16 Şubat 2023 Perşembe

Afetle Yaşamanın Yolu

Öncelikle afet özellikle depremle yaşamanın yollarını bulmalıyız.

Bunu bir devlet politikası haline getirmeliyiz. 

İktidara gelen her partinin birinci görevi bu politikayı kesintisiz yürütmek olmalıdır. 

Geniş yetkileri ve imkanları olan bir afet bakanlığı kurulmalı. 

Bina ve yerleşim yerlerinin tek sorumlusu bu bakanlık olmalı. 

Bakanlık ve yerel yönetimler birlikte çalışmalı, her şehre yönelik bir plan hazırlamalı. 

Bakanlık, afetlerde ayakta kalabilmek, hasarı en aza indirgemek, mal ve can kaybını asgariye indirmek için uzmanların ve ilgili bölümlerin katılımıyla kısa, orta ve uzun bir afet planı hazırlamalı. Bu plan tavizsiz uygulanmalı. 

Bu ülkede geçmişten günümüze olan depremler masaya yatırılmalı. 

Fay hatları iyice belirlenmeli.

İmara açılacak sağlam zeminler belirlenmeli, 

Tüm yerleşim yerlerindeki ev ve meskenlerin zemin ve binası incelenmeli. 

O bölgede beklenen depreme dayanamayacak evler bir depremi beklemeden yıkılmalı. 

Bu evlerde oturanlar için  konteynerler gibi geçici  kalacak yerler yapılmalı. İnsanlar burada kalmalı. Koynerlerler ev gibi olmaz ama bina gibi öldürmez en azından. 

Fay hattının üzerinde olan şehirler zemini sağlam yerlere kaydırılmalı. Bunlar yapılan konteynerlere taşınmalı. 

Yeni yapılacak binalardan tek sorumlu TOKİ kılınmalı. TOKİ prensiplerine asla ödün vermemeli ve işini savsaklamamalı.

Önüne gelen müteahhitlik yapmamalı. Belirli kriterler getirilmeli. 

Şartları tutanlar TOKİ gözetiminde evler yapmasına izin verilmeli. 

Bu yazdıklarıma, dediklerin kağıt üzerinde güzel. Burada üzerinde düşünülmesi gereken en önemli şey yapılacak yeni binaların finansmanı diyebilirsiniz. Eyvallah. Finansman önemli bir sorun. Yalnız istenirse buna da bir çözüm bulunur. Yeter ki insanı yaşatmak birinci önceliğimiz olsun. 

Yeni binalara kaynak bulmak için bir seferberlik başlatmalıyız. Her şeyimizden kısıp kazancımızın belirli bir yüzdesini aylık TOKİ'ye ödeyebiliriz. TOKİ, herkesin kazancına göre bir ödeme takvimi hazırlamalı. 

Kazancı olmayanların ödemesini sosyal devlet gereği devlet ödemeli.

Bu seferberlik ve birçok ihtiyaçtan kısarak ödeyeceğimiz aylık konut parası, tüm ülkeyi baştan sona imar edinceye kadar devam etmeli. Bu inanç bizde olursa yirmi yılda bu ülkeyi bir baştan öbür başa yenileriz. 

Herkes gönül huzuru içinde yıkılıp ölmeyeceği bir eve yerleştikten sonra isteyen istediğini alsın.

Yaptığımız evler de evladiyelik olsun. Biz oturduğumuz gibi bizden sonra da kaç nesil korkusuzca ve acaba demeden yaşasın.

Anlatmak istediğim depremden sonra yapacağımız masrafı depremden önce yapalım. Ne ölelim ne öldürelim ne de birilerinin ölmesine göz yumalım. İnsanca yaşayalım şu ülkede. Her depremden sonra ağlamayalım artık. Depremden önce ağlayalım ki sonrasında bir daha ağlamayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder