14 Haziran 2025 Cumartesi

Güle Oynaya mı, Ağlaya Sızlaya mı?

"Konya Büyükşehir Belediyesi Konya İl Müftülüğü paydaşlığında gerçekleştirilen, "Güle oynaya camiye gel" projesi kapsamında, 1 Ocak 2016-31 Aralık 2016 tarihleri arasında doğan ve başvuru yaptığı camide 30 Haziran-18 Ağustos tarihleri arasında en az kırk gün sabah namazına gelen çocuklara, bisiklet hediye edilecek"
.

Başvurular 13-23 Haziran tarihleri arasında İnternet üzerinden yapılacak.

Büyükşehir Belediyesi başlattığı bu proje ile "Evlatlarımızı cami ve İbadetle tanıştırarak ibadet alışkanlıklarını küçük yaşlarda kazandırmayı" amaçlamaktadır.

Belediyenin bu projesi 2018 yılından beri her yaz döneminde uygulanmakta.

İlk başladığı yıl yanlış hatırlamıyorsam 7-14 yaş aracılığındaki çocukları kapsamıştı bu proje. Sonraki yıllarda ve bu yıl, 9 yaşındaki çocuklara yönelik bir uygulama.

2018 yılından beri bu proje kapsamında 91 bin bisiklet dağıtılmış. Bu seneki hedefin 100 bini geçmek olduğu belirtilmekte.

Projeye dair bu kısa bilgilendirmenin ardından, 2018 yılından itibaren uygulanmakta olan bu projeye dair kendi görüşümü belirtmek istiyorum.

Kampanya için kırk gün süresinin belirlenmesiyle, bundan muradın, bir işi kırk gün boyunca yapanın o işi bırakamayacağı ve devamlı olacağı düşünülmüş. Buna eyvallah.

Yine aynı şekilde dokuz yaşındaki çocukların seçilmesi ise Hz Muhammed'in "Çocuklarınızı yedi yaşına geldiği zaman namaza başlatın. Dokuz yaşına geldikleri halde namaza başlamadılarsa..." sözüyle, çocukları küçük yaşta namaza alıştırma gözetilmiş.

Proje ile çocuklarımıza ibadet alışkanlığı kazandırmak amaçlandığına göre 2018 yılından beri uygulanmakta olan bu projede başarıya ulaşıldığına dair elde bir veri var mı? Mesela 40 gün boyunca sabah namazına gelip bisiklet almaya hak kazanan kaç çocuk namaza devam ediyor? İmamlardan ve camiye devam eden cemaatten duyduğumuza göre bisiklet hediyesinin ardından camiye devam eden çocuk yok. Durum bu iken niçin bu projede ısrar ediliyor? Aynı yöntemi yedi yıldır uygulayarak farklı sonuç beklemek ne derece doğru?

Belediye ve İl Müftülüğü, sabah namazı dışında bir başka projeye imza atmayı düşünmüyor mu? Niçin sadece namaz niçin sadece sabah namazı niçin sadece bisiklet? Niçin kitap okuma alışkanlığına yönelik bir projeye öncülük edilmez? Mesela 40 gün boyunca Konya'daki kütüphanelere gelip günde bir saat kitap okuyan çocuklara hediye kampanyası yapılabilir. Çünkü bu toplumun cami ve namaz ihmali dışında okuma sorunu da var. Kitap okuma projesi mutlaka düşünülüp hayata geçirilmeli.

Diyelim ki namaz önceliğimiz. Ağaç yaş iken eğilir misali çocuklarımızı önce namaza başlatalım. İyi, güzel de niçin sabah namazı? Mübarekler, sabah namazı dediğiniz namaz, kişiye hele çocuğa en zor gelen namaz. Gecelerin kısa olduğu, herkeste uyku probleminin olduğu, kişinin uykuyu alamadığı bir mevsim. Amacımız çocuğu namaza başlatmak mı? Çocuğa illallah dedirtmek mi? Bu ne demek biliyor musunuz? Sen misin bisiklet isteyen? Gör o zaman Hanya'yı Konya'yı demek. Madem çocuklarımızı namaza başlatacağız. En kolay vakitlerden başlatmak daha pedagojik olmaz mı? Mesela öğle, ikindi ve akşam namazına çocuk bir başına gidebilir. Caminin etrafında veya mahallesinde oyun oynayan çocuk ezanı duyar duymaz oynamayı bırakır, koşar abdest alır, namaza gider. Hem de güle oynaya yapar bunu. Gördüğünüz gibi bir vakit yerine üç vakit namaz kıldırabiliriz çocuklara. Çocuklar bu vakitlerde kıldığı namazda zorlanmaz. Çocuk bu üç vakit camiye gitmek için anne, baba, ağabey ve ablaya ihtiyaç hissetmez. Uyku problemi olmaz. Halbuki sabah namazı öyle mi? Bir defa sabahın köründe, zifiri karanlıkta hiçbir çocuk yanında aileden biri olmadan camiye gidemez. Gitse de aile salmaz.

Çocuğu namaza başlatmak ve ona ödül olarak bisiklet vermek için seçilen bu sabah namazı, matematiğe yeni başlayan, daha çarpım tablosu ve dört işlemi bilmeyen çocuğa trigonometri ve karekök öğretmeye benzer. Halbuki matematik ve diğer derslerde kolaydan zora doğru bir seyir izlenir. Pedagojiye uygun olan da budur.

Tüm bunlardan geçtim. Projenin başlığı olarak seçilen "Güle oynaya sabah namazına gel" sloganına gelelim. Büyükler bile sabah namazına giderken yarı uykulu gider. Yani güle oynaya camiye gitmez. Değil ki dokuz yaşındaki ana kuzusu bir çocuk güle oynaya sabah namazına gitsin. Olsa olsa anne babası güç bela uykudan uyandırır. Yarı uykulu camiye gider. Yani camiye giderken güle oynaya gitmez. Gitse gitse ağlaya sızlaya gider. Bu tespitime, geçmişte bisiklet projesine katılan torununu sabah namazına götüren bir dede hak verdi: "Torunum camide başını dizime koydu. Uyumaya başladı. Ayıp olur, kalk diye uyandırdım" dedi. Kısaca namaza özellikle sabah namazına güle oynaya gidilmez. Öğle, ikindi ve akşam namazları için belki güle oynaya düşünülebilir.

Verilen hediyeye gelince. Bisiklet kullanmayı yaygınlaştırmak için güzel bir hediye. Konya bisiklet sürmeye de en uygun şehirlerden biri.

Bisikletlerin sponsoru büyük bir ihtimalle Büyükşehir Belediyesi. Belediye de projeye dahil olan çocuk sayısı kadar bisiklet temin etmek zorunda. Bunu temin için öyle zannediyorum, bisikletleri ihale ile almaktadır. En uygun teklifi verenden satın almakta. Eğer böyle ise satıştan sadece bir veya birkaç firma faydalanır. Halbuki şehirde toptan ve perakende bisiklet satışı yapan çok sayıda satıcı vardır. Bu satıştan tüm esnafın faydalanmasında yarar görüyorum. Bunun için ihalede en uygun teklif verilen bisiklet fiyatı ailenin hesabına yatırılabilir ya da bisiklet çeki vererek bu kampanyaya katılan ne kadar esnaf varsa vatandaş dilediğinden bisiklet alabilir. Böylece şehirdeki tüm bisiklet sektörü gözetilmiş olur.

Bir diğer husus, binlerce bisiklet belediyeye ek maliyet getirir. Bu sponsorluğu, belediyenin üstlenmesinden ziyade başka STK'ler, dernekler ve yardım kuruluşları üstlenebilir. Konya Müftülüğü Bisikletlerin temini için cuma namazı sonrası yardım sergisi açabilir. Hayırseverlerden yardım toplanabilir. İsterim ki kamu bu işe sponsor olmasın. Kamu, kurum ve kuruluşları, kaynaklarını belediyenin asli görevlerine ayırabilir.

Bu konuda daha önce birkaç defa yazı yazmıştım. Yılda bir bu proje tekrar gündeme gelince yeniden ele almak istedim. Niyetim, pişmiş aşa su katmak değil. Temenni ederim ki proje başarılı olur, amaçlanan hedefe ulaşılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder