20 Ocak 2024 Cumartesi

Çalışmak da Bir İbadettir *

Vaaz kürsülerinde ve hutbelerde inanç ve ibadetten dem vuruyoruz. Döner döner anlatırız. Ahlaktan bahsetmeyi de ihmal etmiyoruz. Ama önceliğimiz iman ve ibadet. 

Kur'an ve hadislere bakıyoruz. İman ve ibadet öncelikli.

İlmihallere baktığımız zaman öncelik yönünden iman ve ibadet yine baş sırada ve ana konular. 

Gündelik hayatta insanları tasnif ederken iman ve ibadet yönünden değerlendiririz.

Çocuğumuza eş ararken sorup soruştururuz. Ya namazında, niyazında olup olmadığına bakarız ya da sorduklarımız; namazında, niyazında der. Hoş, bu anlayış şimdilerde biraz geriye itildi. Önceliğimiz kadrolu çalışana yöneldi.

Birine kızıp eleştireceğimizde beynamaz deriz.

Birini methedeceğimizde hiç namazdan kalmaz deriz. 

Kısaca hayatımız iman ve ibadet dense yeridir. Bu kadar üzerinde durulmasına rağmen iman ve ibadetten mesafe aldığımız söylenebilir mi? Haydi diyelim ki imanın bir ölçütü yok. İbadetler ölçülebilir olmasına rağmen ibadetleri yerine getirme konusunda büyük bir zaafın olduğu aşikar.

İbadet dendiği zaman ibadetten kasıt sadece namaz değil dense de bütün örnek ve değerlendirmelerimiz namaz üzerine.

Öğrencilere proje geliştiriyoruz. Namaz üzerine ve sabah namazından başlıyoruz. Namaza gelenlere bisiklet türünden hediyeler veriyoruz.

Burada iman ve ibadet üzerine yapılan konuşmaların gereksiz ve önemsiz olduğunu anlatmaya çalıştığım anlaşılmasın. İslam'ın, iman ve ibadetin yanında ayrılmaz bir parçası olan ahlakın üzerinde yeterince durulmadığını, duruluyor ise de ahlakın uygulamaya geçirilemediğini söyleyebilirim.

Bir diğer husus; iman, ibadet ve ahlakın dışında hayata dair başka konu ve sorunlar üzerinde yeterince durmadığımız. Mesela çalışmak konusunda ne din kültürü kitaplarında yeterince yer ayrılmakta ne de vaaz ve hutbede gereğince üzerinde durulmakta. Şayet değinilse bile "Çalışmak da bir ibadettir" diyoruz. Tırnak içine aldığım cümledeki "da" edatı, burada başlı başına bir sorun. Niçin “Çalışmak ibadettir” demiyoruz da çalışmak da bir ibadettir diyoruz. Niye ibadet dendiğinde sadece dar anlamda namaz, oruç, hac ve zekât geliyor? Niçin "Allah'ın razı olduğu, insanları hoşnut eden her türlü söz ve fiile" ibadet denir şeklinde tarifi yapılan ibadetin geniş alandaki tanımını ön plana çıkarmıyor ve önemsemiyoruz da "Çalışmak da ibadettir" diyoruz. Bundan yani cümledeki ayrı yazılan “da” dan, sen ilk önce iman ve ibadeti yerine getir, sonra vakit kalırsa çalış. Çünkü bu da bir ibadettir anlamı çıkar. 

Elhasıl iman, ibadet ve ahlak üzerinde duralım. Buna eyvallah. Bunlar üzerinde durduğumuz kadar çalışmanın üzerinde de duralım. Teşvik edelim. Çalışıp üretmeyenleri eleştirelim.

Bunun yani çalışma üzerinde hassaten durmuş olsaydık belki de bugün ülke olarak çokça üreten, ürettiğinin fazlasını ihraç eden ve ülkeye katma değer üreten olurduk, topluca ülkeyi kalkındırırdık, ileri ve gelişmiş ülkeler seviyesine yükselir, fakirlik sorunumuz olmaz, fert başına düşen gayri safi millimiz daha yüksek olurdu. Vatandaşından sadaka bekleyen devlet, devletinden sadaka bekleyen halk olmazdık.

İman, ibadet ve ahlak üzerinde çokça durulmasına rağmen bunlar da bile zaafımız çok. Bunları bile yeterince yerine getirmiyoruz. Çalışmak üzerine eğilince mi çalışmaya kendimizi vereceğiz denebilir. Bu endişe haklı bir eleştiri. Yalnız çalışmanın ibadet olduğu konusunda üzerine basa basa tekraren durmuş olsaydık, üzerinde çokça durduk. Yine olmadı derdik ve üzerimizden sorumluluğu atardık.

Heyhat ki heyhat...

*09/02/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır. 

Övünülecek ve Övünülemeyecek Derecelerimiz

1.Fındık, kiraz, incir ve kayısı üretimi ve ihracatında dünya liderliği.

2.Antibiyotik kullanımında Avrupa birinciliği. (NTV, 11.11.2017)

3.Kişi başına düşen ortalama günlük sigara adedi sayısında dünya birinciliği (17.1 adetle). Türkiye’yi 17 sigara ile Yunanistan, 15.7 ile İsrail takip ediyor.

4.2016 istatistikleri göre çay tüketiminde 3,16 kg ile dünya birinciliği. Türkiye’ye 2,19 kg ile İrlanda, 2,94 ile Birleşik Krallık takip ediyor.

5.Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında mobil telefonla aylık en fazla (477 dakika) görüşme yapan ülke konumunda.

6.Enflasyonda Avrupa’da 1.sırada, dünyada 10.sırada.

7.2022 yılında dünyanın en çok turist ağırlayan 4. ülkesi,

8.Sosyal medyada en fazla vakit harcayan ülke sıralamasında dünyada 13. Avrupa’da 1.sırada.

9.İnstagram’da 21.4 saat ile dünya birinciliği. Türkiye’ye 17.6 saat ile Arjantin, 15.4 saat ile Brezilya takip ediyor.

10.Türkiye Avrupa’da hapishanelerdeki mahpus sayısının ve oranının en yüksek olduğu ülke. Türkiye’de 100 bin kişiden 356’sı hapishanelerde bulunuyor. Bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ise 106. Buna göre Türkiye’de hapishanelerdeki mahpus oranı AB’nin 3,4 katı. Türkiye aynı zamanda Avrupa'da cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke. (euronews.)

11.İşsizlik oranında Türkiye % 12.1 ile Avrupa üçüncülüğü. 13.2 ile Yunanistan, 14 ile İspanya, Türkiye’nin önünde bulunuyor.

12.Dünyada en fazla camisi olan ülkeler arasında Türkiye 89.259 cami ile beşinci sırada. En fazla camisi olan ülke ise 818.634 ile Endonezya birinci. Bu ülkeyi Hindistan (304.334), Suudi Arabistan (281.494) ve Mısır (111.508) takip ediyor.

13.Seçimlere katılım oranıyla Türkiye, OECD ülkeleri arasında 3. sırada.

14.Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün 2018 verilerine göre dünyada en fazla mülteci barındıran ülke sıralamasında Türkiye dünya birincisi. Türkiye’yi Pakistan ve Uganda takip ediyor.

Tespit edebildiğim Türkiye’nin dereceleri bunlar. Başka da vardır mutlaka. İstatistik yapıldığı takdirde şu alan ve sektörlerde de derecenin olacağını düşünüyorum. Mesela,

Kahvehane ve çay ocağı yönünden dünyada hiçbir ülkenin yanımıza yaklaşabileceğine ihtimal vermiyorum.

Aynı şekilde bir seçimden diğer seçime siyaset konuşan, yediden yetmişe gündemi siyaset olan ülke yönünden de birinciliği kimseye kaptıracağımızı sanmıyorum.

19 Ocak 2024 Cuma

Seçime Beş Kala

Partim tarafından falan şehre aday gösterildim. Ne yapmam lazım?

Kazanmak için seçim çalışması yapman gerekecek.

Onu biliyorum da ilk nereden başlayayım?

Sabah güneş doğmadan yola çıkman gerekiyor. Sabah sabah kimseyi göremem ki.

Camiye gideceksin camiye.

Ama ben belediye başkanlığına hazırlanmam lazım.

Bu da bir çeşit seçim çalışması. Hatta seçim çalışması böyle olur.

Ama ben aday gösterilmeden önce sabah namazına gitmemiştim ki.

Olsun, varsın. Her şeyin bir ilki olur. Ayrıca herkes öyle yapıyor.

Hangi camide kılayım namazı?

Merkezi ve bir anlam ifade eden cami.

Ama birkaç cemaat. Kim görecek beni?

Basını da çağıracaksın basını.

Her gün sabah namazına gidecek miyim?

Seçime kadar değişik camilerde boy göster. Böylece hem dünyalığını kazanırsın hem de ahiretini.

Namazı kıldım. Sonra?

Namaz bitimi cemaatle hasbihal et. Bu arada gittiğin camide çorba dağıtmayı da ihmal etme.

Ben mi dağıtacağım?

Hayır, ekibin.

Sonra ne yapayım?

Sonra tüm şehri akşam sabah dolaş. Daha önce gitmediğin, selam vermediğin yerlere git. Böyle böyle ısınırsın. Unutma, sabah namazını her gün farklı camide kılacaksın. Gideceğin camiyi daha önce haber ver ki partililer camiyi doldursun. Bu vesileyle cami bir cemaat görsün. Namaz bitimi imamla tokalaş. Onunla ayaküstü sohbet et. Cemaatten biri oğluma, kızıma, gelinime, komşuma, damadıma iş lazım derse o iş kolay. Önce beni bir kazandırın de.

Ama her diyeni böyle işe alamam ki.

Olsun varsın. Ne isterlerse tamam de. Sakın ola ağzından hayır çıkmasın.

Sonra?

Sonra kim öle kim kala.

Ama söz?

Söz dediğin nedir ki senin. Başkan olacaksın başkan. Şehrin emini olacaksın. Yetmez mi bu. Sonra söz verip de sözünü yerine getirmeyen ilk siyasi sen olmayacaksın ki...