23 Haziran 2017 Cuma

Seneye ramazanda görmek istemediklerim... **

Bir ramazanı daha uğurluyoruz hayırlısıyla. Rabbimden başka ramazanlarda kavuşturmayı nasip etmesini niyaz ederim. Bu ramazan bitti bitmesine. Umarım değerlendiren kimselerden olmuşuzdur. Bu ramazanı uğurlarken -kavuşmayı nasip ederse Rabbim- önümüzdeki ramazana görmek istemediklerimi sıralamak istiyorum:
1.      Sahura kaldırma adetlerimizden olan davulcu tutma ve davul çalmaya bir son verilmeli. Bu adet geçmişte çalar saatin olmadığı dönemlerde bulunmuş en güzel sistemdir. Bugün böyle bir ihtiyaç kalmamıştır. Üstelik çoğu kimsenin mesai kavramı farklıdır. Kimimiz vardiya usulü çalışmakta, kimimiz sahuru beklemekte. Artık benim uyku saatim başkasının iş vakti olabiliyor. Sahur saatlerimiz farklılaştı demek istiyorum. İnsanları kendi haline bırakmak lazım. Bazı evlerde bebek olabilir, davulcu sesiyle çocuk korkabilir. Hani bazı arabalarda “Dikkat, bebek var!” uyarısını görürüz ya. İşte evlerde de mışıl mışıl derin uykuya dalmış çocuklarımız var. Bu konuda hassasiyet lütfen!
2.      Belediyelerin mahalle mahalle dolaşıp iftar verme adetini terk edip asli görevlerine yönelmeli. Sosyal belediyecilik anlamında ben mutlaka vereceğim diyorlarsa tespit ettikleri fakir-fukara, garip ve gurabaya bir ay değil 365 gün yemek vermeli, açacakları aşevleri vasıtasıyla.
3.      Belediyelerimiz teravih vakti ramazanın havasını bozan etkinliklerine son noktayı koymalı, belediyenin imkanlarını sanatçılara peşkeş çekmemeli. Asli görevine dönmeli. Bıraksınlar dileyen teravihe gitsin, dileyen kendi parasıyla eğlence yerlerine gitsin.
4.      Başta belediyeler, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları kalburüstü kişilere iftar vermekten imtina etmeli, kaynaklarını milletin asli ihtiyaçlarına harcamalı. Yok, illaki iftar vermeleri gerekiyorsa bu işi milletin sırtından değil, kendi ceplerinden karşılamalılar. Yok buna gücümüz yetmez deniyorsa onlardan tek isteğim, bu işi cümle aleme duyurmadan yapmalılar.
5.      Ramazan ayına denk gelen merkezi sınavlara bir ayarlama yapılmalı. Öğrenciler için hayat ve memat sınavı olan sınavlara çocuklarımız oruç değilken girmeliler. Çocuklar oruç tutup tutmama ikilemi içerisinde bırakılmamalı. Din görevlileri, “İsteyen öğrenci oruç tutmayabilir” fetvası verme durumunda  kalmamalıdır.
6.      Orucun başlama, imsak ve iftar vakti konusunda farklı görüş sahipleri ramazandan önce bir araya gelerek kozlarını paylaşmalı, ramazan gelince kimse eteğindeki taşı döküp milletin kafasını karıştırma yoluna gitmemeli.
7.      Ramazan ayında yemek yemek, adakta bulunmak, dilekte bulunmak için türbelere akın eden insanlara bu yaptıklarının doğru olmadığı yetkililer tarafından açıklanmalı, hala ben bu işi yapacağım diyen varsa güvenlik kuvvetleri vasıtasıyla o mahalden uzaklaştırılmalı. Türbelere değişik saiklerle akın edenlerin görüntüleri televizyonlardan yansıtılmamalı, canlı bağlantı ile bağlanma yoluna gidilmemeli. 22/06/2017

** 30/06/2017 günü kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder