"Biz Anaplaşmayız" diyenler farkına varmasa da hızla Anaplaşma yolunda ilerliyor. Sanırım iyice küçülünce anlayacaklar.
"Ben istesem sigarayı hemen bırakırım" diyenler aramızda çok sayıda varlar. Bugüne kadar pek azı hariç sigara içmeye devam etmektedir.
"Ben şununla asla görüşmem. Aynı masaya oturmam" diyenler bir bakmışsın oturup görüşme yapıveriyor.
"Ölürse cenazesine gitmem. Ölürsem de cenazeme gelmesin" deyip de sonra sarmaş dolaş olan niceleri vardır.
Bir üründe zam iddiası ortaya çıktığında, bir yetkili, "Zam yok. Bu tür haberlere itibar etmeyin" diyorsa bilin ki o ürüne zam gelecektir.
Bir sınavın son başvuru tarihi ile ilgili "Sınav tarihinde uzatma yapılmayacaktır" açıklaması yapılıyorsa bilin ki o sınavın tarihi uzatılacaktır.
"Kilo vermem lazım. Bugünden itibaren perhize başladım" diyenlerin çoğu, nefis bir yemek görünce daha başlamadan perhizi bozarlar. Göbekten belli değil mi perhize başlamadıkları.
"Verdiğim bu karardan dolayı kimseden emir almadım" diyen biri, mutlaka emir ve talimat almıştır.
Piyasada trolden dert yanan nicelerinin bir başkasının trolü olduğundan haberleri yok.
Fikri, zikri, düşüncesi ne olursa olsun, konuşmada herkes dürüst. Ama bu dürüstlük denenmemiş dürüstlüktür. Çoğumuzun eline fırsat ve imkanlar geçtiği zaman dürüstlüğü buzdolabına kaldırıyoruz. Bu demektir ki dürüstlüğümüz yokluktanmış.
Sevginin ve nefretin aşırısı gözleri kör eder. Haddinden fazla gösterilen sevgi kişiyi şımartır. Aşırı nefret de yapılan doğruları perdeler.
Kutuplaşmanın olduğu yerde barış, huzur ve güven olmaz.
Yapacak şeyi kalmayıp kendini tekrar edenlerin koltukta ve ayakta kalması düşman üretmesine bağlıdır. Düşmanla korkutarak koltuğunu sağlamlaştırır.
Başarısızlıklarına kılıf bulanların topluma zarardan başka verebilecekleri bir şey yoktur.
Hayatını oluşturduğu algılar üzerine kuranlar kadar tehlikelisi yoktur.
Başarı için her yolu mubah görenlerin hiç omurgası yoktur.
Zikzak çizenler el üstünde tutuluyorsa o toplumun vay haline.
Eleştiri kültürü gelişmeyen toplumlarda gelişme olmaz.
Yargının silah ve had bildirme aracı olarak kullanılan toplumlarda adalet olmaz.
Milli ve manevi değerleri ve dini kendi malı görenler o değerleri süfli emelleri için kullanarak değerlerin altını oyar. Bu değerlere en büyük zararı da bunlar verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder