Bir ramazanı daha uğurluyoruz hayırlısıyla. Rabbimden başka
ramazanlarda kavuşturmayı nasip etmesini niyaz ederim. Bu ramazan bitti
bitmesine. Umarım değerlendiren kimselerden olmuşuzdur. Bu ramazanı uğurlarken
-kavuşmayı nasip ederse Rabbim- önümüzdeki ramazana görmek istemediklerimi
sıralamak istiyorum:
1.
Sahura kaldırma
adetlerimizden olan davulcu tutma ve davul çalmaya bir son verilmeli. Bu adet
geçmişte çalar saatin olmadığı dönemlerde bulunmuş en güzel sistemdir. Bugün
böyle bir ihtiyaç kalmamıştır. Üstelik çoğu kimsenin mesai kavramı farklıdır.
Kimimiz vardiya usulü çalışmakta, kimimiz sahuru beklemekte. Artık benim uyku
saatim başkasının iş vakti olabiliyor. Sahur saatlerimiz farklılaştı demek
istiyorum. İnsanları kendi haline bırakmak lazım. Bazı evlerde bebek olabilir,
davulcu sesiyle çocuk korkabilir. Hani bazı arabalarda “Dikkat, bebek var!”
uyarısını görürüz ya. İşte evlerde de mışıl mışıl derin uykuya dalmış
çocuklarımız var. Bu konuda hassasiyet lütfen!
2.
Belediyelerin mahalle
mahalle dolaşıp iftar verme adetini terk edip asli görevlerine yönelmeli.
Sosyal belediyecilik anlamında ben mutlaka vereceğim diyorlarsa tespit ettikleri
fakir-fukara, garip ve gurabaya bir ay değil 365 gün yemek vermeli, açacakları
aşevleri vasıtasıyla.
3.
Belediyelerimiz teravih
vakti ramazanın havasını bozan etkinliklerine son noktayı koymalı, belediyenin
imkanlarını sanatçılara peşkeş çekmemeli. Asli görevine dönmeli. Bıraksınlar
dileyen teravihe gitsin, dileyen kendi parasıyla eğlence yerlerine gitsin.
4.
Başta belediyeler, başbakanlık
ve cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları kalburüstü
kişilere iftar vermekten imtina etmeli, kaynaklarını milletin asli
ihtiyaçlarına harcamalı. Yok, illaki iftar vermeleri gerekiyorsa bu işi milletin
sırtından değil, kendi ceplerinden karşılamalılar. Yok buna gücümüz yetmez
deniyorsa onlardan tek isteğim, bu işi cümle aleme duyurmadan yapmalılar.
5.
Ramazan ayına denk
gelen merkezi sınavlara bir ayarlama yapılmalı. Öğrenciler için hayat ve memat
sınavı olan sınavlara çocuklarımız oruç değilken girmeliler. Çocuklar oruç
tutup tutmama ikilemi içerisinde bırakılmamalı. Din görevlileri, “İsteyen
öğrenci oruç tutmayabilir” fetvası verme durumunda kalmamalıdır.
6.
Orucun başlama, imsak
ve iftar vakti konusunda farklı görüş sahipleri ramazandan önce bir araya
gelerek kozlarını paylaşmalı, ramazan gelince kimse eteğindeki taşı döküp milletin
kafasını karıştırma yoluna gitmemeli.
7.
Ramazan ayında yemek
yemek, adakta bulunmak, dilekte bulunmak için türbelere akın eden insanlara bu
yaptıklarının doğru olmadığı yetkililer tarafından açıklanmalı, hala ben bu işi
yapacağım diyen varsa güvenlik kuvvetleri vasıtasıyla o mahalden
uzaklaştırılmalı. Türbelere değişik saiklerle akın edenlerin görüntüleri
televizyonlardan yansıtılmamalı, canlı bağlantı ile bağlanma yoluna
gidilmemeli. 22/06/2017
** 30/06/2017 günü kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır.
** 30/06/2017 günü kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder