Bugünlerde trafik cezalarını vatandaş daha fazla dillendirir oldu. Yediği cezanın ardından burnundan soluyarak gelen sürücü, "Şu kadar ceza yemişim" der demez, yanındakiler durur mu? "Sana yine iyi gelmiş. Bana bu kadar geldi" diyor.
Kimi hızdan kimi kemerden kimi telefonla konuşmaktan kimi yanlış yere aracı park etmekten kimi kırmızı ışıkta geçmekten. Cezaların çoğu hızdan. Görünen o ki araba sürüp de ceza yemeyen yok gibi.
Eskiden de insanımız kural ihlalinden trafik cezası yerdi ama bu kadar fazla değildi. Belli ki kontroller daha da artmış. Hem de öyle böyle değil. Şayet doğru ise şu veri bile trafik cezalarındaki artışı ortaya koyuyor:
2024 yılında kesilen trafik cezası toplamı, 43,6 milyar iken 2025 yılının Ocak-Nisan arası dört ayda kesilen ceza toplamı ise 53,5 milyar Türk lirası. Halbuki 2025 yılı trafik cezası toplam hedefi 55 milyar olarak belirlenmiş idi. Dört ayda hedefe ulaşılmışsa geriye kalan 8 ayda kesilen ceza miktarı ne kadar olur? Takdirlerinize bırakıyorum.
Trafik ihlalinden cezayı anlarım da bir sonraki yılın hedefini anlamış değilim. Çünkü sürücü kurala uymamışsa ceza yemeli. Az oldu, çok oldu denmemeli. Hedef koymak neymiş. Hedef konduğuna göre çoğu sürücünün "Trafik cezalarıyla bütçe açığı karşılanıyor" tespiti doğru o zaman.
Devlet hedef koymalı. Hedefine ulaşmak için azami gayret sarf etmeli. Ama bu hedef trafik cezalarında olmamalı. Çünkü bir sonraki yılın trafik ceza hedefi, doğmamış çocuğa don biçmek gibidir. Bunun ise ciddiyetle bir alakası olamaz. Trafik cezası olsa olsa hesap edilmeyen ekstra bir gelir olur. Bunun da hesabı yapılmaz.
Trafik kurallarına uymayanlara, trafikte tehlike saçanlara, vatandaşın hayatını tehlikeye atanlara devlet elbette ceza yazmalı. Yalnız bu cezalar yıllık planlanan hedefi tutturmak için olmamalı. Devlet bunun için ceza yazdırıyor demiyorum ama vatandaştaki kanaat böyle.
Cezalarda süreklilik olmalı. Bir yoldan geçen kural ihlali yapan her sürücü ceza yemeli. Yenen ceza sadece o anki denetimle sınırlı olmamalı.
TEDES türü ölçümleri uygun görüyorum. Yalnız bir yola belli süreliğine geçici radar koymayı uygun görmüyorum. Radarın sote yere konması da pek iyi niyetle bağdaşmıyor. Kumpas gibi geliyor bana. Geçici radarı hiç anlamış değilim. Geçici radar konmasını hedefi tutturmak için trafik polisini işe göndermek olarak görüyorum. O kadar polise değişik yerlerde radar kontrolü yaptırmaktansa yollar TEDES ve mobese gibi ölçümlerle donatılmalı.
Bir diğer husus, şehir içinde her yolun ayrı bir hız sınırı olmalı. Şehir içinde otoban gibi yol yapıp azami hız sınırını 50-60 olarak sınırlamak yolun hakkını vermemek demektir. Eğer bir yol yaya ve sürücü hayatını tehlikeye atmıyorsa pekala hız limiti yükseltilmeli.
Bugünlerde hız kesmeden vites yükseltilerek kesilen yüksek trafik cezalarından sürücü muzdarip iken ve bundan dert yanarken turpun büyüğünün heybede olduğunu söylemeliyim. Çünkü Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik Meclisten geçerse yeni cezalar çok cep yakacak.
Merhabalar.
YanıtlaSilBiz millet olarak imballanmadan görevimizi ve vazifelerimizi yerine getirmeyiz ve kurallara da uymayız. Cezalar, bize bir imbal niteliğinde olup, ancak biz böyle yola geliriz.
Maş'allh hocam, durup dinlenmek yok, çok güzel konular üretip paylaşıyorsunuz. Ben bu aralar pek internette olamıyorum. Şimdilik, ancak bu kadarını yapabiliyorum.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar, as. Elbette caydırıcı olması yönüyle cezaların yüksek olması önemli. Yalnız şu anki cezalar da düşük değil. Buna rağmen kuralların oturmamasının sebebi, denetimin sürekli olmaması, polisin kontrolüne takılmasına bağlı olması. Eğer denetimler sürekli olursa, kimseye göz açtırılmasa, polis ve kontrol olmadan da otomatik ceza gelirse biz kendimize çekidüzen veririz. Fakat bu tür denetimlerden uzağız.
YanıtlaSilİmballama kelimesini de bu arada ilk defa duymuş oldum.
İnternetsiz takılmak bazen iyidir. Kafa dinlendirmiş olursunuz.
Bazen konu bulmada sıkıntı yaşıyorum. Bazen de arka arkaya konu aklıma geliyor. Konu bulursam, bir de canım isterse bana yazmak düşüyor.
Merhabalar Sayın Hocam.
SilBizim yöremizde Kırşehir/Kaman çok meşhurdur bu terim. Biliyorsunuz kağnılara koşulan öküzleri yönlendirmek ya da hızlandırmak için ucu çivili uzun bir ağaç çubuk vardır bir diğer adı da meses'dir. Biz buna imbal deriz.
Selam ve saygılarımla.