28 Mayıs 2025 Çarşamba

Bu Branş Her Yerde Olmak Zorunda mı?

Rehber öğretmenlerine yönelik bir seminere, online katılan bir rehber öğretmenin şöyle bir serzenişte bulunduğuna şahit oldum: "Branşı din kültürü imiş. Bize bilişim, bilgisayar üzerine seminer veriyor" dedi. Karşısında oturan bir bilişim öğretmenine, "Niye siz bu seminerleri vermiyorsunuz" diye sordu. Bilişim öğretmeni, "Bu iş bu branşa kaldı ise yandık" şeklinde cevap verdi.

Tüm bu konuşmayı ayakta dinleyen ben, branşıma sataşma var. Biz her yerdeyiz. Bu işlere ilk olarak okullarda bilgisayar laboratuvarından sorumlu formatör olarak başladık. Müdür yardımcısı olduk. Müdür başyardımcısı, müdürlük, ilçe ve il milli eğitim müdürlüğü geldi ardından. Benim gibi işe yaramayanları ve idarecilik istemeyenleri de aranıza öğretmen olarak gönderiyorlar dedim. Yanlarından ayrıldım.

Meslektaşlarım kusura bakmasın. Rehberlik ve bilişim öğretmeni serzenişlerinde haklıydı. Çünkü bizim branş sakinleri her yerde, her türlü seminerde, her çeşit koltuktalar. Diğer branşlar gibi okullarda idarecilik üstlenmeleri, şube müdürü ya da milli eğitim müdürü olmalarını çok dikkat çekmeyecek şekilde normal görürüm. Ama çoğunluğunun bu branş mensuplarından olması dikkat çekiyor.

Yine bu branş sahipleri, milli eğitim ve müftülüklerin dışında her türlü koltuktalar. Bir ara deprem önlemede de sorumlu birinin bu meslekten olduğu yazıldı çizildi. Aile sosyal politikalar müdürlüğünden tutun da her yerde bu branş sahipleri kısaca.

Bu branş sahipleri görevlerinden çok iyi anlıyor ve görevlerini çok iyi yapıyor da olabilir. Yalnız çoğu makamlarda bu branşta olan kimselerin kamuoyu nezdinde çok garip karşılandığı bir gerçek.

Kimsenin koltuk sahibi olmasında gözüm yok. İsteyen kişi ve branş sahibi istediği makamda görev yapsın. Ama görev alan bu branş sahipleri de içini doldurabileceği, altından kalkabileceği yakışan koltuklara talip olsalar fena olmaz. Mesela teknik ve donanım gerektiren bilişim formatörlüğünde, bilişim öğretmenleri varken görev almamalılar. Deprem görevinde hakeza.

Birileri bu branş sahiplerini bir göreve layık görse bile bu meslek erbabı, elinin tersiyle itebilmeli. Koyunun olduğu yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misali Abdurrahman Çelebi olamam. Bu işin bir yakışanı var diyebilmeli.

Bir zamanlar buna dikkat edilirdi. Üçlü koalisyon zamanında memlekete gelmek için müdürlük sınavına girmiştim. En yüksek puanı almıştım. Bu puanla memleketimde bir ilçenin bir lise müdürlüğüne müracaat etmiştim. Bu müracaat sonrası iki arkadaş, gel şununla tanıştıralım diye işin bir sorumlusunun yanına beni götürmüşlerdi. O kişi, "Puanın çok iyi. Tüm şartların tutuyor. Tek dezavantajın branşın. Çünkü bakan, bu branş sahiplerinin idareciliğine pek sıcak bakmıyor" demişti. O zamanlar koalisyon gitmiş, tek başına iktidar gelmişti. Zamanın Bakan'ı da Hüseyin Çelik idi. (Müdürlüğe müracaat edenler arasından yazılı puanı en yüksek olan üç ya da altı aday arasından birini bakanlık atıyordu o yönetmeliğe göre.)

Yine o dönemde din kültürü olarak okul müdürlüğü yapan bir arkadaş merkez ilçe milli eğitim müdürlüğüne teklif edilmiş ama zamanın Bakan'ı branşından dolayı atamayı geri çevirmişti.

Bir başka örnek daha aklıma geldi. Aynı branştan bir arkadaşın öğretmenevine müdürlük teklifini vali yardımcısı, "Camiye müzik öğretmeni yakışmazsa, öğretmenevine de bir ilahiyatçı yakışık almaz" demek suretiyle arkadaşın müdürlüğünü bir süre engellemişti. Sonunda ısrar üzerine bu branş sahibi öğretmenevine müdürü olarak atandı. Bu arkadaş çok da iyi çalıştı. Öğretmenevine tüm eforunu sarf etti. Borç batağı içindeki kurumu kâr yapan kuruma dönüştürdü. Kendisinden sonraki yönetime yüklü miktarda para bırakmıştı.

Tekrar sadede gelirsem, kurum ve kuruluşlara yönetici atamada branşlar bazında bir kontenjan olmasa da din kültürü branşına sahip kişilerin olur olmaz her yerde mantar biter gibi idarecilik yapması, atamada tercih nedeni olması, dediğim gibi toplumda çok dikkat çekiyor. Birileri atamak isteyebilir. Bence bu branş sahipleri her koltuk görevine teşne olmamalı. Yönetimlerde bu branşın dikkat çekmeyecek şekilde olması bu branşın itibarını da koruyacaktır.

Ezcümle, bu branş sahipleri analarından idareci doğmadı. Unutmayalım ki makamlar kişiye itibar elbisesi giydirmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder