Anadolu'da bir çok ebeveyn Kur'an
öğretimi için çocuğunu Kur'an Kursu, cami, İHL ve STK'ların organize ettiği
yerlere gönderir. Neredeyse din eğitimi ve öğretimi almayanımız yok.
Bir kısmımız çocuğuna hafızlık
yaptırıyor. Yarım yamalak da olsa dini bilgiden yoksun olan insanımız yok
gibi... Bol miktarda ilahiyat mezunumuz, İHL mezunu, imam-hatip, müezzin
kayyum, ilahiyat öğretim görevlisi , açık İHL mezunumuz, hafızımız, şeyhimiz ve
medrese mezunu ve medrese hocalarımız var. Etrafımıza ne kadar ışık tuttuğumuz,
bilgimizin ne kadarının yaşantıya dönüştüğü konuşulmaya değer. Hatta dini bilgi
arttıkça dini yaşamak azalıyor. (Yaşayanları tenzih etmek gerek. Hatta din
eğitimi veren yerlerde okumamış başka branş ve meslek sahiplerinin dini yaşama
ve hassasiyetleri daha takdire şayan görünmektedir.) Kur'an'ın deyimiyle kitap
yüklü merkepler gibiyiz. 50 öncesi gizli, kaçak öğrenilen az bilgi ile dede ve
babalarımız, çok bilgiye sahip bizlerden daha fazla dini yaşıyorlardı. Bunun
sebeb/leri uzmanlarınca mutlaka araştırılmalı, ülkemizde verilen din eğitimi ve
öğretimi üzerine kafa yorulmalıdır. Aşağıda maddeler halinde -doğruluğu tespit
edilmemiş- tespitlerimi paylaşmak istiyorum:
1.Dindar-mütedeyyin ailelerde, din eğitimi
verilen yerlerde çocuklarımıza her şeyden önce öz güven verilmelidir.
(Çocuklara çoğu zaman öğrenmesi ve ibadetlerini yerine getirmede baskı/şiddet
uygulanmaktadır. Unutulmamalı ki, şiddete maruz kalan şiddet uygular.)
2.Din eğitimi/öğretiminde "Eti senin kemiği
benim" mantalitesinden vazgeçilmelidir.
3.Din eğitimi/öğretiminde zamanlama dikkate
alınmalıdır. Çocuğun susaması ve acıkmasını beklemek gerekir. Acıkmayan ve
susamayan çocuk yediğinden ve içtiğinden zevk almaz.
4.Din eğitimi ve öğretimini verecek kişilerin bu
işin uzmanı olmasına dikkat edilmelidir.
5.Din eğitimi ve öğretimini verecek kişinin
çocuğun seviyesine inebilen ve onun psikolojisini bilen biri olmalıdır. (Her
hafıza, her İhl mezununa, her ilahiyatçıya, her imam ve müezzine bu görev
verilmemelidir. )
6.Eğitim ve öğretimde amaç öğrenmekten ziyade
sevdirmek olmalı, sevdirmeden öğretim yapılmamalıdır.
7.Taş yapan, Cehenneme atan Allah değil de
merhamet sahibi, rızkı veren, şefkatli, acıyan, affeden bir Allah
anlatılmalıdır.
8.Kur'an öğretmeden, ibadetin yapılışını
bilmeden, namaz sürelerini ezberlemeden önce doğruluk, dürüstlük, cömertlik,
dostluk, fakirin durumunu düşünen, yardım etmeyi ön plana alan bir eğitim
verilmelidir.
9.Kuran öğrenmenin yanında okuduğunun anlamını
bilecek kadar Arapça öğretilmelidir.
10.Kurs alanı aynı zamanda çocuk oyun oynama
sahası olarak da düzenlenmelidir.
11.Kursta aynı zamanda yaşlarına hitap eden
filmler izletilmelidir.
12.Okumanın yanında öğrenciler sosyal etkinlik
ve aktivitelerden faydalandırılmalıdır.
13.Öğrencilere ödül yöntemi uygulanmalıdır.
14.Din eğitimi ve öğretimini verenler cömert ve
paylaşan olmalıdır.
15.Ögrenciler cenaze, belirli günlerde hatim
okutulmaya götürülmemelidir.
16.Hatim okutmak isteyene kendisinin ve
yakınlarının hatim inmeleri istenmelidir.
17.Hatime gidilmişse hane sahibinin vereceği
para kesinlikle alınmamalıdır.
18.Cenaze sonrası inilen hatimlerde gelenek
haline gelen iskat-ı salat/savm (ölünün altını-üstünü görme) şeklinde cereyan
eden kabültü ve hebtü işine son verilmelidir.
19.Öğrencilere dağıtılmak üzere gönderilen
zekat, sadaka vb yardımlar, ödüllendirme yöntemi ve burs şeklinde
değerlendirilmelidir. (örnek davranış, güzel okuma vb)
20.Ögrencinin onurunu kıracak, kişiliğini yok
edecek davranışlardan uzak durulmalıdır.
21.Resmi izinli her hangi bir yere yardım
toplanacağında ilk önce din görevlisi yardım yapmalıdır.
22.Camilerde her ne ad altında olursa olsun
yardım adına sergi açılmamalıdır.
23.Cami ihtiyaçları için cemaate devam edenlerden
aylık aidat alınmalıdır. Cami, vakıf vb yerlere ait meskenler kiraya verilmeli,
kira bedeli bölge kira piyasasının % 20 altında olmalıdır. Lojman boya, badana
vb işler için yapılacak masraflar kiracıdan tahsil edilmelidir.
24.Cenaze, taziye, nişan, düğün gibi yerlerde ve
mezarlıklarda Kur'an-ı Kerim'den bölümler ve mevlit okunmamalıdır.
25.Cami ve cami tuvaletlerinin temiz tutulması
için toplanan aidattan ödenecek şekilde görevli tutulmalıdır.
26.Cami din görevlilerine sabah 09.00-15.00
arası camiinin alt katında kendisine ayrılan yerde bulunacak şekilde mesai
getirilmelidir. Dini konularda halkı irşat etmelidir. Resmi nikah kıyma yetkisi
verilmelidir. Öğle, ikindi ve akşam namazını kıldırmalı, yatsı ve sabah
namazları için ek ödeme yapılmalıdır.
27.Hutbe konuları bölgesel olarak müftüler
tarafından belirlenmelidir. Hutbeyi görevlinin kendisi hazırlamalıdır.
Hazırlanan hutbeler ülke/il/bölge gündemi olmalıdır. Hutbeler görevliler
tarafından irticalen i'rad edilmelidir, matbu kağıttan okumaktan kaçınılmalıdır.
Her din görevlisinin fakülte mezunu yapılması sağlanmalı, bundan sonra görev
alacaklarda fakülte mezunu olma şartı getirilmelidir. Din görevlisi alırken
sesin eğitilmişliği ve Kur’an-ı Kerim okuma yeterliliğinin yanında dini
donanım, arapça bilgisi, hadis, tefsir ve fıkıh bilgisi esas alınmalı,
yaşantısının camiaya uygun olmasına dikkat edilmelidir.
28.Dini konularda ve derslerde öğrenci ikna
olmalıdır, ikna olmadığı hususu rahat bir şekilde sorabilmelidir. Öğrenci
ayıplanmadan verilecek cevapla ikna edilebilmelidir.
29.Dini konularda herkesin kabul edebileceği
uzman kişilerden olusturulacak bir komisyon tarafından dini konularda fetva
verilmelidir. Aynı konularda verilen farklı fetvalar da kayıt altına alınıp
halkla paylaşılmalıdır. Her Ramazan geldiğinde ortaya çıkan tartışmalı konular
uzmanlarınca kendi aralarında tartışılıp istişare edilmeden tv ekranlarında yer
bulmamalıdır.
30.Verilen fetvaların dinin kendisi olmadığı,
sadece dinin kolay ve yaşanabilirliğin bir yolu olduğu anlatılmalıdır.
31.Diyanete ait g.menkul, kira gelirleri, yardım
vb gelirler cami ve kuran kursu ihtiyaçları için harcanmalıdır.
32.Din görevlileri cami görevinin dışında ev
ziyaretleri yapmalıdır. Ziyarete de cemaate gelmeyenlerden başlanmalıdır.
33.Din görevlilerine 5 yıldan fazla bir yerde
görev yapmayacak şekilde rotasyon getirilmelidir.Yapılan denetimlerde
görevlinin muhitine uyumu da izlenmelidir, uyum sağlayamayanın görev yeri
değiştirilmelidir.
34.Diyanet İşleri Başkanlığı'nın nezaretinde
dine sonradan girdirilmiş bid'atler, mevzu hadisler konusunda yapılacak
çalışmalar kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır.
35.Her devirde Kur’an-ın açıklaması uzmanlarınca
yapılmalıdır.
36.Yardımlaşma adı altında kurulmuş STK'ların
topladığı yardımlar ve harcama yerleri denetlenmelidir. Aynı amaca hizmet eden
kurumlar birleştirilmeli. Yapılan yardım ve bağışlar için mutlaka alındı
belgesi ya da makbuz verilmelidir. Farklı amaca hizmet edecek ihtiyaç olan
alanlarda kurulacak dernek ve vakıflar teşvik edilmelidir. Dernek, vakıf,
STK'larda görev alanlara belirlenen maaş kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Daha ilave edilmeyen başka hususlar da
olabilir, ya da yazılanlara katılmadıklarınız da olabilir...Allah doğru
anlatmayı, anlatılanla yaşamayı nasip etsin. 12/10/2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder