Eskiye oranla azalsa da bu toplumun büyük bir çoğunluğunda, kız çocuğundan ziyade erkek çocuğuna sahip olma anlayışı yatmaktadır. Hatta arka arkaya kız evladına sahip olanlar "Bana bir erkek çocuğu vermedin" diye kadını ya da anneyi suçlar.
Bundandır ki bazı ailelerde çocuk sayısı fazla olur. Çünkü hepsi de kızdır. Bu kadar kız çocuğu olunca bu son olsun diye kız çocuklarına "Yeter", "Songül" gibi isimler bile verenler var.
O kadar kızın ardından aile bir erkek çocuğuna sahip olursa keyiflere diyecek olmaz. Ailenin hepsinin yüzü güler. Öyle ya bu oğlan çocuğu bizim soyumuzu devam ettirecek ve yaşlanınca bu oğlan anne ve babaya bakacak.
Onca kızın ardından gelen bu erkek çocuğu ailenin tüm fertleri tarafından el üstünde tutulur. Çocuk şımartıldıkça şımartılır. Bunca ilgi ve alakayı gören çocuk ise yaramazlıkta ele avuca sığmaz. Aileye, özellikle ablalarına kök söktürür.
Bu anlayış bugün azalsa da yine de bazı kesimlerde hala geçerliliğini koruyor. Bizdeki bu anlayış Cahiliye Dönemi Araplarının durumuna çok benziyor.
Toplumun kız ve erkek anlayışı konusundaki bu kısa girişten sonra doğması dört gözle beklenen erkeklere gelmek istiyorum. Çünkü her ne kadar bu toplumda "kadın mağdur, kadının adı yok, erkek egemen toplumdayız, hep erkeklerin dediği oluyor, kadınlar kadın cinayetlerine kurban gidiyor, kadınlar durmadan şiddete ve cinsel istismara maruz kalıyor" dense de -ki bunda haklılık payı var- esas yük ve sorumluluğun erkekte olduğunu söylersen abartmış olmam.
Ne demek istediğimi vereceğim örneklerle daha iyi anlatabileceğimi düşünüyorum.
Erkek misin?
Askere sen gideceksin.
Evin, ailenin geçimini sağlamak zorundasın. (Şimdi bu anlayış değişmeye başladı.)
Anne, baba maddi sıkıntı içinde ise onların ihtiyacını gidermek zorundasın.
Anne, baba bakıma muhtaç hale gelmişse, ebeveyne bakmak erkeğin görevi. (Bazı ailelerde anne babaya bakma konusunda kız-erkek birlikte ve sırayla bakıyor. Ki olması gereken de bu. Ama toplumun büyük çoğunluğunda hala erkek bakar anlayışı hakim.)
Mezar mı kazılacak. Sen kazacaksın.
Teçhiz ve tekfin işleri sana ait.
Yolda kalmış bir araba mı iteklenecek. Sen itekleyeceksin.
Çocuk kucakta mı taşınacak. Sen taşıyacaksın.
Cuma ve bayram namazına gideceksin.
Ağır işlerde sen çalışacaksın.
Evin her türlü tamir ve tadilat, pazar ve market işlerini sen göreceksin.
Piknikte mangal mı yakılacak, et mi pişirilecek. Sen yapacaksın.
Akla gelebilecek her türlü angarya işleri itinayla erkeğindir.
Yine kadının anneler günü, sevgililer günü, ilk tanışma günü, nişan, ağız tadı ve evlenme, kadınlar günü, doğum günü gibi ne kadar gün varsa hediye almak, günlerini kutlamak yine erkeğe ait.
Kadının arkadaşlarıyla günü varsa, eve misafir alırsa dışarıda işin yoksa bile soluğu dışarıda alacaksın.
Eşin araba sürüyorsa ona ya bir araba alacaksın. Almaya gücün yetmiyorsa, senin arabanı o kullanacak. Şayet araba süremiyorsa gideceği yere onu getirip götürmek, oturması bitince onu almak yine senin görevlerinin arasında.
Ayda bir çamaşır makinesine atılıp yıkanan evin perdelerini takmak da yine erkeğin görevi olduğunu bilmem söylememe gerek var mı?
Kısaca her türlü külfet erkekte. Nimetler ise kadınlarda.
Sanırım merakımı anlatabildim. Oh be!
Bu durumda erkekler! Size imkan verilse ananızdan kız mı doğmak isterdiniz yoksa kadın mı?