Galatasaray'ın iki bin yılında aldığı UEFA kupasında, takımda oyuncu olarak görev yapan Romanyalı Hagi ve Popescu, Galatasaray'ın 5.yıldızı alacağı 25.şampiyonluk maçı için 25 yılın ardından İstanbul'a gelip eski takımlarına destek oldular.
GS yönetimi davet etmiş, onlar da kalkıp gelmişler. Bu, olsa olsa bir aidiyet duygusudur. Bir yerde aidiyet duygusu varsa orada bir kültür oluşmuş demektir.
GS, aidiyet duygusu ve kurum kültürünü oturtmuş bir kulüp olarak birçok kulüp ve kuruma örnektir. GS bu yönüyle bir okuldur.
Aidiyet duygusu ve kurum kültürüne verebileceğim tek örnek iki Romen futbolcu değil. Aynı zamanda GS yönetiminde de bir kurum kültürü var. Kulübe başkan olan eski ve yeni yöneticilerin sırt sırta vermesi, birbirleriyle kanlı bıçaklı olmaması, maçlarda yan yana oturmaları, GS'nin başarısı için kenetlenmeleri, kulüpte ikiliğin olmaması, eski ve yeni yöneticilerin dışarıda birbirini eleştirmemesi buna bir örnektir.
Yine takıma bir yıllığına kiralık gelen Osimen'in kırk yıllık bu takımın futbolcusu gibi aidiyet hissetmesi de verebileceğim örnektir.
Belki de Galatasaray'ı başarıya götüren bu aidiyet duygusu ve kurum kültürüdür. Her ne kadar yapı vs. gibi bahanelerle GS'nin başarısı gölgelenmek istense de GS'nin UEFA ve Süper kupayı alması, 25.şampiyonluğa ulaşması ve beşinci yıldızı takması tesadüf değil. Bu başarıda takım ve kulüpteki aidiyet duygusunun payı büyüktür.
GS'de olan bu aidiyet duygusu ve oturmuş kurum kültürü niçin başka kulüplerde ve başka kurumlarda yok?
Kurum kültürü ve aidiyet duygusunun olması gereken yerlerden bir tanesi de okullardır. Maalesef çoğu okulumuzda bu kültür olmadığı için mezun olan öğrenci ya da o okulda görev yapıp ayrılan öğretmen o okula dair bir şey hissetmiyor. Çünkü okula geldiği zaman birlikte çalıştığı yönetici gitmiş, arkadaşları ayrılmış olabiliyor. Okulunu ziyarete geldiği zaman kimse sahiplenmediği için kişi kendini yabancı hissedebiliyor. Bu, bir nevi okulun hafızasının kalmaması demektir.
Okullarda kurum kültürünü yerleştirmek için Milli Eğitim Bakanlığı çaba gösterse de bu konuda çok başarılı olduğu söylenemez.
Sadece okullar ve futbol kulüpleri değil, birden fazla insanın olduğu her yerde mutlaka aidiyet duygusunun ve kurum kültürünün oluşturulmasında yarar görüyorum. Bir yerde bu dediğim varsa orada ekip ruhu vardır, hasbilik vardır. İnsan böyle yerde kendini evinde gibi hisseder. Bunların olduğu yerde huzur, barış ve mutluluk olur. Başarı da bunların arkasından gelir.