmet amacıyla kullanıldığını yazacak.
-Ülkemizde emelleri olan emperyalist devletlerin en az 50 yıl planlar yaptığını, bizi içimizdeki beyinsizlerle yola getirme planları yaptığını yazacak.
-Bizim bizden başka dostumuzun olmadığını yazacak.
-İçlerindeki onca gizli haine rağmen yıkılmadan ayakta duran büyük bir devlet olduğunu yazacak.
-Bir ülkeye okumamış cahilinden ziyade okumuş insanlarının nasıl zarar verdiğini yazacak.
***
KAHRAMANLIKLARI YAZACAK:
-Bir milletin yediden yetmişe hainlerle nasıl mücadele ettiğini yazacak.
-Birinin ak dediğine, siyah diyen; birbiriyle her alanda ayrışmış bir milletin vatan söz konusu olunca gerisi teferruattır dediğini yazacak.
-Darbeye karşı meydanlar nasıl indiğini, tankların altına nasıl atladığını, günlerce nasıl nöbet tuttuğunu yazacak.
-Bileti kesilmiş yalnız bir adamın kefenini giyerek nasıl meydanlara çıktığını, halkı nasıl meydanlara davet ettiğini, şapkasını alıp nasıl kaçmadığını yazacak.
-İçlerindeki sayısız hainlere rağmen bir milletin hala nasıl dimdik ayakta olduğunu yazacak.
-Birbiriyle kıyasıya mücadele eden siyasilerin kırgınlıklarını bir tarafa bırakarak nasıl birleştiğini yazacak.
-7'den 70'e bir milletin nasıl destan yazdığını yazacak.
-2016'dan önce uyuyan bir milletin nasıl uyandığını yazacak.
-Bir milletin darbeci hainlere ve arkalarındaki süper güçlere karşı nasıl Osmanlı tokadı indirdiğini yazacak… 29/07/2016







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde