Türkiye'de geçmişten günümüze şöyle böyle değil, baya bankamatik memuru var. Sayısını bilmiyoruz.
Halk arasında bankamatik memuru dense de aslında resmiyette kimse bankamatik memuru değil.
Hele bu mesleği icra edenlerin hiçbiri memur değil. Hepsi bir zaman müdürlük yapmış. Vekaleten başladıkları bu görevleri zamanla asalete dönüşmüş. Sonra birileri bunlara kızağa çekerek yerine bir başkasını yönetici atamış. Yeni atadığını da bir süre sonra alıp yerine bir başkasını oturtmuş.
İşte bu kızağa çekilenlere halk bankamatik memuru diyor. Bu tip kızağa çekilenler maaş ve özlük haklarını almaya devam ediyor. Adları da kah uzman kah araştırmacı oluyor. Neyin uzmanı ya da neyi araştırıyor demeyin. Atandıkları kadro adı böyle. Yoksa herhangi bir şeyin uzmanlığını ya da bir şeyin araştırmasını yapmıyorlar.
Bunları maaş ve diğer özlük hakları hesaplarına yatar. Bunlar da ihtiyaç oldukça maaşlarını kullanırlar.
Yerleri, yurtları yoktur. Mesai kavramları da yoktur. Kendilerine neredesiniz, gelin biraz çalışın diyen de olmaz.
Mesai kavramları ve ayrıldıkları kuruma herhangi bir sorumlulukları da olmadığı için bunlar çarşı, pazar, köy, kasaba, tatil merkezleri dolaşır dururlar. Yani 7/24, 365 gün boşlar.
Otur, halk, gel, git denmeyen bu kişiler, emeklilik öncesi emeklilik yaşarlar. Emeklilikten tek farkı emekli maaşı almamaları, çalışan gibi maaş almaları.
Araştırmacı ya da uzman olduktan sonra bunların tek yaptığı, bir uzmanın deyimiyle şöyle: “Şu kadar yıl kamuya hizmet ettik. Bundan sonra karıya hizmet ediyoruz” şeklindedir.
Halkımız bankamatik memuru dediği bu kızağa çekilmiş kişileri görse, bir güzel hoşbeş yapıyor, nerede, ne iş yaptığını soruyor. Görevini söyleyince oh ne güzel diyor. Bankamatik memuru yanlarından gidince başlıyorlar bunların arkasından konuşmaya: "Bunların aldığı caiz mi? Kesinlikle caiz değil, iş yapmadan para almak caiz olmaz" şeklinde kendi aralarında konuşup duruyor.
Kızağa çekilmek suretiyle uzman ya da araştırmacı kadrosuna alınıp herhangi bir görevi ve mesaisi olmayan bu tip yöneticilerin aldıkları maaş caiz mi, değil mi? Bunun üzerinde hiç durmayacağım. Çünkü bu sorunun muhatabı bu tip bankamatik memurları değil, onları kızağa alanlardır. Çünkü bunları bankamatik memuru yapan onlardır. Bunlara maaş ve özlük haklarını vermeye devam edenlerdir. Bunları alanında herhangi bir işte istihdam etmeyip çalışan bir kişi gibi maaş vermeye devam edenlerdir. Bunlardan ve tecrübesinden yararlanmayanlardır. Kısaca bu işin asıl suçluları, bir müddet yöneticilikten sonra bunlara araştırmacı ya da uzman adı altında bir kadro istihdam edenlerdir. Eğer birilerine kızılacaksa eğer birilerine hesap sorulacaksa eğer caiz mi denecekse bunun suçlusu insan kaynağını yerinde kullanmayanlardır. Devletin parasını çarçur edenlerdir.
İnsanları önce yönetici yapıp sonra beğenmedim deyip kızağa çekerek onları bankamatik memuru yapmaktansa, yöneticiliğe getirilecek kişiyi yönetici yapmadan önce "Yöneticilik üzerinden bir şekilde alınırsa asli görevine dönersin" denmelidir. Böylece piyasada bankamatik memuru kalmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder